İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İlk Türkçe Romanı Ermeni Bir Paşa Yazdı

Hulusi Köse / Adil Hafıza İnisiyatifi |
Bu süreçte farklı etnik kimliklere ve inançlara mensup milletler ortak bir kültürün ve medeniyetin inşasında önemli roller üstlendiler. Mimariden sanata, zanaattan diplomasiye, edebiyattan ticarete birçok alanda bu katkıyı görmek mümkündür. Ancak ne yazık ki ulus devlet anlayışının da etkisiyle unutturulan ya da çarpıtılan bir tarih algısı geçmişe “hakkıyla” bakmamızı engellediği gibi inkâr üzerine inşa edilen bir anlayışı da zihinlerimize empoze etti. Bu çarpık anlayışı reddedip geçmişe tekrar baktığımızda önümüze farklı bir tarih çıkar. Örneğin; ilk Türkçe roman denildiğinde Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı akla gelir hep. Bu bilgi doğru değildir, ondan yaklaşık 20 yıl önce Osmanlı Ermenisi Hovsep Vartanyan’ın yazdığı “Akabi Hikayesi” Ermeni harfleriyle yazılan ilk Türkçe romandır. Fakat bu gerçek sürekli görmezden gelinmiştir.
***
14. yüzyılın başlarında Selçuklu-Bizans sınırlarında bir beylik olarak kurulan Osmanlı devleti, dönemin konjoktürel şartlarının da etkisiyle kısa sürede tarihin akışını değiştirecek derecede güçlü bir devlet haline geldi. Osmanlı’nın beylikten imparatorluğa giden bu devletleşme sürecinde toplumsal düzen, özgünlük ve kurumsallaşmayı sağlayan en önemli faktörlerden biri de hiç şüphesiz ki benimsemiş olduğu Millet Sistemi’dir. Farklı inançlara sahip insanlara, kendi inanç ve hukuklarının gerektirdiği şekilde yaşama imkânı tanıyan bu sistem inanç farlılıklarına göre biçimlenen ve yasalarla korunan bir toplum düzenini de ifade eder.
Bu süreçte farklı etnik kimliklere ve inançlara mensup milletler ortak bir kültürün ve medeniyetin inşasında önemli roller üstlendiler. Mimariden sanata, zanaattan diplomasiye, edebiyattan ticarete birçok alanda bu katkıyı görmek mümkündür. Ancak ne yazık ki ulus devlet anlayışının da etkisiyle unutturulan ya da çarpıtılan bir tarih algısı geçmişe “hakkıyla” bakmamızı engellediği gibi inkâr üzerine inşa edilen bir anlayışı da zihinlerimize empoze etti. Bu çarpık anlayışı reddedip geçmişe tekrar baktığımızda önümüze farklı bir tarih çıkar. Örneğin; ilk Türkçe roman denildiğinde Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı akla gelir hep. Bu bilgi doğru değildir, ondan yaklaşık 20 yıl önce Osmanlı Ermenisi Hovsep Vartanyan’ın yazdığı “Akabi Hikayesi” Ermeni harfleriyle yazılan ilk Türkçe romandır. Fakat bu gerçek sürekli görmezden gelinmiştir.
Hovsep Vartanyan kimdir?
Hovsep Vartanyan, Osmanlı Devleti’nde en üst düzey devlet yetkilisi olarak görev yapmış   ve “Paşa” unvanını almış bir Osmanlı Ermenisi’dir. Etkili bir devlet adamı olduğu kadar aynı zamanda yazar ve gazetecidir. 1813’te İstanbul’da doğan Vartanyan, 1837’de tercüman olarak Bahriye Nezareti’ne (Denizcilik Bakanlığı) girmiştir. Burada 25 yıl görev yaparak paşa rütbesine yükselmiş ve  “Vartan Paşa” olarak anılmıştır. 1851 yılında Akabi Hikayesi’ni Ermeni harfleriyle Türkçe olarak yazmış, 1862 yılında emekliliğinin ardından ise Türkçe-Ermenice “Mecmua-i Havadis” gazetesini çıkarmıştır.
Türkçe yazılan ilk roman: Akabi Hikayesi
Vartanyan, Akabi Hikâyesi’nde doğu ile batının renklerinden beslenerek aşkı tanımlar. Romanında mezhepler arasındaki düşmanlığın kurbanı olan Akabi ile Hagop’un aşkını anlatır. (Osmanlı Gregoryen Ermenisi ile Osmanlı Katolik Ermenisi arasında)
İlk olarak 1851 yılında İstanbul’da basılan Akabi Hikâyesi’nin açıklamalı bir transkripsiyonu 1991 yılında Avusturyalı Türkolog Andreas Tietze tarafından yeniden yayınlanmıştır. Tietze’nin “Türkiye’de yazılmış ve basılmış hakiki ilk modern roman” olarak nitelendirdiği Akabi Hikâyesi, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. G. Gonca Gökalp Alpaslan’a göre, 18. yüzyıl sonlarından başlayarak Divan edebiyatı ve Halk edebiyatından farklılaşan ve romana yaklaşan yazılı anlatı türünün ilk beş örneğinden biridir. Bu bağlamda, Şemsettin Sami’nin 1872 tarihli “Ta’aşşuk-ı Tal’at ve Fitnat” romanı, çoğu kaynaklarda Türk edebiyatında Batılı anlamda romanın başlangıcı olarak kabul edilir.
Kaynakça
The Millets and the Ottoman Language (Osmanlı tebası Milletler ve Osmanlıca) – Johann Strauss, Die Welt des Islams, New Ser., Vol. 35, Issue 2 (Nov., 1995), pp. 189–249
Doç. Dr. Gonca Gökalp Alparslan, “Osmanlı-Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Osmanlı’nın 700. Yılı Özel Sayısı, Ekim 1999: 185-202.

Yorumlar kapatıldı.