İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

7 tepeli şehirden, 2 kitap önerisi

Faruk Eskioğlu
Siz “Ha uşağım yediğin içtiğin senin olsun, gezdiğin yerleri okuduğun kitapları anlat daaa” derseniz, bu hafta da keyifle okuduğum ve size de önereceğim iki kitaptan söz ederim. İlki “çArşı Ulan!” çArşı’ya gönül verenlerden Erk Acarer’in “Yitik Ülke Yayınları / Yitik Ülke Dizisi”nden çıkan ve geliri “1 Umut Derneği”ne bağışlanan kitap, çArşı’nın doğuşu ve cümlesiyle halkın gönlünü çalma becerisini anlatılıyor… İkinci kitap ise “Ermeni Devrimci Paramaz” başlık ve “Abdülhamid’in İttihat Terakki’ye Ermeni Sosyalistleri ve Soykırım” alt başlıklı Kadir Akın’ın Dipnot / Tarih Dizisi’nden çıkan araştırması…Önyargı ve ezberleri bozan araştırma Osmanlı’nın ilk sosyalistlerinden Paramaz’ı anlatıyor. “Asırlar sonra keşfettiğimiz Şeyh Bedrettin ve Paramaz gibi tarihin raflarında pek çok yüz akı devrimcilerimizin daha olduğu”nu düşünüyorsunuz. Beyazıt Meydanı’nda on dokuz arkadaşıyla birlikte idam edilen Paramaz’ın ve Osmanlı-Ermeni devrimci hareketinin mücadelesini irdeleyen kitap, resmi ideolojinin ve kendisini bu ideolojinin tesiriden kurtaramamış sosyalist hareketin örttüğü bir tarihe ışık tutuyor…

***
Tatil mi? Sanırım yurt dışında yaşayanların ortak paydası ‘Ne yapalım eş dostsuz cenneti’dir. Yurt dışında eskilerin yerine yenilerini koymak kolay değil. Zaten denizden çıkıp akvaryuma girmenin bir bedeli de eşsiz dostsuz kalmaktır. “Onun için” diyorum, “Memlekette eşi dostu görmek onlarla iki kelam edip kadeh kaldırmak biz yurt dışındaki uşaklar için ziyadesiyle önemli daaa…”
Siz “Ha uşağım yediğin içtiğin senin olsun, gezdiğin yerleri okuduğun kitapları anlat daaa” derseniz, bu hafta da keyifle okuduğum ve size de önereceğim iki kitaptan söz ederim. İlki “çArşı Ulan!” çArşı’ya gönül verenlerden Erk Acarer’in “Yitik Ülke Yayınları / Yitik Ülke Dizisi”nden çıkan ve geliri “1 Umut Derneği”ne bağışlanan kitap, çArşı’nın doğuşu ve cümlesiyle halkın gönlünü çalma becerisini anlatılıyor. Başka hayatları düşünen onlar için sahalardaki polis direnişi pratiğini de devreye sokarak eylem yapan çArşı’cıların raconunu ya da kibarca felsefesini aktarıyor.
Kapitalizmin metalaştırdığı her şey gibi endüstrileştirdiği futbola da karşı çıkan Beşiktaş’ın bu has taraftar grubunun öyküsünü okurken keyifleniyor, “Ulan bu gezegeni kuşlar, böcekler terketmediyse çArşı ruhundan dolayı vesselam” diyorsunuz. İkinci kitap ise “Ermeni Devrimci Paramaz” başlık ve “Abdülhamid’in İttihat Terakki’ye Ermeni Sosyalistleri ve Soykırım” alt başlıklı Kadir Akın’ın Dipnot / Tarih Dizisi’nden çıkan araştırması…
Önyargı ve ezberleri bozan araştırma Osmanlı’nın ilk sosyalistlerinden Paramaz’ı anlatıyor. “Asırlar sonra keşfettiğimiz Şeyh Bedrettin ve Paramaz gibi tarihin raflarında pek çok yüz akı devrimcilerimizin daha olduğu”nu düşünüyorsunuz.
Beyazıt Meydanı’nda on dokuz arkadaşıyla birlikte idam edilen Paramaz’ın ve Osmanlı-Ermeni devrimci hareketinin mücadelesini irdeleyen kitap, resmi ideolojinin ve kendisini bu ideolojinin tesiriden kurtaramamış sosyalist hareketin örttüğü bir tarihe ışık tutuyor. Kadir Akın, Paramaz ve arkadaşlarını anlatmakla yetinmiyor, onların mücadelesinin daha iyi kavranabilmesi için o dönemin siyasi koşullarını ve Ermenilere uygulanan soykırımı, detaylı araştırmaların ürünü olan eserlerden yararlanarak yeniden inceliyor.
Okur, kitapta Paramaz ve yoldaşlarının serüvenini izlerken, milliyetçi diye anlatılan Ermeni devrimcilerinin aslında Türk devrimcileriyle birlikte mücadele etme çabasında olan enternasyonalistler olduğunu görüyor. Kadir Akın da bu serüveni Ermeni devrimcilerinin tarihi olarak değil, müşterek mücadele tarihimizin bir parçası olarak sunuyor, Paramazları “ötekilerin” değil, bizim kahramanlarımız, bizim devrimcilerimiz olarak sahipleniyor.
Dostlar, İstanbul’da yağmur çiseliyor şimdi. “Ağaçlar sevindi, bu sıcakta” diyorum sade kahveyi yudumlarken… Türkiye’de kan akıyor. Bakmayın keyifli göründüğüme… Yiyip içtiğim boğazımdan geçmiyor, gezip gördüğüm içime sinmiyor. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü yalan. İçim yanıyor. Okuduğum bu iki kitap yüreğime su serpti. “Umut edecek çok şeyimiz var” diye düşündürdü.
Paylaşmak istedim daaa.

Yorumlar kapatıldı.