İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Araftaki Ermeniler: “Ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhhamed’e yaranabildiler”

 Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle “ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhammed’e yaranabilen” Ermenilerin hikâyesi… Vercihan Ziflioğlu Araftaki Ermenilerin Hikayesi’nde Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesini kaleme aldı. Araftaki Ermenilerin Hikayesi, İletişim Yayınları’ndan çıktı.

Müslümanlaştırılmış Ermenilerin hikayesi: Şirin Payzın ile 360°
İletişim Yayınları Vercihan Ziflioğlu’nun Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle “ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhammed’e yaranabilen” Ermenilerin hikâyesini anlattığı Araftaki Ermenilerin Hikayesi ile Halil Erhan’ın Karadeniz’de yaşanan kıyımları, talan edilen kiliseleri Ermenileri katleden Topal Osman’ı konu edindiği 1915’ten 1980’e Karadeniz okurla buluştu. İletişim Yayınları ayrıca, temel bir referansa dönüşen Tom Nairn’in Milliyetçiliğin Yüzleri ile Herman Melville’in Sağlam Adam Bir Maskeli Geçit kitabını ve Wilhelm Schmid’in Arkadaşlıktaki Saadete Dair kitabını yayımladı.
Araftaki Ermenilerin Hikayesi – “Ne Hz. İsa’ya, ne de Hz. Muhammed’e yaranabildik”
Vercihan Ziflioğlu, İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabı Araftaki Ermenilerin Hikâyesi’nde, Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle “ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhammed’e yaranabilen” Ermenilerin hikâyesini anlatıyor. Müslüman olduklarında “dönme” olarak adlandırılıp “tam Müslüman” olarak görülmeyen ve yabancılıkları vurgulanan bu Ermenilerin kimileri, bugün Ermeni Hristiyan kimliklerine rücu etmiş olsalar da, bu durum yeni sorunlar yaratıyor; bu kez de Ermeniler arasında “tam Ermeni ve Hristiyan” sayılmıyorlar. Her halleriyle gerçek bir arafta kalışı işaret eden anlatıcılar sayesinde, ülkedeki kültür ve kimlik çatışmalarını gözler önüne seren bir sözlü tarih eseri…
Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesi. Sünni bir Türk/Kürt gibi ya da Kürt/Alevi gibi… Bazısı, “gibi yaşamak”la kalmayıp, molla-müezzin olmuş, hacca gitmiş. Ama çoğunlukla yine de tam benimsenmemiş, yabancı görülmüşler. Bugün, Ermeni kimliklerine rücu edenler de, Hıristiyan Ermeniler tarafından kabul görmekle ilgili sıkıntı yaşıyorlar. “Her iki tarafın gözünde de dönme” sayılıyor onlar.
Vercihan Ziflioğlu, “Ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhammed’e yaranabilen” bu araftaki hayatları anlatıyor. Saklanmanın, yüzleşmenin ve “açığa çıkmanın” deneyimleri…

İşte kitaptan Şırnaklı “Aram”ın ifadeleri: “Meraklanıp büyüklerimize sorduğumuzda sağlıklı yanıt alamıyorduk… Asimile olmuşlardı, Kürt ve İslâm kültürünü benimsemişlerdi. Bizi de bu kültüre hapis ettiler… ‘Filla’ [Kürtçede Hıristiyan] olarak suçlanmamak için daha fazla camiye gidip ibadet ediyorduk. Ama yine de çevrenin gözünde ‘Mıslimeni’ydik… Bizim için şöyle söylerlerdi: ‘Mıslimeni’dir ama, onlarda yalan yok, iftira yok, hırsızlık yok, dolandırıcılık yok. Hepsi çalışkan ve zanaatkâr, sözlerinin eri.’ Önce kötü bir şeymiş gibi ‘Mıslimeni’ [Kürtçede dönme] diye vurgulayıp, sonra överlerdi.”

Yorumlar kapatıldı.