İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Üst AKP Akılı Seçimlerde Kurtarmak için Paçayı Taktı Yahudi’ye, Ermeni’ye Kafayı

Son dönemde AkP iktidarına yörüngesindeki yayın organlarında ve seçim mitinglerinde, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş aleyhine yapılan karalama propagandası kampanyasına bir yenisi daha eklendi. Akşam Gazetesi Demirtaş’ın planlarını Yahudi lobisinin yaptığı iddiasını ortaya attı. Gazetenin manşetinde, Diyanet ve Kabe ile ilgili çıkışlarıyla gündeme gelen Demirtaş’ın seçim stratejisini Yahudi lobisine yakınlığı iddia edilen Benenson Grubu’nun üstlendiği öne sürdü. Karalama haberde “CHP ve HDP’nin İsrail’le yakınlığı olan Benenson Strateji Grubu’yla çalıştığını söyleyen MAK Danışmanlık Başkanı Kulat: HDP’ye verilen taktik; sola vurma, marjinal soldan oy alacaksın.

MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, Türkiye’de seçimler üzerinde bir üst akılın CHP ve HDP’yle işbirliği içinde olduğunu söyledi” deniliyor ve şunlar ekleniyor: “Benenson Strateji yöneticileri ise paralel yapıya yakınlığıyla bilinen Yahudilerin dünyadaki en büyük ailelerinden Rothschild ailesiyle sıkı bir ilişki içinde.“

 Mayıs ayının ikinci haftasında ‘Yüzde Yüz Siyaset’ programında da şok suçlamalar yapan MAK Başkanı Mehmet Ali Kulat: “HDP son dönemde dindarları rahatsız edici birtakım söylemler geliştirdi. Pek çok kişi bu söylemleri dil sürçmesiyle ifade ettiler. Kesinlikle değil. Taksim’in Kabe’ye benzetilmesi kesinlikle bilinçli. ABD’li Benenson firması uluslar arası anlamda toplum mühendisliği yapar. Yahudi kökenli bir firmadır ve dünyanın değişik yerlerindeki seçim stratejilerinde etkin olan bir üst çatı şirkettir ve farklı alt firmalarla çalışır. İçinde Koç Üniversitesi’nin ve Açık Toplum Vakfı’nın yaptığı bir araştırma son dönemde kamuoyunda yer aldı. Benenson firması Ohio ve Koç Üniversitesi ve vakıfla birlikte Türkiye’de kendine göre toplum mühendisliği oluşturuyor“, iddialarını atmıştı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu geçen hafta, AkP’nin Mersin seçim mitinginde; “Biz tek millet derken, Sultan Alparslan’ın, Sultan Selahaddin Eyyubi’nin omuz omuza verdiği milleti kastediyoruz. Onun ordusuyla Kudüs’e yürüyen milleti kastediyoruz. Birileri duysun. ‘Kudüs Yahudilerindir’ diyen duysun! Kudüs bizimdir, bizim! Toroslar çökmedikçe, Akdeniz kurumadıkça, gök yere inmedikçe hiçbir şekilde Kudüs’ün İslam karakterinin değişmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
12 Mayıs tarihli “KUDÜS KİMİNDİR?” başlığı altında HasTürktv sitesi muhtemelen_ust_bir_akil_var_h39781sütunlarında yayınladığı yazısında Mersin mitingini kaleme alan Rafael Sadi; ekledi:
“[…] Yeruşalayim şehri 3800 yıllık bir şehir olup 800 yıl kadar Yahudilere Başkent olmuş ve İsrailoğulları dışında hiç bir millete BAŞKENT olmamıştır. En uzun işgal devletleriden biri olan OSMANLI ise burayı işgal statüsünden öteye götürmemiştir.1517-1917. Kısaca tarih boyunca sadece Yahudilerin başkenti olan bu şehir halihazırda İsrail Yahudi Devletinin başkentidir. Peki ya sayın Davutoğlu hangi kurallara riayet ederek bu şehrin kendisine ait olduğunu söyleyebilmektedir? Yahu ister işgal deyin ister FETİH. Yahudilerin yegane devleti olan İSRAİL bu şehri geri almış ve ebedi başkenti ilan etmiş. Capture d’écran 2015-05-03 12.47.15Bu şehir şu anda İsrail Devletinin başşehridir.Ne zamandan beri bu şehir sizin oluyormuş? Ne zaman fethettiniz Sayın Başbakanım. Ayıp olmuyor mu? Yoksa seçim meydanlarından oy toplamak için İsrail’e savaş açmaya mı niyetlendiniz.[…] Halihazırda da siyasi olmazsa da ticari ve sanatsal ilişkilerimizin devam etmekte olduğu bir ülkenin Başşehrine göz koyacak kadar alçalmış mı oluyoruz? Bunu açıkça izah edemezseniz ağır itham altında kalır hatta güzel ülkemizi de vebal altında bırakırsınız.Gaza geldim seçim heyecanı ile frenler boşaldı fazla ileri gittim derseniz bile olur. Ama aslında olmaz. Bu ülkenin başbakanına yakışmaz. Aslında öğretmeniniz olan kişi bundan beterini de yapmıştı hatta savaş çıkartmayı da denemişti ama tutmadı sadece 10 kişinin ölümüne neden oldu ve eliyle ilişkileri gereksiz bir yere getirdi. Bayım İsrail’e ve Kutsal Kudüs’e gelmek isterseniz kapılar her turist’e olduğu gibi ardına kadar açıktır. El-Aksa’da namaz kılmak Kubbet-ül Sahra’yı ziyaret etmek Burak Mescidini görmek istiyorsanız kimse sizi engellemeyecektir. Şahsen de size refakat etmekten onur duyarım.Ancak bu şehri benimdir diye olmadık ifadeler kullanırsanız bırakın ziyareti saygıyı bile görmeniz mümkün olamaz.[…]“
AGOS gazeteside geçtiğimiz günlerde Başbakan “Ahmet Davutoğlu seçim mitingleri sırasında HDP’yi Ermeni Soykırımı üzerinden de eleştirmeye devam ediyor. Özellikle de doğu illerinde” haberini verirken şunlara dikkate çekti: “Son olarak Bitlis mitinginde bir kez daha hedefine HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı alan Davutoğlu, “Bugün HDP’nin eşbaşkanı CHP’nin de eşbaşkanı yurt dışına gidiyor, yurt dışında Ermeni diasporasıyla Bitlis’i de Ermenistan’ın içinde gösteren haritalar önünde konuşmalar yapıyor” dedi. Başbakan ardındansa Bitlis’te 100 yıl önce yaşananlarda Ermenilerin hedef olmadığını savundu: “Bitlis’i böyle yakıp yıkanların yaptığı zulmü unutup sizin dedelerinizin bizim bütün Türkiye’de yaşayanların dedelerinin soykırım yaptığı iddiasına destek verenlere bu meydanları bırakacak mısınız? Onlara Bitlis tarihi şahittir ki zulmü biz gördük.” Ve AGOS ekliyor; “Halbuki soykırımdan kurtulanların hatıraları Ermenilere yönelik katliamları açıkça ortaya koyuyor.”
Davutoğlu’nun Mersin Miitingi videosunun 17ci dakikasından itibaren “Kudüs Bizimdir bizim”!..
https://youtu.be/zkcneQL8j8g

Yorumlar kapatıldı.