İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri Sahiplerini Buldu

Beyza Kural
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin 2002 yılından beri her 9 Mayıs’ta verdiği “Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü” bu yılki sahiplerini buldu. Ödül bu yıl sansüre uğrayan Bakur Belgeseli, Roboski yürüyüşüne katıldığı için tutuklanan gazeteci Özgür Amed (Ethem Cağır), IŞİD tarafından öldürülen gazeteci Deniz Fırat (Leyla Yıldıztan) ve siyasi tutuklu Hasan Gülbahar’a verildi.

***
İHD’nin “Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü” 13. yılında Bakur Belgeseli, Özgür Amed, Deniz Fırat ve Hasan Gülbahar’a verildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin 2002 yılından beri her 9 Mayıs’ta verdiği “Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü” bu yılki sahiplerini buldu.
Ödül bu yıl sansüre uğrayan Bakur Belgeseli, Roboski yürüyüşüne katıldığı için tutuklanan gazeteci Özgür Amed (Ethem Cağır), IŞİD tarafından öldürülen gazeteci Deniz Fırat (Leyla Yıldıztan) ve siyasi tutuklu Hasan Gülbahar’a verildi.
Ödüller bu yıl da Zarakolu’nun doğum gününde İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan törende teslim edildi. Törene Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, İHD üyeleri, Akın Birdal, Ümit Efe, Halkların Demokratik Partisi İl Eş Başkanı Ayşe Erdem, Zarakolu’nun oğlu Deniz Zarakolu’nun da aralarında olduğu insan hakları savunucuları katıldı.
Boztoprak: Ödüller dayanışma ve selamlaşmadır
Açılış konuşmasını yapan İHD Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, “Düşünceyi ifade özgürlüğü, insanlık onurunu oluşturan temel haklardan biri olarak, daima çetin bir mücadele alanı olmuştur. Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri, bu çetin mücadeleyi yürüten herkesle bir dayanışma ve bir selamlaşmadır” dedi.
“12 Eylül darbesi Türkiye halklarının üzerine çöktüğü zaman, faşizme karşı direnen bir avuç insandan biri de Ayşenur Zarakolu’ydu. Ayşenur Zarakolu’nun adı bugün sadece Türkiye ya da Kürdistan’da değil, dünyanın birçok yerinde yaşıyorsa,  insan ve hak kavramının birbirinden ayrılamayacağını, insanlık onurunun işkence başta olmak üzere tüm kötülükleri yenebilecek güçte olduğunu yaşamı boyunca tüm pratikleriyle göstermiş mücadele insanlarından biri olduğu içindir.
“Düşünce bazen, doğru bilgiyi halka ulaştırma çabası olarak karşımıza çıkar. Kürtlerin IŞİD saldırganlığına karşı savaşını bölge halklarına ulaştırmak için gazetecilik yaparken katledilen Deniz Fırat’a selamımız bu yüzdendir.
“Düşünce bazen, egemenin bir katliamına ve katliamcı politikalarına karşı yürüyüş olarak tezahür eder. Roboski eylemi nedeniyle hapse atılan Özgür Amed’e selamımız bu yüzdendir.
“Düşünce bazen tüm baskı ve yıldırmalara, hapsetmelere rağmen uzun bir ömür boyunca haklı çizgisini değiştirmemek olarak görünür. 1981’den beri devletin siyasi mapuslara uyguladığı baskıların tamamını görüp geçirmiş Hasan Gülbahar’a selamımız bu yüzdendir.
“Düşünce bazen bir film şeklinde görünür, iktidarın yasakları sadece onun değerini, gücünü artırır. Bakur’a selamımız bu yüzdendir.”
Zarakolu için hazırlanan video gösteriminin ardından ödüllerin teslimine geçildi.
“Deniz’e ‘Sen başaramazsın’ demişlerdi”
Kobanede öldürülen Deniz Fırat’ın kardeşi Berivan Yıldıztan gönderdiği mektupta kardeşini şöyle anlattı:
“Deniz 10 yaşında göç yollarına düştü. 10 yaşında sınırları aştı on yaşında ölüm korkusunu yendi biz doğduğumuz topraklardan göçe zorlandığımızda Deniz on yaşındaydı. Deniz 12 yaşında özgürlük yollarına düştü ve Kürdistan’ın özgür dağlarını kucakladı. 12 yaşında özgürlük sevdasına tutuldu. Tüm çocukluğunu ve gençlik yıllarını doğa ile başbaşa geçirdi doğayı çok seven biriydi. Deniz Kürdista’ın ovalarında geyiklere ceylanlara gülerek şarkılar türküler söylerdi.
