İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Diaspora ile hangi pazarlıkları yaptı’

Başbakan Davutoğlu, HDP lideri Demirtaş’ın yurt dışında Ermeni diasporası ile görüştüğünü belirterek, “Hangi pazarlıkları yaptı ki Türkiye’ye dönüp Çözüm Süreci’ni sabote etti?” diye sordu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, İzmir’deki Başbakanlık Ofisi’nde Show TV’deki “Başbakan ile Gündem” programında soruları yanıtladı. Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tüm dünyanın Türkiye karşısında kampanya yürüttüğü bir sürede Selahattin Demirtaş’ın Türkiye’nin karşısında yer aldığını ve Türkiye’yi suçlayan ifadeler kullandığını belirten Davutoğlu, Demirtaş’ın ‘bunda Kürtlerin de sorumluluğu var onlar adına özür diliyorum’ ifadesinin bulunduğunu hatırlattı.

Kürt vatandaşlara seslenen Davutoğlu, “Sizin dedelerinizi bu anlamda itham eden birisinin sizin temsilciniz olması mümkün mü?  Eğer Kürtler ve Türkler bunu yaptılar gibi bir ifade kullanıyorsa Türkiyelileşmesi mümkün mü?” Ermeni soykırımı iddiasını gündeme getirenler Kandil, İmralı, HDP üçgeni içinde öyle unsurlar var ki, bu topraklar üzerine bir takım operasyon yapmak isteyenlerin sözcüsü bunlar Çözüm Süreci’ne karşı. Türkiye’de demokratik bir siyaset ortamının olduğunu düşünen bir kesim de var. Biz onlarla Çözüm Süreci’ni devam ettiririz. Ama Selahattin Demirtaş tercihini yapmalı, hangi kesimden olduğunun tercihini yapmalı” şeklinde konuştu.
“Ermeni diasporası ile hangi pazarlıkları yaptı”
Demirtaş’ın yurtdışı ziyaretlerde Ermeni diasporasıyla görüşüp hangi pazarlıkları yaptığını özellikle Kürt halkına açıklaması gerektiğini belirten Davutoğlu, “Hangi pazarlıkları yaptı ki Türkiye’ye dönüp Çözüm Süreci’ni sabote etti, hangi pazarlıkları yaptı ki Çözüm Süreci’nin işlediği coğrafya üzerinde hak iddia eden Ermeni diasporasıyla hareket ediyor. Bu sorunun cevabını verirsek, geleceğe dönük Çözüm Süreci’nin nasıl seyredeceği konusunda doğru bir yerde oluruz” açıklamasında bulundu.
Çözüm Süreci’ni bütün milletle birlikte yürüttüklerine dikkati çeken Davutoğlu, “Çözüm Süreci konusunda şu veya siyasi düşünceye sahip kim varsa hiçbir fark gözetmeden onlarla Çözüm Süreci’ni çalışmaya devam ederiz. Ama uluslararası irtibatlarla Türkiye’de ameliyat yapıp da Türkiye toprakları üzerinde hak iddia etmek isteyen birilerinin sözcülüğünü yapan Demirtaş gibi bir takım aktörler bu sözcülükten vazgeçmezlerse onlar kendi yoluna biz kendi yolumuza gideriz. Türkiye’nin demokratikleşmesi üzerine Çözüm Sürecini inşa etmeye devam ederiz” dedi.
“MHP, CHP, HDP birbirini destekliyor”
“Demirtaş, AK Parti binalarına yapılan saldırılarda DHKP-C’yi kınadı mı?” sorusunu Davutoğlu, “Üçlü paralel dediğim o. MHP, CHP, HDP birbirini destekliyor. Yakın zamana kadar Pensilvanya paraleli, bunlarla irtibat halindeydi, resim ortaya çıkıyor. HDP ile Diyarbakır’da ne olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi de Kılıçdaroğlu bunların yayın organlarını ziyaret etti. Onlar geldiler, Bahçeli’yi ziyaret ettiler. Bu paslaşma anlaşıldı. İkinci paralel örgüt, seçime illegal olarak müdahil olan Kandil ve PKK. Her gün açıklama yapıyorlar, Kürt vatandaşlarımıza seslenip, ‘sizin partiniz HDP’dir, AK Parti’ye vermeyeceksiniz’ Kürt vatandaşlarımızı temsil hakkını nereden alıyorlar? Kürt vatandaşlarımızı temsil edeceklerse Batı’daki bazı adayları götürsünler Doğu’da bir göstersinler” diye yanıtladı.
