İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çalışkan’ın “100 Yılla Yüzleşme” serisi sürüyor

Ali Dağlar
Ermeni tehcirine 100. yılında resmi ve karşı tezlerden farklı bir bakış açısı sunan “Alman Cihadı” raflarda. Osmanlı’nın müttefiki Almanya’nın İslam Alemi’ni Ayaklandırma Planı’nı konu alan kitap Remzi Kitabevi’nden çıktı. Gazeteci-Yazar Kerem Çalışkan İttihat ve Terakki Cemiyeti ve iktidarını eksen alan “100 Yılla Yüzleşme” üçlemesinin ardından “Alman Cihadı ve Ermeni Sürgünü-100. Yılında Ermeni Sürgünü’nün Perde Arkası” kitabıyla yeni bir tartışmanın fitilini ateşliyor.

Çalışkan’ın araştırma ve analizlerine göre tehcirde bugüne dek mükemmel şekilde perdelenmiş esas rol, Nazizmin mayalandığı Prusya Almanyası’na ait. Osmanlı’yı bu politikaya sevk ve idare eden Almanya.

 
SORULAR, SORULAR!
Almanların İslam Alemi’ni Ayaklandırma Planı başlığını taşıyan arka kapak merak uyandırıcı:
“Bu kitap 100 yıl önce I. Dünya Savaşı’nda Almanların Osmanlı toprakları üzerinden yürüttüğü ‘Drang Nach Osten’ (Doğu’ya Hücum) politikasının ‘kan ve ateş’ dolu macerasına ışık tutuyor. Alman Kayzeri II. Wilhelm İngiltere’ye karşı ‘Vahşi İslam İhtilalleri’ başlatmak için nasıl emir verdi? Kayzerin casusu ‘Abu Cihad’ (Max von Oppenheim) Osmanlı askerini ve Teşkilat-ı Mahsusa’yı savaşmak için hangi cephelere gönderdi? Alman istihbaratı Berlin’den Bağdat’a uzanan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nde’ Ermeniler için neden ‘İç düşman’ dedi? Ermeni Tehciri’ni, Osmanlı Genelkurmayı’nı yöneten hangi Alman subaylar Talat ve Enver Paşa’ya brifing vererek istedi? 11 Eylül 2001’de El Kaide ABD’de İkiz Kuleleri vurunca kimler Alman Cihadı ve Oppenheim’ı suçladı? Bu kitap 100 yıl sonra ilk kez belgeler ışığında Ermeni tehciri ve Almanya ilişkisini gözler önüne seriyor…”

