İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nasıl Söyleyebilir Muso?

Gürsel Ekmen Miroğlu / gurselekmenmiroglu@gmail.com   
1915 Ermeni ‘Tehciri’ ve sonrasında yaşanan olaylarda Kürtlerin olumsuz rolü sürekli tartışıldı. Ermeniler, Kürt feodalleri suçlarken, Kürtlerde yaşanan olaylarda Ermeni milliyetçilerini suçlamayı tercih ettiler. Türkiye’de kimse yaşanan olaylarla ilgili kapsamlı,cesur araştırmalar yapamadı. Oysa 19.yy. sonralarına doğru bozulan,Ermeni-Kürt ilişkileri uzak geçmişte çok iyiydi. Tarih boyunca Ermeniler ve Kürtler çoğu zaman içi içe yaşadılar. Geçmişte, Kürt ve Ermeni yerleşimlerinin sınırları kesin bir şekilde çizilemedi.Tarihçiler, Kürtlerin yaşadığı sınırları belirtirken, Ermeni yerleşimlerinin bir kısmını içene aldılar,aynı şekilde Ermeni yerleşimlerinden de bahis olunduğunda Kürt coğrafyasının bir kısmı bu topraklara dâhil edilerek gösterildi.

Geçmişte,Kürtlerin kurmuş olduğu şehir-devletler, zaman zaman komşularının ya da uzaktan gelen fatihlerin saldırılarına uğradı.
Kürt yerleşimleri istila edildiğinde aslında Ermeni yerleşimlerinin de bir kısmı işgal ediliyordu.Veya tersten bakıldığında aynı şey Ermeniye’nin işgali sırasında da gerçekleşiyordu. kürt yazar Naci Kutlay,”Kürtler” kitabında bu durumdan bahsederken ‘‘…Dörtbin yıllık eski Sümer kitabelerinde Irak’ın kuzeyi, Orta Kürdistan’daki Erbil’in kuzeyinde Qutil Kralı Tirigan’ın adına rastlıyoruz. Çok eski dönemlere ait Tirikan Kürt Aşireti’nden birinin adıdır bu isim. Zibari’lerin kuzeyinde yaşıyorlardı.Bu Aşiret Kürt kökenli diğer bir hükümdara da ismini vermiş olmalı, bu,Ermeni Kralı Tigran’dır.’’ demektedir.
Her zaman söylüyoruz,bu günü konuşabilmek için uzak geçmişteki birlikteliği anlamak-anlayabilmek oldukça önemli diye.Osmanlı Toprakları’nda, yani Anadolu ya gelindiğinde bu iki halk buralarda da yan yana yaşadı.O kadar iç içe geçtiler ki, Emeni Kürdü, literatüre o günlerde geçti herhalde.Kürtçe uzun havaları okuyan Ermenilerden bahsedildiğinde,Kürtler genelde ermeni kürdü falan kes derler,adam hem kürttür hemde ermenidir yani,ama bu algı sadece Kürtlerde gelişmedi tabi, Ermenilerin bir kısmı da Kürtlerle yaşayan Ermenilere bu gözle baktı.Bakın,Diyarbakır’ın eski namıyla Gâvur yani (Hançepek) mahallesinde doğan ünlü Ermeni Edebiyatçı Mıgırdiç Margosyan daha 15 yaşında yaşadıklarını anlatırken:‘‘…Sadece ve sadece anadilimi(Ermenice’yi) öğrenmem için İstanbul’a postalanmamın ardından, geriye kalan yaşamımı,benim hiç de hayal edemeyeceğim şekilde etkileyen o anın,o yolculuğun gerisinde bıraktığım Türkçe ‘gâvur’, Kürtçe ‘fılla’ sözcüğü,daha İstanbul’a ayak basar basmaz götürülüp yerleştirildiğimiz Şişli’deki Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’ndeki Ermeni çocukların ağzında bu kez şu cümleye dönmüştü.‘‘Koşuuuun! Koşuuuun! Anadolu’dan Kürtler gelmiş! …’’ diye aktarmaktadır.Ne diyebiliriz ki, umarız margosyan geçmişte birlikte yaşadığı,Kürt kirvelerini affetmiştir.
kırive Muso meselesine geçecek olursak,Kürt türkülerini güzel okuyan Ermeniler arasında karapete Xaço, Aram Dikran gibi ermeniler var. Günümüz kuşağının en azından seslerini dinliye bildiği bu kişiler kadar, sesini hiç duymadığımız kişilerde yaşadı bu topraklarda.İşte,Sesinin güzelliği kendisinden zorla alınmış olan biridir kırive Muso.Naci Kutlay’ın ‘Kürtler’ kitabındaki anlatımından: ‘…O dönemde Lice’ye Mazıdağı yöresinden gelip yerleşen Abde adında bir Kürt var. Abde, bizzat tanık olduğu olayı sonradan Tahsin Ekinci’ye nakleder. Lice’de kırive Muso adında, sesi çok güzel ve Kürt türkülerini duyarak söyleyen bir Ermeni var. Birkaç Ermeniyi Lice’nin dışında öldürmek üzere götürürler. Kırive Muso da onlardan biri. Kendisinden son kez Kürtçe türkü dinlemek isterler. Nasıl söyleyebilir Muso? Şaşkın, dili dolanır ve soğuk ter döker. ‘‘Ez Çewa bejim?’’deyip, çevresinden umut bekler. ‘‘Nasıl söyleyebilirim?’’i kim anlar? Türküyü okuyamadan, ancak sözlerini yineler ve sonunu şöyle bağlar………………..Ferman li me Filan e(ferman o dönem için ölüm emri anlamında kullanılmıştır)
Okuyunca çok etkilendim.Büyük bir trajedi,düşünsenize Cellâtlarınız aynı zaman da sesinizin hayranı kişiler.Eğer, Kırive Muso bir müddet daha yaşaya bilseydi, xaço’nun yerine lawike metini’yi,Aram’ın yerine de ay dilbere’yi söyleyecekti belki de.
Kim bilir,yasaklı zamanlarda radyodan Kürtçe türküler onun güzel sesinden dinlenecekti belki de.

Yorumlar kapatıldı.