İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Polis Ogün Samast’ı biliyormuş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Gökalp Kökçü, Trabzon istihbaratının, Ogün Samast’ın tetikçi olduğunu bildiği bilgisine ulaştı.

 inde kamu görevlilerine yönelik soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı  çok önemli bir belge ile kayıp iki belgenin izine ulaştı.
Yeni ortaya çıkan bu bilgi ve belgeler, savcıya göre dönemin Trabzon istihbaratının,’ın tetikçi olduğundan, 4 ay önceden bildiğini ortaya koyuyor. Savcı ayrıca bu bilginin saklanması için bazı belgelerin de imha edildiği 
kanısına ulaştı.

Hürriyet’in haberine göre; Polisin çalışma kurallarına göre, haber elemanlarıyla yapılan görüşmelerin ardından istihbarat görevlileri F3 ismi verilen bir rapor düzenliyor. Bu raporda görüşmelerin nerede, ne zaman, kaç saat sürdüğü ve haber elemanına para verildiyse buna ilişkin kayıtlar yer alıyor.
Her F3 raporunun ardından o buluşmada haber elemanından alınan bilgilerin kayda alındığı ikinci bir rapor düzenleniyor. Buna da “F4 haber raporu” ismi veriliyor. Eğer poliste bir görüşmenin F3 raporu bulunuyorsa, muhakkak F4 raporunun da olması gerekiyor.
Soruşturmada bugüne kadar polisinin tuttuğu 3 adet F4 raporu vardı. Sonuncu raporun tarihi 8 Nisan 2006’ydı. Bundan sonra hiçbir rapor bulunmadığı iddia ediliyordu. Ancak bu tarihten sonra da, hatta cinayetten iki gün öncesine ilişkin bile rapor hazırlandığı ortaya çıkarıldı.
YASİN YENİ TETİKÇİ BULDU
Soruşturma kapsamında 29 Ekim 2013’te “Yardımcı istihbarat elemanı” olarak ifadesi alınan Erhan Tuncel, “Trabzon İstihbarat elemanları ile Eylül ya da ekim ayı içinde yaptığım görüşmede Yasin Hayal’in Hrant Dink cinayeti için yeni bir tetikçi bulduğu bilgisini paylaştım” dedi.
Oysa, 7 yıl süren soruşturmalarda ortaya çıkan o görüşmenin detaylarının anlatıldığı “F4 haber raporları”nda böyle bir bilgi yok. Üstelik, Tuncel, ifadesinde ısrarla yeni tetikçinin bulunduğunu söylüyordu.
Erhan Tuncel’in söylediklerini doğrulayacak gelişme, Dink soruşturması kapsamında 26 Ağustos 2015’te ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadeye çağrılan, şu anda İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç’in 
söyledikleriyle ortaya çıktı. Dinç, savcı Gökalp Kökçü’ye İstihbarat Daire Başkanlığı arşivlerinde bulduğu bir belgeyi sundu. Bu belge 12 Eylül 2006’da, Erhan Tuncel ile Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin yaptığı buluşmanın kayıt altına alındığı 11 numaralı F3 (buluşma) raporuydu. Erhan Tuncel ile buluşmayı Memduh Aydın kod isimli polis memuru Mehmet Ayhan ile Ünal Kartal kod isimli Mehmet Uçar gerçekleştirmişti.

RAPOR ARŞİVDE YOK
Dinç, 12 Eylül tarihli F3 raporunu savcıya teslim etti ama ekinde yer alması gereken F4 haber raporunun arşivlerde olmadığını söyledi. Bunun üzerine Savcı Kökçü, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne yazı yazıp, kayıtlarında 12 Eylül 2006 tarihli F3 ve F4 raporlarının olup olmadığını sordu. Trabzon’dan gelen yanıt ve yaptığı araştırmalar sonucu savcı, Dink cinayetine ilişkin Erhan Tuncel’den alınan bilgilerin yer aldığı F4 raporlarının İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğüİstihbarat Şubesi tarafından yok edildiği kanaatine vardı.
SAVCIYA GÖRE GÖRÜŞME RAPORLARI İMHA EDİLDİ
Erhan Tuncel, eylül ya da ekim 2006’da istihbarat polislerine, Yasin Hayal’in yeni bir tetikçi bulduğunu söylediğini ifade etmişti. Tuncel bu bilgiyi verdiyse bunun F3 ve F4 raporları olması gerekiyordu. Bugüne kadar bu raporların varlığı ile ilgili emare yoktu. İlk kez F3 buluşma raporu bulundu ancak F4 haber eki hâlâ kayıptı. Savcı Kökçü’ye göre ise bunlar imha edilmişti. Bu raporun önemi, Tuncel’in 29 Ekim 2013’te İstanbul Savcılığı’nda verdiği ifadede saklıydı. Tuncel, “Kasımda İstihbarat elemanlarına, yeni tetikçinin isminin Ogün olduğunu söyledim. Polisler söylediğim ismi not aldılar. Sonra da benimle ilişkilerini soğuttular” diyordu. Savcıya göre Samast’ın ismi cinayetten önce biliniyordu, haber elemanından alınıp yazıya dökülen F4 raporları imha edilmişti.
YASİN HAYAL’İN İZLENDİĞİ O KRİTİK GÜN
Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün arşivlerinden çıkan son belge ise 17 Ocak 2007’deki bir takip raporu. Bu takip raporu Yasin Hayal ile ilgili. Polisler bu raporlarında şunu yazdı: “Bir konu gereği ilimiz Pelitli beldesinde bulunan Polis Okulu civarına gidildiğinde, Yasin Hayal (İDP: 2918865) isimli şahsın da Vizyon isimli kahvehaneden çıkarken görüldüğü…” Bu raporun tarihi önemli. Çünkü 17 Ocak 2007, Ogün Samast’ın Trabzon’dan İstanbul’a Yasin Hayal ve arkadaşları tarafından yolcu edildiği gün. Yasin Hayal, tetikçi Ogün Samast’ı, yanına para, silah ve Türk bayrağı vererek İstanbul’a yolcu etmişti. İki gün sonra da Hrant Dink öldürüldü. Yasin Hayal’in 17 Ocak’ta takip edilmesi, Samast’ı yolcu ettiği anın da takip edilmesi anlamına geliyordu. Bu rapor da bugüne kadar soruşturma birimlerinden saklandı. İlk defa ortaya çıktı.
Hrant Dink’in öldürülmesi

Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde gazete bürosunun yanında üç el ateş edilerek öldürüldü.


Tutuklanışı

Ogün’ün babası Ahmet Samast, oğlunu televizyonda cinayet zanlısı olarak görünce hemen polisi arayıp oğlunu ihbar etti. 20 Ocak 2007 tarihinde, olaydan 36 saat sonra Samsun Otogarı’nda Trabzon’a gitmek üzereyken, jandarmalar tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada katil zanlısının olayda kullanılan silahla birlikte ele geçirildiğini söyledi.
Suç işlerken 17 yaşında olması sebebiyle Çocuk Mahkemesinde yargılandı ve 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

Sonraki gelişmeler

Anadolu Ajansı’nın belirttiğine göre Samast cinayeti işlediğini itiraf etti ve hiçbir pişmanlık duymadığını söyledi.
Ogün Samast Kimdir?
İsim: Ogün
Soyad: Samast
Doğum Tarihi: 1990
Cinsiyeti: Erkek
Uyruğu: Türkiye
19 Ocak 2007 tarihinde, İstanbul’un Osmanbey semtinde Agos gazetesi binası önünde gazeteci Hrant Dink’i Yasin Hayal’in azmettirmesiyle öldüren kişi.

Geçmişi

Samast’ın ailesi Trabzon ilinin Düzköy ilçesindendir. Ebeveynleri birbirinden ayrı yaşıyorlardı. Ortaokul mezunu olan ve lise birinci sınıftan okulu bırakan Ogün Samast’ın girdiği işlerden uzun zaman geçmeden ayrıldığı belirtildi, ayrıca olası bir uyuşturucu kullanıcısıydı. Samast, ailesi tarafından “sakin ve uysal” biri olarak tanımlanırken, arkadaşları arasında “agresif ve kavgacı” olarak tanınırdı, hatta bu agresif tavrı yüzünden girdiği yerel bir futbol takımından atılması olayına parmak basılır. Ayrıca, polis raporunda Samast’ın internet üzerinde çok vakit geçirdiği ibaresi yer alır.
Hrant Dink Kimdir?
İsim: Hrant
Soyad: Dink
Mesleği: Gazeteci
Doğum Tarihi: 15.09.1954
Cinsiyeti: Erkek
Uyruğu: Türkiye
Ermeni kökenli Türk gazeteci. 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15:00 sıralarında, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin Şişli Halaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetti.

Hayatı

Hrant Dink, 1954 yılında Malatya’da dünyaya geldi. Babası Sivas’ın Gürün ilçesinde, annesi Gülvart ise Sivas’ın Kangal ilçesinde doğup büyümüştü. Anne ve babası 1961 yılında İstanbul’a taşınmalarının ardından boşandı. Hrant ve iki kardeşi ailenin bölünmesinin ardından Gedikpaşa’daki Ermeni Yetimhanesi’ne yerleştirildi.

Dink bu sırada Türkiye’de gelişmekte olan sol siyasetten etkilendi. Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çizgisinde siyaset yapmaya başladı. Yakalandığı durumda örgüt ile Ermeni cemaati ilişkilendirilmesin diye ismini mahkeme kararı ile Fırat olarak değiştirdi.

Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Zooloji eğitimi aldı. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi.

Kardeşleriyle birlikte açtıkları yayınevi ve kırtasiye işlerini sürdürürken, eşi Rakel’le birlikte, kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koydu. Askerliğini Denizli Piyade Alayı’nda sekiz ay kısa dönem er olarak yaptı.