TEHCİR VE ŞİDDETİN KÖKENİ; PRUSYA RUHU
İşte Çalışkan’ın Ermeni tehcirinde yönetme-yönlendirme-gizleme üçgeninde esas rolü Osmanlı’nın müttefiki Almanya’ya biçtiği, belgelere ve çeşitli kaynaklara dayandırdığı kitabından çarpıcı bölümler:
*Alman sömürge politikası aşırı şiddet, tehcir ve kitlesel imha yöntemleriyle yürütülmüştür. Tehcir ve imha yöntemleri Alman askeri mekanizmasının sömürgelerde sistemli olarak uyguladığı önemli bir araçtır. Bu, 1915’te Alman askeri yönetiminin direktifiyle Ermenilere de uygulanmıştır. *İstanbul’daki Alman komutanların savaş başladıktan sonra 1914 yılı sonunda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden (İTC) Ermenilere karşı tedbir istemesi, tehcirin başlangıcıdır. Ermeni tehcirinin düğmesine basılan bu gizli toplantı, Osmanlı tarihinin gizli kalmaması gereken bir sayfasıdır.
TEŞKİLATI MAHSUSA ALMANLARIN HİZMETİNDE
*Almanya, Alman Cihadı hedeflerine karşı Enver Paşa aracılığıyla yoğun ve etkili biçimde Teşkilat-ı Mahsusa’yı kullanmış ve finanse etmiştir. Teşkilat-ı Mahsusa Ermeni tehciri için de etkili şekilde kullanılmıştır. Alman askeri yönetimi tehcir politikasını yönlendirirken bunun siyasi sorumluluğunu üstlenmemek ve bunu tümüyle Osmanlılara ve Türklere fatura etmek için azami çabayı göstermiş, Alman kamuoyuna yansımasını sistemli şekilde engellemiştir. II. Wilhelm yönetimi resmen “Biz karışmayız, onların iç işleri” tavrıyla konuyu Osmanlı’ya atmıştır. Ancak tarih önünde Ermeni tehciri konusunda esas sorumluluğun Almanya’da olduğu gerçeğinden kaçılamaz.
HAMİDİYE ALAYLARI’NIN ARKASINDA DA ALMANYA
*1883’ten itibaren 12 yıl boyunca II. Abdülhamid’in yönetiminde askeri danışman ve eğitmen olarak bulunan Goltz paşa (Colmar von der Goltz), Alman askeri stratejisinin mimarlarından biriydi. Goltz Paşa o dönemde zaman zaman doğuda baş gösteren Ermeni hareketlerine karşı “Bölgede sivil milis kuvvetleri” kurulması fikrini de II. Abdülhamid’e veren kişidir. II. Abdühlahamid Goltz’un bu önerisi doğrultusunda 1890-91’de Kürt aşiretlerinden kurulu Hamidiye Alayları’nı oluşturur. Bu alaylar bölgedeki Ermeni ayaklanmalarını bastırmada en etkili unsur olacaktır.
BİZİM ÇOCUKLAR VE İLK TEHCİR FİKRİ
*Goltz daha sonra 1909’da 31 Mart olayları ve Adana’daki Ermeni ayaklanması sırasında da Türkiye’ye gelerek ‘Bizim çocuklar’ dediği İttiahatçı genç subaylara akıl ve destek verecektir. Alman emperyal yayılmacılığının önde gelen teorisyenlerinden Paul Rohrbach bölgeye yaptığı birçok geziden sonra 1902’de kaleme aldığı Bağdat Demiryolu başlıklı eserinde, bölgedeki Ermenilerin Mezopotamya’ya Bağdat Demiryolu’nun iki yanına iskan ettirilmelerini önermiştir.
HACI WILHELM VE ALMAN CİHADI
*Alman emperyalleri 19. YY’ın sonunda “Doğu’ya Hücum” politikasının gereği olarak İslam dünyasının ve onun kalbi sayılan Osmanlı’yı, İngiltere-Rusya ve Fransa’ya karşı dost ve müttefik unsur olarak belirnlemişlerdir. Bu stratejik yaklaşımın “Alman Cihadı” denilen başka bir ayağı daha vardı. Alman Kayzeri II. Wilhelm’in daha 1896’da önce İstanbul’u ve sonra Kudüs’ü ziyareti sırasında kendisini “Dünyadaki 300 milyonluk İslam aleminin koruyucusu” ilan etmesi bu stratejik hedefe uygun olarak ortaya atılmış bilinçli bir mesajdı. Tüm Ortadoğu’da “Hacı Wilhelm” söylentilerinin yayılması da Alman istihbaratının İslam alemini kazanmaya yönelik stratejik propaganda faaliyetinin parçasıydı.
VAHŞİ İSLAM İSYANI BAŞLATIN!
Alman Dışişleri arşivinde bulunan bir belgede II. Wilhelm’in 30 Temmuz 1914’te Petersburg’daki Alman elçisinden gelen bir telgrafın kenarına şu notu düştüğü kaydedilmektedir: “Şimdi bütün bu dalavere (İngiliz politikasının çevirdiği işler) hiç sakınmadan açığa çıkarılmalı ve takındıkları Hıristiyan barış maskesi yüzlerinden indirilmeli, barışçı sahtekarlıkları mahkum edilmelidir! Ve bizim Türkiye ve Hindistan’daki elçilerimiz, ajanlarımız bütün Müslüman alemini bu iğrenç, yalancı, vicdansız bezirgan millete karşı vahşi bir ayaklanmanın ateşini tutuşturmalıdır…”
14 Kasım 1914’te padişah İstanbul’da “Büyük Cihat” ilan eder.
100 YILLA ‘ÇALIŞKAN’ YÜZLEŞME
40 yıllık gazeteci Kerem Çalışkan. 12 Eylül öncesi Aydınlık’ta başladı mesleki serüveni; sonrasında 9 yıl editörlük, dizi şefliği, yazıişleri müdürlüğü yaptı Cumhuriyet’te. Sabah gazetesi yazıişleri müdürlüğü, Yeni Yüzyıl gazetesi kuruculuğu, NTVNSNBC ve Tempo dergisi genel yayın, Hürriyet Avrupa yayın yönetmenliği, Hürriyet yazıişleri müdürlüğü, Euractive.com.tr yayın yönetmenliği, Yurt Yayın Direktörlüğü’nün ardından tarih araştırmalarına yoğunlaştı. Çalşıkan Bertolt Brecht ve Wim Wenders çevirileriyle edebiyatına hakim olduğu Almanya’nın Osmanlı ile müttefik olduğu dönemin siyasetine mercek tutan 100 Yılla Yüzleşme serisini kaleme aldı. 1912 Balkan Savaşı-Ermeni Tehciri ilişkisini ele alan 100 Yılın Rövanşı, 100 Yılın Darbesi-Bab-ı Ali Baskını ve 100 Yılın Örgütü-İttihat ve Terakki adlı peş peşe yayınlanan kitapları, dönemle ilgili çok tartışılan tezlerle ortaya çıktı.

Yorumlar kapatıldı.