İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Halkının Onbinlerce Yıldır Yaşattığı Vartavar Bayramı, Ateş Kadar Sonsuz, Su Kadar Kutsal Olsun !

Sarkis Hatspanian
Onbinlerce yıldan bu yana kutlaya geldiğimiz Vartavar’da tek dileğimiz tarihi onulmaz acılarla dolu Ermeni halkının su gibi ömrü olmasıdır ! Bu toprakların asıl sahibi “ATEŞİN OĞULLARI” binlerce yıldan beri ateşle olduğu gibi, suyla da oynuyorlar vesselam !
VARTAVAR veya VARTEVAR

Vartavar bayramı ya da yortusu Ermenilerin binlerce yıldan beri kutladıkarı efsaneye göre Tufan’la ilgili bir bayramdır. Eskiden beri bu gün tüm ibadethaneler renk renk çiçekler güllerle bezenip donatıldığından Vartavar (Vart = Ermenice’de gül) denilmiştir. Tufandan kendisini ve ailesini kurtaran Tanrı’ya şükranlarını sunmak üzere Nuh’un kurban kesip güvercin uçurduğu günün her yıldönümünde Ermeniler de yağmuru anımsamak için birbirinin üzerine su atarak ıslatırlar dahası (eğer varsa) birbirlerini göl veya akarsulara iterlerdi. İnsanların birbirini ıslatması dışında Vartavar günü güvercin uçurmak, adak adamak, kurban kesmek gibi gelenekler dışında büyük şenlikler tertiplenirdi. Bu arada bir parantez açıp Hristiyanlık öncesi Ermeni bayram ve kutlamalarında yeni dinin kabulü ile halkın binlerce yıllık alışkanlıkları göz önüne alınarak Hristiyan bayram veya yortularının tam olarak pagan döneminde kutlanılan bayramlara denk getirildiğini de belirtmek gerekir. Böylece pagan dönemin en önemli günü olan Navasart – Yılbaşı günü, Hristiyanlığın kabul edilmesinden sonra Asvadzadzin = Aziz Meryem Ana’nın göğe yükselişi (vefatından üç dört gün sonra) yani Verapokhum ile çakıştırılmış ve her yıl Ağustos ortalarında (Navasart ayının birinci günü) yeni yılın şükran duasına çıkan insanlar bu kez o zamanın ürünü olarak üzümü kutsayıp kiliselerde dua etmeyi adet etmişlerdir.
Buna koşut olarak Nevroz (Nevruz) da Dearınıntaraç ya da halk ağzıyla söylendiği haliyle Dırındez veya Terıntaz ile eşleşmiş ve ateşe tapmaya da kutsal ışık ve alev geleneği de Hıristiyanlığa girmiştir. Vartavar ise Ermeni ulusuna Hıristiyanlığı kabul ettirip devlet dini olmasını gerçekleştiren Aziz Grigor Lusavoriç (aydınlatıcı)’nın Aziz Karabet’in mezarını Kayseri’den Muş’a nakletmesiyle Aziz Karabet yortusuyla birleştirilip kutlanmaya başlanmıştır. Vartavar günü, kırsal kesimlerde insanların birbirini göl ya da akarsulara iterek ıslatması pek olağan karşılanır. Islananların da bunu bir başkasına tekrarlamasıyla dağı taşı inleten kahkaha ve çığlıklarla sürüp giderdi. Akarsuyu veya gölü bulunmayan yörelerdeyse çocuklar fiskeye denen oyuncaklara su doldurup birbirini ıslatarak oyunlarını sürdürürlerdi. Islanmaktan korkup da evlerine kapanan yaşlılar ise “Dışarıya çık, seneye Vartavar’a kim öle, kim kala ?” diye çağırır maşrapalara doldurdukları sularla ıslatır oyuna katılmaya zorlanırlardı. Vartavar’da at yarışları, cirit veya değneklerle oynanan oyunlar tertiplenir, yenilenler ıslatılarak oyun dışı bırakılırdı. Güreş tutulur, galiplere güllerden örülmüş taçlar takılırdı. Gelin ve kızların danslarıyla sürdürülen şenlikler manda güreşiyle bir kat daha renklendirilirdi.
Asdvadzadzin’den önce üzüm yenmediği gibi, Vartavar’dan önce de elma yenmezdi. Bazı yörelerdeyse Paskalya’da armağan edilmesi gibi Vartavar’da ince dallara geçirilmiş çiçek ve elmaların armağan edildiği bilinmektedir. Vartavar Muş yakınlarındaki Surp Karabet (Aziz Karapet ya da halkın verdiği adla Çangi) manastırına adağa gidenlerin, dönüşte dost ve yakınlarına ilaç niyetine Surp Karabet helvası (Kudret helvası diye bilinen ve Gazpen – Manana adları verilen, yaprak veya çimlere gökten çiğ gibi yağan tatlı bir besin) ile sakız armağan etmeleri geleneği vardı. Bu manastır Gusan veya Aşuğ’lara (Halk Ozanı) feyiz vermesiyle, onların meth-ü sen’asıyla meşhurdu. Ancak sazların, ozanların piri olduğu farzedilen Surp Karabet’e adadıktan sonra, bu insanlar Aşuğ ya da Gusan olmaya hak kazanırlar, köylerden kentlere dolaşırlar, kah neşeli, kah düşündüren manilerle dinleyenlerin yüreklerini hoplatırlardı.
Kaynak: http://www.bolsohays.com/haberdetay-129658/bayramlar.html
Sarkis HATSPANIAN
Yerevan, 12 temmuz 2015
DOĞU ERMENİSTAN

Posted by: Simon DARONYAN <taron49@hotmail.de>

Yorumlar kapatıldı.