İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bizde de Cadılar Bayramı olsaydı!..

Hıncal Uluç
Hıristiyan Dünyası, ekim ayının başından beri konuşuyor, hazırlanıyor.. Bizde de son günlerde, magazin sayfalarında boy göstermeye başladı. Cadılar Bayramı/ Halloween’den söz ediyorum. Bizdeki yaklaşım genelde eleştirel.. “Hıristiyan bayramını gösteriş için kutlayan sosyetikler..” Valla kutlayanlar niye yaparlar bilmem, ama ben Holly sayesinde ilk kez duyduğum Halloween’e hep özendiğimi itiraf ederim. Neden?.

Biz “Çocukla çocuk olunmaz” diyen bir kültür içinde büyüdük.. Babam bizimle çok meşgul olurdu. Ama büyük gibi meşgul olurdu. Onunla oyun oynamışlığımız yoktur. Hayal bile etmişliğimiz yoktur.
Pardon oynadık.. “İleriyi düşünme ve görme yeteneğimiz artsın” diye satranç öğretti ve oynadı bizimle..
Anlaşmanın, doğru iletişim yolunun “Ben bunu söyleyebilirim”den değil, “Ben bunu söylersem, karşımdaki ne anlar”dan geçtiğini öğrenelim diye de briç dersi verdi yıllarca ve oynadı bizimle.. Ama çocuk olmadı bizimle hiç..
Filmlere gider, daha beş yaşındaki çocuğun evine bahçesinde eldiven giyip, babasının attığı o yumurtaya benzer garip topu yakalamaya çalışmasını iç çekerek izlerdim..
Halloween ki aslında, Hıristiyanlık öncesi bir pagan kültürü bayramıdır. Yazın, yani hasat mevsiminin sona erişi, son baharın başlayışını kutlamaktır özü.. İlk Hıristiyanlar, yayıldıkları yerlerde fazla tepki almamak, halkı kendilerine kolay bağlamak için yerel bayramların hemen hepsini, kendi dinleri içine alıvermişlerdi. Dünyanın belki de ilk, en kapsamlı ve en başarılı PR (Halkla İlişkiler) kampanyasıdır bu..
Cadılar Bayramı, giderek çocuk bayramına dönüşmüş.. İlginç kılıklar, maskeler, başlıklarla cadı kılığına giren çocuklar, mahallede kapı kapı dolaşıp şeker toplar olmuşlar.. Biz çocukların, şeker toplamak için kapı kapı gezip el öptüğümüz Ramazan Bayramı’nın adı niye “Şeker Bayramı”na dönüştü zamanla?.
Peki onların Şeker Bayramı’na niye özendim, hayat boyu..
Çünkü o Cadı Kılığı’na girme oyununu, gittim gördüm, yaşadım.. Amerika’da anne ve babalar da katılıyor, çocuklaşıyorlar, o gece.. Daha eylül ayında aile konuşmaya başlıyor. Cadılar Bayramı’nda ne kılığına girilecek.. Çocuğun fikri alınıyor. Hatta o seçiyor.. Bayram gecesi, çocukla sokağa çıkıyor, anne ve babası da.. Herkes bir komik, korkunç kılıkta…
O çocuğun keyfini düşünebiliyor musunuz?. Kendisine nasıl önem verdiğini.. Nasıl kıymet biçtiğini.. Nasıl güven kazandığını..
Annemi de, babamı da çok sevdim ben..
Ama hep isterdim ki, senede bir gün için bile olsa, benimle çocuklaşsınlar, o sokak, bu sokak dolaşıp çocuk oyunları oynasınlar..
İçimde ukdedir..
Çocuklarınızla çocuklaşmaktan korkmayın. Onlarla çocuk oyunları oynayın her fırsatta gençler..
Çocuğunuzdan fazla mutlu olacaksınız. O da cabası!..

Yorumlar kapatıldı.