İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gerçek 71. Lord Byron Ermenice ders almıştı.

Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı anısına 100 Yıl, 100 Gerçek


19. Yüzyıl Avrupası’nın en ünlü – aynı zamanda adı en tartışmalı – şahsiyetlerinden biri de Lord Byron’du. 1788 yılında İngiltere’de doğmuş, maceracı ruhuna son derece uygun bir şekilde, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık savaşı veren Yunanlıların safında çarpışırken 1824 yılında ölmüştü. Çok genç yaşında şiirleriyle, edebiyattaki Romantik akımın önde gelen temsilcilerinden biri olarak tanınan Lord Byron, aynı zamanda, o kadar da genç yaşında çok sayıda skandallar ve aşk hikayeleriyle zamanının anlayışını sarsan bir kamusal figür olarak ön plana çıktı.

Hiçbir zaman geri dönmeyeceği İngiltere’yi terk ederek, bir kaçış anlamında Avrupa anakarasına geçen Lord Byron, 1816-1817’de Venedik’te birkaç ay kaldı. Burada gündelik yaşamı sırasında ev sahibinin eşinin kalbini kazanmaya çalışmakla da meşguldü, ama gerçekten ilgilendiği uğraşlardan biri de Ermenice öğrenmekti!
Venedik, şimdi olduğu gibi, o zaman da Mıhitarist cemaatinin yaşadığı ve faaliyet gösterdiği yerdi. Ermeni rahipler San Lazzaro adasına 1717 yılında yerleşmişlerdi (bkz. 87 No’lu Gerçek ). Ayrıca Viyana’da da bir manastırları bulunuyordu. Lord Byron San Lazzaro adasındaki manastırdan çok etkilendi ve her gün adayı ziyaret etmeye başladı. Bir mektubunda bununla ilgili şunları yazmıştır: “Hoşuma giden bir uğraş olarak her gün bir Ermeni manastırında Ermeni dilini öğreniyorum. Anladım ki aklımı dağıtmak için zor bir şeyle uğraşmam lazım ve bu dil güzel zaman geçirmek için burada bulduğum öğrenmesi en güç şey. Ama zengin bir dil ve öğrenmek için harcadığın emeğe değiyor. Öğrenmeye çalışıyorum ve çalışmaya devam edeceğim – ama bunu hiçbir şey elde etmek için yapıyor değilim, hele amaçladığım bir şey, ya da bir başarı kazanmak için hiç değil.”
Dersler birkaç ay sürdü ve Mıhitaristlerle dostluğunun sonucunda İngilizce ve Ermenice bir dilbilgisi kitabının yayınlanması ve bazı eserlerin çevirisi için birlikte çalıştılar. Ancak Lord Byron Ermenice öğrenme konusunda fazla ilerleyemedi; dilin zorluğunu kendisi baştan kabul etmişti zaten. Kaynakların da gösterdiği gibi Lord Byron romantik ilişkiler yaşamakta çok daha başarılıydı. Bir başka mektubunda da şöyle yazıyordu: “[Roma’ya] da gitmeliydim; ama bir hanıma aşık oldum ve o, neyse ki şanslıymışım, [Ermeni] dili kadar beni zorlamadı, yoksa ikisi arasında ne kadar aklım kalmışsa onu da yitirecektim. Bu arada bu hanım Ermeni değil, Venedikli.”
Lord Byron’ın Ermeni dünyası ile girdiği ilişki bugün de oldukça ilgi çekmekte. San Lazzaro’daki günleri hâlâ adada anılıyor; örneğin kaldığı ve çalıştığı odası, kullandığı eşyalarla birlikte aynen korunuyor. Lord Byron, belki de Ermenilerle ilgili konularla aktif bir şekilde ilgilenen ilk batılıydı ve araştırmacıların – belki de romantik kişiliklerin – bu yönde yolunu açmıştır. Ve kimbilir belki başkalarının da “alfabenin yaratıcısı Mesrob’un otuz sekiz körolasıca harfinin” sırrını – her ne kadar oldukça zor olsa da – çözme merakını ateşlemiştir!
Referanslar ve Diğer Kaynaklar
1. Lord Byron’s Armenian Exercises and Poetry. Venedik, 1870
2. Massimo Vangelista. “Lord Byron in the Armenian Monastery in Venice”, Letters from the exile: Italy and the fatal gift of beauty, 4 Eylül 2013
3. Levon Saryan. “A Visit to San Lazzaro: An Armenian Island in the Heart of Europe (Part II)”, The Armenian Weekly, 20 Temmuz 2011
4. Wikipedia: “Lord Byron”
A painting of Lord Byron by Thomas Phillips (1770-1845)
Görsele ait bilgi

Lord Byron’ın Thomas Phillips (1770-1845) tarafından yapılan portresi.
Atıf ve Kaynak
Thomas Phillips (1770-1845), [Genel kullanıma açık alan], bkz. Wikimedia Commons

Yorumlar kapatıldı.