İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Kendimi ötekilerin vekili olarak görüyorum’

Meriç Tafolar
CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, 1 Kasım seçimlerinden sonra yapılması gereken ilk işin çatışmaları sonlandırmak olduğunu vurgulayarak, “Kendimi ötekilerin milletvekili olarak görüyorum. 7 Haziran’dan sonra AKP kendinden olmayan herkesi ötekileştirdi. Yani Türk ve Müslüman olmayanlar değil AKP’li olmayan herkes öteki haline geldi” dedi.

***
CHP’nin İstanbul vekil adaylarından Selina Doğan, Ak Parti’nin kendinden olmayan herkesi ‘öteki’ olarak gördüğünü belirtti ve “1 Kasım’dan sonra görevimin daha ağır olduğunun farkındayım” dedi…
CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, 1 Kasım seçimlerinden sonra yapılması gereken ilk işin çatışmaları sonlandırmak olduğunu vurgulayarak, “Kendimi ötekilerin milletvekili olarak görüyorum. 7 Haziran’dan sonra AKP kendinden olmayan herkesi ötekileştirdi. Yani Türk ve Müslüman olmayanlar değil AKP’li olmayan herkes öteki haline geldi” dedi. Doğan, 1 Kasım seçimlerine ilişkin Milliyet’e şu değerlendirmelerde bulundu:
SEÇMEN İRADESİ YOK SAYILDI: 7 Haziran seçimlerine demokrasiden ve çoğulculuktan yana olan herkes büyük bir umutla girdi. Nitekim ilk defa bu kadar çok farklı kesimden insan milletvekili oldu. Her şeyden de önemlisi ilk defa AKP iktidarı paylaşmak zorunda kaldı. 7 Haziran’da ortaya çıkan seçmen iradesi yok hükmünde sayıldı.
GÖREVİM AĞIR: 1 Kasım’dan sonra görevimin daha ağır olduğunun farkındayım. Aradan geçen süreçte yüzlerce vatandaşımız çatışmalarda öldürüldü. Çatışmalar farklı toplumsal kesimler arasındaki farklılıkları daha da derinleştirdi. 1 Kasım’dan sonra ilk yapmamız gereken iş çatışmaları sonlandırmak ve yeniden bir arada yaşama kültürü geliştirmek. Kendimi ötekilerin milletvekili olarak görüyorum. 7 Haziran’dan sonra AKP kendinden olmayan herkesi ötekileştirdi. Yani Türk ve Müslüman olmayanlar değil AKP’li olmayan herkes öteki haline geldi.
ADAYLIĞIM DÜNYAYA MESAJ: Benim adaylığım gerek CHP içinde gerekse kamuoyunda dönüştürücüdür. Ben elbette Türkiye’deki gayri müslim azınlıkların oylarını partimize kazandırmak için çalışıyorum. Ancak asıl önemlisi CHP, tüm dünyaya mesaj vermiştir.
HERKESİN SORUNU: ‘Azınlıklar’ kelimesini nasıl içime sindiremiyorsam, ‘Kürt sorunu’ kalıbını da hiç sevmiyorum. Bir milletin ismiyle ‘sorun’ kelimesini yan yana koyduğunuzda pejoratif bir algı kaçınılmaz oluyor. Sorun Kürtlerin sorunu gibi görünse de bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur.
CHP KİLİT PARTİ: CHP olmadan Türkiye’nin temel sorunları çözülemez. Kürt sorununda da CHP kilit partidir. Kürt sorununu çözmek aynı zamanda geçmişte yaşanan acılarla yüzleşmek demektir. Yüzleşmeyi sağlamak için de düşünce ve ifade özgürlüğünü layıkıyla hayata geçirmemiz lazım. Bunu yaptığımız zaman sırtımızda büyük bir kambur olarak duran 1915’le, Dersim’le, 6-7 Eylül olaylarıyla, Madımak’la, Maraş’la, faili meçhullerle, Roboski’yle, Suruç’la,  Ankara katliamıyla yüzleşebiliriz.
SEÇİM ATMOSFERİ YOK: Tüm seçmenlerimizden ricam sandıklara gidip oy kullansınlar. Oy kullanmamak bu tarihi seçimde Ankara katliamından sonra, ‘oy oranımız arttı’ diyen, diğer partilere oy verenleri ‘namert’ ilan edenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Yorumlar kapatıldı.