İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

HDP İstanbul mitingi: Türkiyelileşme adımı mı?

Rengin Arslan
Marmaray’dayım. İstanbul’da Kazlıçeşme’ye Anadolu yakasından ulaşmanın en kolay yolu. Üsküdar istasyonuna ilerlerken, elinde Türk bayrağı olan siyah giyinmiş türbanlı yaşlı bir kadın, ayakta duran gençlerle konuşmaya başlıyor. Uzaktan konuşmalarını seçmek zor ama gençler, “yok teyze sen bizden bir durak önce ineceksin” diyorlar. “Teyze” Yenikapı’daki Fetih kutlamalarına gidiyor, gençler HDP’nin Kazlıçeşme mitingine. Aralarında hoş bir sohbet başlıyor. Kadın Yenikapı’da inerken karşılıklı, “hayırlısı neyse o olsun” diyerek ayrılıyorlar.

Tren Kazlıçeşme durağına yaklaşırken trenin içinde sloganlar başlıyor. “Seni başkan yaptırmayacağız”, “Bizler HDP, bizler Meclis’e” sloganları atılıyor. Bir ara birisi bugün Gezi’nin yıldönümü, onun için de atalım diyor. Onun için de slogan atılıyor.
İstasyonun hemen yanındaki miting alanı her kesimden insanla dolu. Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler. Ama kadınların çoğunluğu göze çarpıyor. Kadınlar arasında da başörtülüler çoğunlukta. Alanın vazgeçilmez rengi ise sarı, kırmızı, yeşil. PKK’nın bayrağının renklerinde poşu, şal, bantlar, bileklikler her yerde. Alanda Öcalan’ın resmi de var, Türk bayrağı da.

CHP ve AKP’den oylar
Burada CHP’nin ve AKP’nin eski seçmenleri var. Dört kadın birlikte gelmiş mitinge. Üçü cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar CHP’yi desteklemiş.

Biri HDP’yi destekleme gerekçesini, “Çünkü kimliğimizi vadediyor. Kadınlık değerlerimize sahip çıkıyorlar. Kadınlar, kendilerini ifade ettikleri yerdeler” diye açıklıyor.
Bir diğeri, “Ben cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar oylarımı CHP’ye verdim. HDP’nin yüzde 50’si kadın” diyor.
‘Peki CHP, kadınlara HDP kadar önem vermiyor mu?’ diye soruyorum. Yanıtı “CHP, HDP kadar önem vermiyor. Eş başkanlık sistemini çok beğeniyorum” oluyor.
Onların burada olmasının bir başka gerekçesi, partinin barış politikası ve partinin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın duruşu.
Konuştuğum üniversite öğrencileri gençler ise HDP’nin gençlik politikasını önemsediklerini söylüyorlar. Biri Roger Fırat. Diyarbakırlı, İstanbul’da üniversitede okuyor. Kendi yaşıyla birlikte Kürt hareketinin olgunlaşmasını bir tutuyor: “Ben büyür, olgunlaşırken Kürt hareketinin olgunlaşmasına, Türkiyelileşmesine tanık oldum” diyor.

HDP bu seçimlerde Batı’daki oylara da talip. Peki bu karşılık bulacak mı? Miting alanında genelin HDP’nin alışıldık Kürt tabanının oluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak reklamcı Salih Erturan gibi seçmenleri de var. Erturan, “Destekleme nedenim barış. Yolsuzlukla, haksızlıkla hepsinin karşısında HDP’nin olduğunu görüyorum” diyor.
“Bizim milletimiz çok işkence çekmiş”

AKP’den gelen oylardan biri ise Salih Ürün’e ait. Şırnak, Uludereli, 16 yıldır İstanbul’da yaşıyor. “Bizim milletimiz çok işkence çekmiş” diyor. Önceden, “AKP’ye verdik, ANAP’a verdik, Milli Selamet’e verdik, CHP’ye verdik. Hiçbirisi bize yaramamış. Bundan sonra buradayız” diyor.
Oyunu değiştirmesinin nedeni ise barış. Erdoğan’ın açıklamalarına tepkili. Bana meydanı dolduran kalabalığı gösteriyor, “Bak artık biz güçlüyüz” diyor.
Mitingin en ilginç noktalarından biri sayısı çok olmasa da alanın farklı noktalarında tek tük görünen Türk bayraklarıydı. Kürt hareketi yıllarca Türk bayrağını toplantılarından, mitinglerinden uzak tuttu.

