İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Barış Süreci” / Oyalama Süreci

Anjel Dikme    
Kürt halkını liderlerine inanarak kat ettikleri yolda ödediği bedeller, yine liderlerinin yapabileceği hatalarla hiç yol alınmamış gibi büyük bir kayba neden olabilir.“Barış Süreci” denen süreci ta başından beri oyalama süreci olarak değerlendiren ben tam da bu noktada Kürt halkı ve bölge halklarının geleceği için endişelenmeye devam ediyorum. Tarih boyunca esarete boyun eğmeyen, başkaldıran Kürt halkının, 1915’te Ermeni halkının maruz kaldığı soykırımdan, uluslararası çirkin oyunların kurbanı olarak asırlık topraklarından nasıl söküldüklerini, demografik yapının bir soykırımla nasıl kolayca(!) değiştirilebileceğini ve bu oyunda din faktörü kullanılarak Kürt halkının belli kesiminin de nasıl bir piyon olarak kullanıldığının bilincinde olarak tüm bu acılardan çıkartılması gereken dersleri çıkarttıklarına inanmak istiyorum.

Buna neden oyalama süreci derim?
Apo’nun birebir kendi yazılarını okuyan, nasıl zeki bir lider olduğunu bilen ben Newroz açıklamasından beri zihnimde dolanan endişe verici sorulara cevap bulamadım.
Kürt Halkı Irak’ta federal bir yapıya kavuşmuşken, tarihte belki de ikinci kez dünya politik konjonktürünün Kürt halkı lehinde geliştiği bir dönemde barış görüşmelerinin TC tarafından başlatılmasının nedenleri üzerinde düşünmeye değer olduğunu savunuyorum.
(Rojava’da bütün dünyaya, özellikle birçok ulustan kadınların verdiği kahramanca mücadelenin, Suriye ve Irak Kürdistan’ının birleşme ihtimalinin doğduğu bir dönemde.)
Kürt liderlerinin sorumlulukları sadece Müslüman ve Kürt kimliği taşıyan halka karşı değildir.
Hıristiyan halklara karşı da sorumludurlar.
Bölgeye kalıcı bir barış gelecekse bunun ancak dini, ırkı ne olursa olsun fark gözetmeksizin bütün bölge halklarının değer ve faydalarını gözetmeyi ilkeselleştirmelerinden geçtiğini düşünüyorum.
Rojava kendisine sığınan tüm halkların inancına, milletine bakmadan bağrına bastı.
Burada yaşanan tecrübenin özlediğimiz kalıcı barışın yolunu açabilmesinin tüm Kürdistan coğrafyasında yaşayan her bireyin, bu tavrı içselleştirmesinden geçtiğine inanıyorum.
İşte tam da bu noktada Kürt liderlerinin omuzlarına ağır bir sorumluluk yüklenmektedir.
Alacakları kararlarda ya insanlık tarihinde örneği görülmemiş, özgürlüğün, barışın, empatinin hüküm sürdüğü yeni yaşam alanlarını yaratacaklar ya da eski tas eski hamam, egemen güçlerin yazdığı senaryolarda halklara biçtiği figüran rolünü tıpkı dedelerimiz gibi, nasıl bizler de oynadıysak ya da yaşadıysak, çocuklarımız ve torunlarımız da kurban figüranları oynamaya devam edeceklerdir.
Mezopotamya mademki medeniyetin beşiğidir; özgürlüğü, eşitlik ve barışı da topraklarından emzirmek en çok O’na yakışır.

Yorumlar kapatıldı.