“Deniz bir seferinde bana şöyle dedi; ‘Ben gazete dağıtımına başlarken bir çok kişi sen başaramazsın dediler ama ben gece ve gündüz çalıştım özgür basının sesi olmaya çalıştım ve başardım’.”
İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Demirsoy’un verdiği ödülü Deniz Fırat adına Özgür Gündem Gazetesi Editörü Günay Aksoy aldı.
Aksoy, “Bu ödülün Deniz’e adanması çok önemli, çok değerli. Deniz Fırat kamerası, fotoğraf makinesiyle ile IŞİD barbarlarına karşı Mahmur’da direndi” dedi. Deniz Fırat gibi öldürülen kadın gazeteciler Arjin Yılmaz ve Arjin Amed’i de anan Aksoy “Onlar kadın, gazeteci ve devrimciydi.  Ayşenur ablanın yapmak istediklerini yaptılar. Düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çıkıp çok zor koşullarda tüm dünyaya yansıtmaya çalıştılar” diye konuştu.
Özgür Amed mektupla seslendi
Özgür Amed, gönderdiği mektupta ödülü hayatını kaybeden Barış Grubu üyesi Lütfi Taş, Roboskili aileler, Kobanê ve Şengal’de hayatını kaybedenlere hayatını kaybedenlere adadığını söyledi.
“Son birkaç yılda beş defa gözaltına alındım. İlk alındığımda suçlama büyüktü! Kürt açılımının benim yüzümden bittiğini söylüyordu kafama ayakları ile basan sivil polis. Daha sonraki süreçlerde, polis kurşunları ile katledilen Şerzan Kurt ve Aydın Erdem’in anma yıldönümü etkinliklerine katılmam, Kürtçe Anadil eğitim talebi ve bunun için yürüyüşe katılmam, Roboski’de 34 insanın bombalanarak göz göre göre katledilmesini protesto edip, katillerden hesap sorulsun demem; her seferinde terörle mücadele şubelerinde ifade vermeler ve nezarethane hücrelerinde günlerce kalmak ile son buldu.
“Ayşenur Zarakolu ismine tahammül edilmeyip, adındaki harflerin tek tek söküldüğü bir parkın birkaç kilometre ötesinde dört duvar arasında o harflere sahip çıkma ve anısını yaşatma bilinci ile düşüncenin tutsak dilemeyeceğini tekrar vurgulamak istiyorum. Düşünce varsa umut ve mücadele de vardır. Bu anlamda özgür yarınlar için çırpınan her devrimci yüreğe selam olsun.”
Hapishane Komisyonundan Hatice Onaran’ın verdiği ödülü Özgür Amed adına ödülü alan Berat Birtek, Özgür Amed’in yaşamını düşünce özgürlüğüne adadığını söyledi.  “Bunun bedeli olarak aramızda değil, bu ülkede failler hiçbir zaman yargılanmıyor, mağdurlar yargılanıyor. Cezaevlerinde binlerce arkadaşımız var. Zindandaki tüm arkadaşlarımızı selamlıyorum” diye konuştu.
Hasan Gülbahar: Adalet arayışım sürüyor
Hasan Gülbahar cezaevinden gönderdiği mektubunda “Adalet arayışım sürüyor. Ama bunu sizlerin sahiplenmesi olmadan gelmeyeceği de açık!” dedi.
“İnsan Hakları mücadelelerinde bu ödülün özel bir yeri vardır. Bu her şeyden önce 12 Eylül darbesinin politik baskı ikileminde Ayşenur’un bu mücadelenin öncülerinden biri olmasındandır. Örgütlü bir mücadele ihtiyacının varlığı onun içinde olduğu sınırlı bir çevrenin özverisiyle İHD’nin kurulmasını sağlamıştır. Keza burada kimliğini de ekleyerek mücadelelerini entelektüel alana taşımasına da vurgu yapmak gerek. Ayşenur, bu özel sürecin özel insanıydı.
“Hayata ve insana dair kaygısı olanların yolu benzer özlemlerde kesişir. Bir de mahpus hanelerde!  Ayşenur’la hiç yüz yüze gelmemiş olsak da darbe tutsağıydık aynı dönemlerde. Ve geleceğe dair aynı özlemlerin sahibiydik. Çoğunuz gibi! Ve son bir yıldır kurucusu olduğu İHD yöneticilerinden biriydim. İşte bizi buluşturanlar!