İkinci paralel örgüt olan Kandil’in doğrudan ve baskıyla müdahil olduğunu anlatan Davutoğlu, “Bugün bir pankart vardı, ‘buraya HDP dışında partiler giremez’. Gireriz” ifadesini kullandı.
Üçüncü paralel çete ve örgütün DHKP-C olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Açık bir şekilde, ellerimizde belgeler var.  2007’de DHKP-C’den tutuklanan bir adam, elimizde görüntüleri var. HDP binasına girişi çıkışı var, her şey belli. Bunu açıklayınca bütün bu ifşaat, bunun yalan olduğu ortaya çıkınca hemen HDP’den ses geldi, ‘hayır bunu DHKP-C yapmamıştır.’ DHKP-C pas attı, DHKP-C terör örgütü, bizim savcımızı şehit eden örgüt diyor ki, ‘HDP’ye destek veriyoruz, biz yapmadık’ hemen arkasından MHP ve CHP, DHKP-C’ye cevap vereceğine ‘bunu AK Parti yapmıştır’ diyor.”
Başbakan Davutoğlu, “Öyle bir tablo var ki karşımızda, üç partiyle görünürde rekabet ediyoruz, onlar hiç birbirine bir şey yapmıyor. Bir de üç tane paralel illegal örgütle mücadele ediyoruz. Ama bunların hepsini, altısını demokrasinin tarihi çöplüğüne paketleyeceğiz” dedi.
“Çözüm Süreci’ni sabote etmek için atılan bir adımdı”
Başka bir soru üzerine Davutoğlu, 28 Şubat’ta iyi niyetlerini ve Çözüm Süreci’ndeki kararlılıklarını gösterdiklerini söyledi.
Çözüm Süreci’ndeki atılacak adımlar konusunda en önemli odak noktasının silahsızlanma olduğunu dile getiren Davutoğlu, Cumhurbaşkanı’nın Başbakanlığı döneminde çıkan yasanın gereği olarak geçen sene Çözüm Süreci mekanizması kurulduğunu, atılması gereken adımları attıklarını aktardı.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Neticede varmak istediğimiz şey, 7 Haziran’a gitmeden önce silahsızlanma kararıyla birlikte artık Türkiye’de terörün, şiddetin tümüyle devre dışında kalacağı demokratik bir seçim ortamının sağlanmasıydı. Her şey yolunda giderken, ortada herhangi bir gerekçe yokken Selahattin Demirtaş, meclis konuşmasında doğrudan Cumhurbaşkanımızı hedef alan bir açıklamada bulundu, Nevruz’dan bir kaç gün önce. Bu, Çözüm Süreci’ni sabote etmek için atılan bir adımdı. Çünkü karşı tarafta, İmralı, HDP, Kandil üçgeninde Çözüm Süreci’ni isteyen taraflar var, bir de yurtdışı irtibatları sebebiyle Çözüm Süreci’ni Türkiye’yi zayıflatmak için kullanan çevreler var. Kendi içlerinde de bu anlamda bir koordinasyonsuzluk var. Biz bunu uzun zamandır gözlüyorduk. Türkiye’yi zayıflatmak isteyen çevrelere kulaklarını açanlar, o yönde hareket ediyor. Bunun çarpıcı misalini vereyim, bunu da Kürt kökenli vatandaşlarımızın çok iyi bilmesini, anılmasını rica ediyorum.”
“Temaslarını biliyoruz”
“HDP’nin, ne kadar kendi inisiyatifiyle hareket ettiği tartışılır” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Bir bakıyorsunuz, bir karar alıyor, arkadan gelen bir takım etkiler… Biraz önce onun için o arka planı verdim, Demirtaş’ın yurtdışı ziyaretlerinde yaptığı görüşmeler, Türkiye’de takip edilen Çözüm Süreci’nin seyrini etkilemiştir. Temaslarını biliyoruz. Yaptığı çalışmalarla ilgili olarak nihai kertede Türkiye’de bir aktör olmak ve bu çerçevede hareket etmek, yanında bazı başka gündemlerle de birlikte hareket etmesi söz konusu. Ama bunu (seçime) parti olarak girme, o kendi nihai kararları. Açıkçası bizim bu konuya müdahil olmamız söz konusu olmadı, olmaz da. Herkes kendi iradesiyle istediği kararı alıp, seçime girer.”
“Bundan daha önemli bir projemiz yok”
Davutoğlu, bütün bu süreçte, İmralı-Kandil-HDP üçgeninde birçok farklı görüşlerin ifade edildiğini, sadece seçime nasıl gireceği hususu değil, Çözüm Süreci’nin seyri konusunda da farklı görüşler aktarıldığının aşikar olduğunu dile getirdi.
