İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Atatürk’ün Treni

Haber: Salih Kılınç //
Uşaklı genç araştırmacı Alp Arslan Dur, yine ilginç bir çalışmaya imza attı. Dur’un araştırmalarına göre, Kurtuluş savaşı sırasında, Mustafa Kemal’i Uşak Cephesine götüren trenin makinisti Rum, ateşçisi ise Ermeni’ydi. Talihin garip cilvesi. Mustafa Kemal Paşa, bu trenle Rum ve Yunan Birlikleri ile savaşmak üzere Uşak’a geliyordu.

İşte yine Uşak tarihine ışık tutacak bir araştırma daha. Uşaklı genç araştırmacı Alp Arslan Dur, Kurutuluş Savaşı sırasında, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu ve baş Komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü Uşak Cephesine getiren trenin makinistinin Rum, ateşçisinin de Ermeni olduğunu TBMMM kayıtlarından ortaya çıkarmış.

 Bugünün gözü ile baktığınızda rahatlıkla “Ne var bunda?” diyebilirsiniz. Ancak o dönemde, Yunan ve yerli işbirlikçi Rum çetelerle Kurtuluş Savaşı yapıldığını da unutmamak gerek.  İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey (Gör) de bu trende Mustafa Kemal paşa’ya eşlik etmiş ve bu yolculuk sırasında duyduğu endişeyi şöyle dile getirmişti:
İZMİT MEBUSU HAMDİ BEY’İN, ATATÜRK İLE UŞAK CEPHESİNE GİDERKEN KURTULUŞ
SAVAŞININ SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK ENDİŞESİ
“Bilgi ve beceri gerektiren tüm etkinlikler gayrimüslimlerin tekelindeydi. Atatürk”ün 3 Temmuz 1920` de  B.M.M. nin gizli oturumunda ifade ettiği gibi Eskişehir,de imalathanede gayrimüslim Rum ve Ermeniler çalışıyor, onların çıkarılması durumunda makineler de duruyordu’ Milli Kurtuluş Savaşı`nda komutanları cepheye götüren trenlerin makinist ve ateşçileri bile Rum ve Ermenilerden oluşuyordu.  İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey (Gör) Büyük Millet Meclisi’ndeki bir konuşmasında şöyle demektedir:
HAMDİ NAMİK BEY (İzmit) — Bendeniz Pa­şa Hazretlerinin mühim bir nokta üzerine nazarı dikkati alilerini celbetmek istiyorum. Bir çok gayrimüslim memurlar istihdam ediyoruz, maatteessüf gerek Eskişehir ve gerek Afyonkarahisar’ın da bir çok Ermeni ve Rum memurlar istihdam ediliyor. Hâlbuki zannederim İzmir vilayeti vaktiyle bize birçok şimendifer memurları yetiştirmişti ve^elyevm onlar ‘baş­ ka vazifelerde meşgul bulunuyorlar. Bunları Nafıa Vekâleti ararsa bu ihtiyacı tatmin eder ve bu Hıristiyanların vazifesine nihayet vermiş olur. Ezcümle zannederim Tanaş ve Anascas isminde bir memurları vardır ‘ki; bu adam Yunan muharebesinde de ihanetle itham edilmişti. Mahkûm edilmişti. Bu münasebetle arz edeceğim: Paşa Hazretleriyle beraber Uşak’a, cepheye giderken makinistin, şoförün bir rum ve ateşçisinin de bir Ermeni olduğunu anladım. Fakat tren hareket etmişti. Zannederim orada arkada­şımızla hasbıhaller ediyorduk ve büyük bir tehlike içinde ve karşısında bulunuyorduk. Bunlar cürette bulunsaydı bizi Eynay (İNAY) istasyonuna çıkaracaklarına son süratle düşmanın kucaklarına atarlardı. Binaenaleyh Paşa Hazretlerinden bilhassa rica ederim. Bu gayrimüslim memurların vazifelerine nihayet versinler.”
Kaynaklar:
Yahya S.Teze1, aynı eser, s.106.
Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslılar sanat ve ticareti küçültücü işlerden sayar, tutsaklara ve kölelere gördürürlerdi. Osmanlı Devletinde de gayrimüslimlerin bu alanlarda etkin olmaları evrensel bir anlayışın yansıması olarak görünüyor. Arapçada sanatla uğraşanları ifade eden harifin, hakaret ifadesi olarak herif şeklinde kullanıldığı bilinmektedir (bkz.Osman Ergin, Türk Tarihinde Evkâf, Belediye ve Patrikhaneler, Istanbul 1937, s.72-73).
[4 T.B.M.M.G.C.Z.., c.I, Ankara 1985, s.74.
15 İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey (Gör) Büyük Millet Meclisi’ndeki bir konuşmasında şöyle demektedir: Paşa hazretleriyle beraber Uşak’a cepheye giderken makinistin Rum, ateşçinin Ermeni olduğunu anladım. Fakat Tren hareket etmişti. Bunlar cürette bulunsaydı, bizi Eynay istasyonu yerine son süratle düşmanın kucağına atarlardı. bkz.T.B.M.M.Z.C., c.III, 3.baskı
T. B. M. M. ZABİT CERİDESİ Ellidördüncü İçtima 21 . VIII. 1336 Cumartesi

Yorumlar kapatıldı.