İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Soykırımını Anlatan Kitap Satan Kitapçıdan Kitap Alınır mı?

Abdullah Basmacı
Bir çift (muhtemelen karı-koca) kitap bakıyorlardı. Kadın beğendiği birkaç kitabı eline almıştı. Erkek ise eline aldığı kitabın arka kapak yazısını okuyordu. Kötü bir alışkanlığımdır. (Birinin elindeki kitabın ismi hep ilgimi çekmiştir.) o yüzden adamın hangi kitaba baktığını olduğum yerde az eğilerek baktım. “ Türkiye’de Ermeni Soykırımı” başlığını gördüm. Az sonra o arka kapak yazısındaki cümleler o adamı o kadar kızdırmıştı ki. Eşine yüksek sesle bağırarak “gel gel ver o elindekileri. Ermeni soykırımını anlatan kitap satan kitapçıdan kitap almam. Ver ver şu elindekileri” deyip kadının elindeki kitapları zorla alarak diğer kitapların üstüne fırlayıp ve sesini de yükselterek kitapçıdan dışarı çıktı. Hala böyle bağırıyordu:“Ben Ermeni soykırımını anlatan kitabı satan bir kitapçıdan kitap almam. Bu nasıl bir utanmamazlıktır. Burası Türkiye nasıl böyle kitaplara izin veriyorlar anlamıyorum… vb.”  Söylene söylene D&R Kitapçısını terk etti.

***
            Bizler en az okuyanlardanız. Ama ne gariptir ki her gün onlarca yayınevi yüzlerce kitap basıyor ülkemizde. Peki, bunu nasıl yorumlayabiliriz? Yayınevleri okusunlar diye çalışma yapıyor olarak mı algılamalıyız? Yoksa okunmadıkları halde kendi parasıyla kitabını basan kişilerin sayısı çok olduğundan dolayı yayınevleri kar amaçlı mı basıyor her önüne gelen kitabı? Düşünceniz hangisinden yana olursa olsun bilmenizi isterim ki bu yazımda onların üstünde durmayacağım…
            Geçenlerde tüm ülkeyi ilgilendiren ve demokrasi için çok önemli görülen bir seçimi geride bıraktık. Ülkemiz için demokrasi kazanmıştır inancındayım. Ve partilerin bunu koalisyon ile taçlandırmaları kanısındayım. Çünkü bir ülkede koalisyon varsa yani çok elden yönetim başarılabiliniyorsa bu demektir ki o ülkede demokrasinin ortak paydalarında uzlaşma var. Neyse asıl konuma geçeyim.
            Bu söylenilenlerin yaşandığı bu dönemde insanlarda da biraz gerginlik var gibi. Bunu nerden mi çıkarıyorum? Bu yazıma başlık olan olaydan tabii ki.
            Günlerden 11 Haziran hava güneşin korkak tavrından dolayı bir açıyor bir kapanıyor. Bugünlerde okullarda da derslerin işlememesinin etkisi olacak ki çarşı daha da bir kalabalık. Ben de kalabalığı kalabalıklaştıran bir bireydim dışarıda. Her zamanki gibi yine ilk durağım kitapçılardı. Günlerdir aradığım kitaba kakınadururken gözlerim. Kulaklarım da kitap bakan ve baktıkları kitabı yorumlayanların söylemlerindeydi. Bir an hem kulağımın hem de gözümün aynı şeye yöneldiğini fark ettim. Bir çift (muhtemelen karı-koca) kitap bakıyorlardı. Kadın beğendiği birkaç kitabı eline almıştı. Erkek ise eline aldığı kitabın arka kapak yazısını okuyordu. Kötü bir alışkanlığımdır. (Birinin elindeki kitabın ismi hep ilgimi çekmiştir.) o yüzden adamın hangi kitaba baktığını olduğum yerde az eğilerek baktım. “ Türkiye’de Ermeni Soykırımı” başlığını gördüm. Az sonra o arka kapak yazısındaki cümleler o adamı o kadar kızdırmıştı ki. Eşine yüksek sesle bağırarak “gel gel ver o elindekileri. Ermeni soykırımını anlatan kitap satan kitapçıdan kitap almam. Ver ver şu elindekileri” deyip kadının elindeki kitapları zorla alarak diğer kitapların üstüne fırlayıp ve sesini de yükselterek kitapçıdan dışarı çıktı. Hala böyle bağırıyordu:“Ben Ermeni soykırımını anlatan kitabı satan bir kitapçıdan kitap almam. Bu nasıl bir utanmamazlıktır. Burası Türkiye nasıl böyle kitaplara izin veriyorlar anlamıyorum… vb.”  Söylene söylene D&R Kitapçısını terk etti.
            Terk etti etmesine de arkasında bıraktığı izlenim ve o izlenime dair konuşulanları duymadan gitti. Ama ben duydum ve birkaçını paylaşayım sizinle: “tas kafa” “okumuyor ki” “önyargılıyız kardeş bu şekilde adam olunmaz” “burası kitapçı dangalak tabii ki tüm fikirler olacak” “ah ah ne olacak bu halimiz?” “adama bak ya adam olsa bari” “boş ver ya bu tiplerden bir cacık olmaz”…
            BASMACI195@hotmail.com

Yorumlar kapatıldı.