İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kozan’daki Kilikya Ermeni Manastırı’nın Sırları

Cezmi Yurtsever
Berkan hoca ile birlikte Kilikya ermeni Manastırının bulunduğu yere de gezi yaptık… Berkan hocanın “tel ile çevrili merdivenlerle aşağı doğru inilen yerde Ermeni kralları ve din adamlarının mezarları vardır. Burası Ermeni manastırıdır” sözleri… Ve arkasından da hemen yanı başında son parçası ayakta kalan ve iç kısmında incir ağacı bitmiş harabenin yanına geldik. Berkan hoca anlatmaya devam etti: “ Manastır ve yanındaki küçük Kilise burasıdır. Ahmet Cevdet Paşa, 1865 yılında Sis şehrine geldiğinde bu kiliseden bahseder”… Berkan hoca, Sis Ermeni manastırı, saray ve küçük kilisenin 1950’li yıllarda zamanın Belediye başkanı tarafından yıktırılıp taşları ile bina yapılması olayına çok kızıyordu. “Kozan tarihinin önemli eserleri arasında bulunan bu yapılar korunmuş olsaydı şimdi dünyanın gözleri burada olurdu ve turizm canlanırdı” açıklamasını yaptı.

***
     -1 Haziran 2009 Salı günü Kozan’ın düşman işgalinden kurtuluş törenleri dolayısı ile sergi açmak üzere gitmiştim.
    -Yerel tarih araştırmacısı Berkan Kurtaran ile birlikte Sis/ Kilikya ermeni manastırı harabelerinin bulunduğu yere bir geçi yaptık.
    -Ermeni kralı II. Levon, manastır ve küçük kilisenin son kalıntılarını harabe halde bulduk.
    -Kozan belediyesi tarihi eserleri korumak ve onarımdan geçirerek tanıtımını yapmak için önemli çalışmalar sergiliyordu.
     Kozan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 89. yılı dolayısı ile gitmiştim…Adnan Menderes Parkı kıyısında da Kozan tarihi ve Türk-Ermeni ilişkileri konularını içeren fotoğraf ve belgeler sergisini de açtım.
   Kozan sergisi esnasında yanıma kadar gelen ve yerel tarih konularında araştırmalar  yapan Berkan Kurtaran ile sohbetlerimiz oldu. Berkan hoca, yerel Ekspres gazetesinde de tarihi konularda araştırma yazıları yayınlıyordu. 1 Haziran  Pazartesi  günü gazetede çıkan yazılarını göstermek üzere yine yanıma geldi. İlgimi çekti, Kozan tarihi konularında meraklı ve de yazmaya meraklı bir insandı.
    1 Haziran Pazartesi  günü  saat 13.00 civarında Berkan hoca ile birlikte Kozan kalesi eteğindeki Kilikya Ermeni Manastırı’nın bulunduğu yere gezi yaptık. Kozan Belediyesi son zamanlarda şehrin tarihi mirasını koruma ve onarma tanıtma çalışmalarına hız vermişti. Yaver’in konağı da bu amaçla onarımdan geçmiş ve turizme de açılmıştı.
    Berkan hoca ile birlikte yavaş adımlarla da olsa Kozan’ın taş evlerinin arasından geçen dar yolarda ilerleyerek yürüdük. Ve kısa zamanda Kilikya Ermeni Manastırının bulunduğu yere geldik. Tarihin hatırası olan eserlerin görünüşü burada bir zamanlar yüzyılların yaşanmış hikayesini fısıldıyordu, sanki.  Çevrenin koruması amacıyla yapılan duvar içinde pek çok yapı bir arada bulunuyordu. Benim yıllardır Kilikya Manastırının kaleye benzer burç duvarı kalıntısı olarak düşündüğüm iki parça eser hakkında Berkan hoca bilgiler verdi:” karşımızdaki yapılar Ermeni Kralı II. Levon zamanında yaptırılan sarayın ayakta kalan parçalarıdır. II. Levon, Ermeni Kralları içinde en uzun süre hükümdarlık yapan bir insandı. Bu sarayı da buraya yaptırdı. Sarayın bir parçası da batı tarafındaki kayalık kütleyle bağlantılıdır”.
     Aldığım bu bilgiler karşısında tekrar tekrar baktım ayakta kalan duvar parçalarına. Dıştan bakıldığında kale burcunu andırıyordu. Ama aynı yapının iç kısmından bakıldığında da düzgün kesilmiş, sıvanmış, görkemli bir yapının çevre duvarı olduğu izleri vardı.  Evet burası bir kral sarayı olabilirdi.  Ermeni kralı II. Levon 1180’li yıllarda Kilikya Ermeni tahtına geçmiş ve 1219 yılına kadar da yönetimde kalmıştı. Adına para bastırılmış… Maraş yakınlarından Silifke’ye kadar Krallığının arazisini genişletmişti. O’nun Sis şehrinde tahta geçmesi törenine Almanya’dan gelen temsilciler de katılmıştı.  Sis Ermeni krallığı döneminin en parlak mimari eseri olan saray harabesinin son kalıntısını yaşanmış bir tarihi hayal ederek görmek insanı tarihin derinliklerine sürüklüyordu.
     MANASTIR VE KİLİSE HARABESİNİN YANINDA
     Berkan hoca ile birlikte Kilikya ermeni Manastırının bulunduğu yere de gezi yaptık. Manastırın doğu tarafındaki ana duvarının sadece temele yakın örgü taş duvarından bir bölüm kalmıştı. Dışardan bakıldığında  dışa doğru çıkıntılı oval görüntü ile iç kısımda manastırın ana salonunun ne kadar büyük olduğu hakkında bilgiler elde ediliyordu. Berkan hocanın “tel ile çevrili merdivenlerle aşağı doğru inilen yerde Ermeni kralları ve din adamlarının mezarları vardır. Burası Ermeni manastırıdır” sözleri… Ve arkasından da hemen yanı başında  son parçası ayakta kalan ve iç kısmında incir ağacı bitmiş harabenin yanına geldik. Berkan hoca anlatmaya devam etti: “ Manastır ve yanındaki küçük Kilise burasıdır. Ahmet Cevdet Paşa, 1865 yılında Sis şehrine geldiğinde bu kiliseden bahseder”…
   Berkan hoca, Sis Ermeni manastırı, saray ve küçük kilisenin 1950’li yıllarda zamanın Belediye başkanı tarafından yıktırılıp taşları ile bina yapılması olayına çok kızıyordu. “Kozan tarihinin önemli eserleri arasında bulunan bu yapılar korunmuş olsaydı şimdi dünyanın gözleri burada olurdu ve turizm canlanırdı” açıklamasını yaptı.
   Aslında Berkan hoca haklı idi. Kozan’da yaşanmış bir tarihin hatırasını kültür mirası olarak kabul edip  korumak ve gelecek nesillere bırakmak bir insanlık görevi idi. Kozan tarihinde yaşananları sadece iki düşman halkın birbiri ile kavgası olarak görmek ve kin ve intikam duyguları ile tarihi konuşmak ve yazmanın bir anlamı yoktu. Özetle Kozan şehrinde insanların atalarından kalan hatıralar içinde barış ve dostluğu yansıtan önemli olaylar da vardı.  Sis Ermeni Manastırı konusunda verdiği bilgilerden dolayı sayın Berkan hocaya çok teşekkür ederim.

Yorumlar kapatıldı.