Bazı gazetelerde kitap eleştirileri ile yazı hayatına başladı. Basında çıkan yanlış haberlere gönderdiği düzeltmeler ile adı duyulmaya başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, “Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır” diyerek bu amaçla Türkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos Gazetesi’nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi. Agos dışında Zaman Gazetesinde ve Birgün Gazetesinde yazdı. Yazılarında Türkiye’deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini de söylüyordu.

Davalar

Ermeni Diasporası’na 1915 olayları için soykırım kelimesini içermeyen daha yumuşak muhalefet yürütmeleri çağrısında bulundu. Bunlara karşılık 2002 yılında Urfa’da verdiği bir konferansta “Ben Türk değil Türkiyeliyim ve Ermeniyim” dediği için “Türklüğü aşağılamaktan” üç yıl yargılanarak, beraat etti. 13 Şubat 2004’te yayımlanan bir makalesindeki “”Türk”ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur.” sözleri nedeniyle 301. maddeden “Türklüğe hakaret” suçlamasıyla yargılandı ve aksi yönde verilen bilirkişi raporuna rağmen 6 ay hapis cezası aldı ancak cezası ertelendi. Dink, bu dava için AİHM’ye başvurmaya hazırlanmaktaydı. Dink’ in yargılanmakta olduğu iki dava daha vardı.

Reuters’a “Evet 1915’te olan bir soykırımdı çünkü dört bin yıldır bu topraklarda yaşayan bir halk ve onun uygarlığı artık yok” biçiminde bir demeç verdi. Bu, 1915-1918 Osmanlı’da Ermeni olayları konusunda Ermeni diasporasına yakın tutum sergilediğini gösterdi; ancak onlardan ayrıştığı nokta şuydu: Bu iddiaların temelini oluşturan Vahakn N. Dadrian’ın, Ermeni toplumuyla Türk toplumunun arasının açılmasından Osmanlı yönetimini sorumlu tutmasına rağmen; Hrant Dink, bu durumun esas sorumlusunun Avrupa ülkeleri olduğunu iddia ediyordu.

Suikast

Hrant Dink 19 Ocak 2007’de Şişli’de Halâskârgazi Caddesi üzerindeki Agos Gazetesi’nin çıkışında, 14:54’de yakın mesafeden yapılan üç el silah atışıyla öldürüldü. Katil zanlısı olarak, 19 yaşındaki Ogün Samast adlı bir kişi, güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin yayınlanmasından sonra, zanlının babası tarafından polise ihbar edilerek, Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekipleri tarafından yakalandı.

Cenazesi

Hrant Dink’in cenazesi, 23 Ocak 2007 Salı günü Şişli’de Agos Gazetesi önünde bir törenle başladı. Cenazeye katılanlar DİSK tarafından hazırlanan Türkçe, Ermenice ve Kürtçe “Hepimiz Hrant Dink’iz, hepimiz Ermeniyiz!” yazılı dövizler taşıdı. Ayrıca topluluğun taşıdığı dövizlerin bazılarında ise Türk Ceza Kanunu 301. maddesine atfen “Katil 301” yazmaktaydı. Topluluk Kumkapı’ya kadar yürüdü. Burada Meryem Ana Kilisesi’nde yapılan dinî törenin ardından Hrant Dink Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine kimi kaynaklara göre 40 bin, kimilerine göre ise 100 bin kişi katıldı.

Cenaze sonrası gelişmeler

Cenazenin Ermeni diasporasının bir kısmının Türkiye’ye bakışını değiştirdiği, geleneksel düşmanca yaklaşımın yerini şaşkınlığa ve tereddüte bıraktığı düşünülmektedir. Örneğin, Ermeni Diasporası’nın önde gelen isimlerinden Isabelle Kortian “Türklerin Dink’i kucaklaması bizde ‘deprem etkisi’ yaptı!” demiştir.

Suikaste kurban gitmesinden bir yıl sonra Lyon Belediyesi, Lyon’da bir sokağa, Diyarbakır’da da Sur Belediyesi Süryani ve Müslümanların bir arada yaşadığı bir sokağa Hrant Dink’in adının verilmesini kararlaştırdı. 2010 yılında Kınalıada sahilindeki bir çocuk parkına Hrant Dink Çocuk Parkı ismi verildi. Hrant Dink’in suikasta uğradığı Halâskârgazi Caddesi ile kesişen Ergenekon Caddesi’nin ismi de Hrant Dink caddesi olarak değiştirilmek istenmiş, ama 8 Şubat 2010 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis oturumunda bu talep reddedilmiştir.

Ödüller

2005 yılında Türkiye’de İnsan Hakları Derneği “Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”nü aldı.
2006’da Alman Stern Dergisi “Düşünce Özgürlüğü ve Cesur Gazetecilik Ödülü”nü aldı.
18 Kasım 2006’da “Pen Award fikir ve düşünce özgürlüğü ödülü”nü aldı.
24 Kasım 2006’da “Bjornson İnsan Hakları Ödülü”nü aldı.
2007’de öldürüldükten sonra kendisine TGC Basın Özgürlüğü Ödülü verildi.

Yorumlar kapatıldı.