İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Aktar: Avrupa istediğini aldı, Türkiye vaatlerle yetindi

AB Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Aktar, AB ile imzaladığı mülteci anlaşmasının Türkiye’nin zararına olduğunu söyledi. Geri kabul anlaşmasıyla Türkiye’nin mülteci sorununun daha da artacağını kaydeden Aktar, Ankara’nın vizesiz dolaşım şartlarını karşılayamayacağını belirtti. 3 milyarlık yardımın tamamının verilmeyebileceğini vurguladı. Türkiye ile Avrupa Birliği’nin (AB) geçen pazar mülteci krizi üzerinden imzaladığı anlaşma kâğıt üzerinde her iki tarafa da kazandırmış izlenimi verse de detayları incelendiğinde masadan Avrupa’nın kârlı kalktığı, Ankara’ya vaat edilenlerin ise büyük oranda karşılanamayacağı görülüyor. Hükümetin tek net kazanımının ise yılda iki kez Brüksel’de ağırlanacak olması olduğu değerlendiriliyor.

İstanbul Politikalar Merkezi’nden (IPM) Kıdemli AB Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Aktar, anlaşmanın Türkiye’ye AB üyelik sürecinde pozitif katkı sağlamayacağı gibi üzerindeki mülteci yükünü ağırlaştıracağını savunuyor. Avrupalıların Ankara’ya kâğıt üzerinde vaat ettiği kazanımların büyük ölçüde müktesebat ve harici koşullar sebebiyle karşılamayacağına değinen Aktar, anlaşma Türkiye’ye bakan yönüyle kusursuz işlese de Ekim 2016 itibarıyla her Türk vatandaşının Avrupa’ya serbestçe giremeyeceğine işaret ediyor. Ankara’nın mültecilere yönelik sertleşen tavrının Arap sokağındaki Türkiye algısını da olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çekiyor. Zaman’a konuşan Aktar’ın değerlendirmeleri şöyle:
Vizesiz dolaşım hayal
AB, Türkiye’ye Ekim 2016 itibarıyla vaat edilen vize muafiyeti konusunda şeffaf değil. Burada birliğin 72 tane şartı var. O çeteleye bakıldığında Türkiye’nin de gerekli koşulları sağlamadığı görülüyor. Mesela Ankara hiç işine gelmeyen kişisel veriler sözleşmesini imzalamak, üçüncü ülkelerle yaptığı vizesiz seyahat anlaşmalarının bir kısmını kaldırmak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 ve 7. protokollerini onaylamak durumunda. Tüm bu mevzuatı yerine getirilse bile Türkiye’ye sızdığı bilinen IŞİD savaşçıları sebebiyle Avrupa’nın Türk vatandaşlarına sınırlarda yeni kısıtlamalar getirmesi işten değil.
Kapanamayacak fasıl açıldı
Mülteci anlaşması gereğince 14 Aralık’ta açılması beklenen 17. Fasıl (Ekonomik ve Parasal Politika Faslı) sembolik önemde. Ankara’nın özünde ortak para birliğini kapsayan bu faslı kapatması pek mümkün görülmüyor. Bunun için en başta Türkiye Merkez Bankası’nın bağımsızlığının tartışılmaması gerekiyor. Türkiye’nin diğer yapısal ekonomik nedenlerden dolayı yakın-orta vadede Euro’ya dâhil olması da beklenmiyor zaten. Bunun yanında anlaşma çerçevesinde açılabileceğinden söz edilen diğer fasıllarla ilgili somut bir ifade ise bulunmuyor.
Yardımın sadece 6’da 1’i net
AB’nin Türkiye’ye vaat ettiği 3 milyar Euro’luk yardımın da sadece 500 milyonu kesin. Zira bu kısım AB bütçesinden gelecek. Geri kalanını ise üye ülkeler tamamlayacak. Halihazırda üye devletlerden sadece İngiltere bir rakam telaffuz etti. Yani vaat edilen yardım uzun vadeye yayılabilir, ilan edilen kadar da verilmeyebilir. Üstelik, anlaşma uyarınca AB Türkiye’de tutulan mültecilerden bir kısmını almayı taahhüt etse de bağlayıcı, somut bir uygulamadan söz edilmiyor. İstediği kadarını alacak. Bu arada geri kabul anlaşmasıyla Avrupa’ya geçen mültecilerin de yüzde 5’i Türkiye’ye dönecek. Bu da mülteci faturasını ağırlaştıracak. Sınırlarını sıkılaştırmak, tavrını serleştirmek durumunda kalan Türkiye, ayrıca Arap dünyasında prim kaybedecek.

Yorumlar kapatıldı.