Karşıda tutarlı davranan bir muhatap bulunamadığında, sürecin idaresinde ve yönetiminde sıkıntılarla karşılaşıldığına vurgu yapan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Her ne surette olursa olsun, tekrar ifade ediyorum, Çözüm Süreci bizim için Türkiye’nin bütünlüğü, Türkiye’de yaşayan her vatandaşın etnik ve mezhep kimliğinin ötesinde, huzurlu bir hayat yaşaması için bir zaruret. Bundan daha önemli bir projemiz yok. Bu projeyi hayata geçirirsek, Türkiye’nin bütün her yerinde hem huzur olacak hem ekonomik kalkınma olacak hem de İzmir için zikrettiğim şey, Diyarbakır için geçerlidir. Nasıl ki İzmir, Akdeniz ekseninde bütün o kaos ortamı içinde, yükselen bir şehir olabilir, eğer Türkiye’de Çözüm Süreci olur, Türkiye özellikle de verdiğimiz teşviklerle doğuya, güneydoğuya doğru ciddi yatırım giderse Diyarbakır, Şanlıurfa, bütün Orta Doğu’nun önemli, ekonomi ve sanayinin üretim merkezi haline dönüşür. Birileri zaten bunun için silahların bırakılmasını istemiyor, bunu engellemek için.”
“Burada bir oyun var, bir tuzak var”
Türkiye’de artık demokratik anlamda herkesin her şeyi talep edebildiğini ve bunu gerçekleştirmek için legal, meşru yollarla her çalışmayı yapabildiğini dile getiren Davutoğlu, “Silaha niye ihtiyaç hissediliyor. Demirtaş’ın çıkıp, bunu cevaplaması lazım” diye konuştu.
Program sunucusunun, “Öcalan ve HDP hattında bir ayrım görmüyorsunuz” ifadesi üzerine Başbakan Davutoğlu, şöyle dedi:
“Hayır, gördüğümü ifade ettim. ‘Birçok görüş ayrılıkları var ve bu süreci etkiliyor’ dedim. Salı günü Sayın Cumhurbaşkanımızla Hakkari’de Yüksekova Havalimanı’nı açacağız. Biz o havalimanını bir şov için açmıyoruz. Hakkari’yi bütün Orta Doğu’da çıkmaz sokak gibi bir konumdan çıkartmak istiyoruz. Türkiye’nin, iki ayrı ülkeye, aynı anda sınırı olan birkaç şehrimizden biri. İsteriz ki İran’a, Irak’a doğru bütün ticaret oradan aksın. Ama bunun için barış lazım, bunun için Çözüm Süreci lazım. Biz bunu teklif ediyoruz. Diğer taraf ise şöyle davranıyor. ‘Ben buradan alabileceğim şeyi alayım. Eğer oy alabileceksem parlamentoya girersem, silahı yine elimde tutar, parlamentodaki gücümü de kullanır, kendi zihnimdeki yol haritasını empoze ederim. Eğer parlamentoya giremezsem, silahla tehdit etmeye devam ederim.’ Kürt vatandaşlarımızın bu oyunu görmesi lazım. Burada bir oyun var, bir tuzak var. Yoksa, bunların Kürt vatandaşlarımızı temsil diye bir hakları da iddiaları da olamaz.”
“Galatasaray çok iyi performans gösterdi”
Spor Toto Süper Lig’in 33. haftasındaki derbide Galatasaray’ın Beşiktaş’ı yenmesine ilişkin soru üzerine Başbakan Davutoğlu, Galatasaray’ı kutladı.
Rekabetin son haftaya kalmasının heyecanı daha da yükselttiğini ifade eden Davutoğlu, “Bütün takımlarımıza başarılar diliyorum. Bu sene Galatasaray çok iyi performans gösterdi. Bunu tebrik etmek lazım” diye konuştu.
Centilmence mücadele etmenin önemine değinen Davutoğlu, “En güzel şey centilmenlik içinde kazanan kim, şampiyon kim olursa onun tebrik edilmesi” dedi.
Futbola merakının çocukluğundan beri devam ettiğini belirten Davutoğlu’na eski Trabzonsporlu futbolcularla Avni Aker Stadyumu’nda yaptığı maçın hatırlatılması üzerine, “Arada sırada korumalarla maç yaptığım oluyordu. Son Ramazan Bayramı’nda bir yerdeyken ‘Hadi çıkalım’ dedik yaptık. Yıllardır bu anlamda oynamıyorduk ama güzel bir maç oldu” ifadesini kullandı.
Kaynak: Show TV ve AA

Yorumlar kapatıldı.