Dikkat çekici olan, Türk bayrağı ile mitinge gelenlerin ötesinde, bu bayraklara yönelik bir tepkinin de olmamasıydı.
“Artık anlasınlar biz hep beraberiz”

Kürsüye doğru ilerlerken, fotoğraf çektiren, üzerlerinde Selahattin Demirtaş resmi olan tişörtler giymiş, Türk bayağı taşıyan bir grup genç görüyorum. Ortada duran Ekrem Elçioğlu, “Bayrağa değil, sisteme karşıyız” yazılı bir karton tutuyor elinde, bir de Türk bayrağı.
Neden diye sorduğumda, “Biz sadece Erdoğan’ın sistemine karşıyız. Bu bayrak bizim de. Sadece onların değil. Artık anlasınlar biz hep beraberiz. Hepimiz birlikte yaşamak istiyoruz” diyor.
Mitingde İstanbul milletvekilleri adayları tek tek alana çağrılıyor. En çok Hüda Kaya ve Altan Tan tezahüratla karşılanıyor. Konuşmaların toplamında ortaya çıkan başlıklar ise Kobane, işçi ölümleri, çevre politikaları, kadınlar ve elbette Erdoğan.
Tan: Sana en büyük desteği Kürt kardeşlerin verdi
Altan Tan besmeleyle başladığı konuşmasında, “Sana en büyük desteği bu Kürt kardeşlerin verdi. Ama sen bu Kürt kardeşlerini hiçbir zaman anlayamadın. Sen Kobane’de on binlerce Kürt genci ateşin önündeyken, Kobane düştü düşecek dedin, Kürt kardeşini anlayamadın” diyor. Bu sözleri Erdoğan’a tepki sesleriyle karşılanıyor.
Demirtaş ise tam anlamıyla sevgiyle ve coşkuyla karşılanıyor. Konuşmaya başladığında ıslıklar, pankartlar yükseliyor. Kürsüye yakın olanlar selfie çekmeye çalışıyor Demirtaş’ı da karenin içine alarak. Bir amca, selfie çekene “ver çekeyim sizi” diyor. “Yok abi selfie yapacağım” diye yanıt veriyor.

Demirtaş’ın konuşmasındaki bir başlık da Yenikapı mitingi. “Şu saatlerde Yenikapı’da kardeşlerimiz toplanıyor. Orada bir araya gelecek halk bizim düşmanımız değil. Beraber yaşayacağız, beraber” diyor.
Daha sonra bir ezan molası veriliyor. Ben bir süre sonra kürsünün önünden ayrılıp tekrar alana dönüyorum. Demirtaş’ın konuşması bitmeye yaklaşırken Kazlıçeşme meydanını dolduranlar yavaş yavaş burayı terk etmeye başlamış. Bir grup bir alt geçidin altında “Biji Serok Apo” sloganı atıyor, az ileride bir anne ve küçük kız el ele yürüyor. Kızın elinde küçük bir Türk bayrağı var, ara ara sallıyor, elini tuttuğu annesinin omzunda sarı, kırmızı, yeşil bir şal.

HDP İstanbul’da Kazlıçeşme meydanını dolduracak kadar büyük bir kalabalığı çekmeyi başardı. Buraya gelenler arasında Batı’dan talip olduğu yeni oyların oranı yüksek olmayabilir. Ancak Türkiyelileşmeyi içine, geçmişe oranla daha fazla sindirmiş bir tabana seslenmiş gibi görünüyor.

Yorumlar kapatıldı.