“Maalesef dünden bugüne özgürlük, eşitlik, barış ve adalet konularındaki özlemimizi hafifletecek hiçbir olumlu gelişmeyi ciddi anlamda yaşayamadık. Tam tersine ciddi bir saldırı altında tüm bunlar. Bizlere de daha çok çaba sarf etme sorumluluğu yüklüyor bu gerçeklik. Benim 30 yılı aşmakta olan politik tutsaklığım da bu gerçekliğin çarpıcı bir örneği ve parçasıdır. 30 yıl süren 12 Eylül tutsaklığım 2013 Mayıs’ında son bulmuşken – bir buçuk yıl soluklanmadan sonra! – 2014 Ekim’inde yedi yıl daha yatacaksın denilerek yine duvarların arkasına atıldım.”
İHD Çocuk Hakları Komisyonu’ndan Barış Mutlu’nun verdiği ödülü Gülbahar adına arkadaşı Dilek Onat aldı.
Onat, “Hasan ile eşim aynı hapishaneydi. Müebbetlik olmasına rağmen bavulu kapının kenarındaydı. Hep çıkacağına inanıyordu. Başardı da. Bugün özgürlüğü yeniden gaspedilmiş olsa da onu yeniden söküp alacağız. Başka bir dünya mümkün ve biz bunu başaracağız. Ödülü bu mücadelede evladını yitiren anneler için almak istiyorum” dedi.
Mavioğlu: Keşke kardeşimiz burada olsa
Bakur Belgeseli yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu ödülünü Cumartesi Annesi Hanım Tosun’un elinden aldı.
Mavioğlu, belgeselin diğer yönetmeni Çayan Demirel’in hastanede olduğundan dolayı ekiplerinin eksik olduğunu söyledi. Demirel’in her gün daha iyiye gelişim kaydettiğini duyuran Mavioğlu “Huzursuz vaziyetteyiz, keşke kardeşimiz burada olsa bütün ödülleri o alsa” diye konuştu.
Ayşenur Zarakolu’nun insan hakları mücadelesindeki coşkusunun herkese değdiğini söyleyen Mavioğlu, onun adına verilen ödüllenün bir film için onurların en büyüğü olduğunu söyledi.
Mavioğlu, Bakur’a yönelik sansür girişimlerinin ardından belgeselin galalar yaptığını ve gösterimlere devam edeceğini söyledi.
Ödüllerin verilmesinin ardından Zarakolu’nun oğlu Deniz Zarakolu, İHD İstanbul Şube eski başkanları Eren Keskin, Ümit Efe, Gülseren Gürler , İHD eski Genel Başkanı Akın Birdal ve Halkların Demokratik Partisi İl Eş Başkanı Ayşe Erdem konuşmalar yaptı. Konuşmalarda Ayşenur Zarakolu’nun cesareti ve kararlığı anlatıldı.
Tören sonunda Barış Anneleri, yarın anneler günü olması dolayısıyla Deniz Zarakolu’na çiçek verdi.
Ayşe Nur Zarakolu kimdir?
İnsan hakları savunucusu, Belge Yayınlarının sahibi Ayşe Nur Zarakolu, 28 Ocak 2002’de kanser hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Özgürlüğü ödülleri, düşünce ve ifade özgürlüğü uğruna kendi mesleki alanında da ölümüne kadar mücadele veren, Türkiye’de düşünce özgürlüğü alanının genişlemesine katkıda bulunan İHD kurucularından ve yöneticilerinden Zarakolu anısına 2002’de verilmeye başlandı.

Geçtiğimiz yıl ödüller şu altı kişiye verilmişti; Gezi’de öldürülenler anısına Berkin Elvan, Gezi’de polis şiddeti nedeniyle uzuvlarını kaybedenler adına gaz kapsülü nedeniyle tek gözünü kaybeden Çağdaş Küçükbattal, Gezi’de yaralılara yardım eden hekimler adına bu nedenle yargılanan Dr. Erenç Yasemin Dokudan ve Dr. Sercan Yüksel, KCK tutuklusu yedi gazeteci adına Yüksel Genç ve Gezi Fenomeni kitabı nedeniyle yargılanan Erol Özkoray. (BK)

Yorumlar kapatıldı.