İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gerçek 54. Gürcü dilinde yazılmış en eski yazılardan biri bir Ermeni hakkındadır.

Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı anısına 100 Yıl, 100 Gerçek

Gezegenimizde herhalde Ermeniler ile Gürcüler kadar (gerçi bu saptamaya haklı nedenlerle İranlılar da katılabilir) birbirine yakın olduğunu iddia edecek çok az iki halk vardır. Bu iki halk aslında o kadar eski halklardır ki, yalnızca kendilerine farklı ve benzeri olmayan birer ad vermekle kalmazlar – Ermenistan, Ermenice “Hayastan”, Gürcistan ise Gürcüce ‘Sakartvelo”dur – aynı zamanda birbirlerine de farklı ad vermişlerdir: Ermeniler Gürcistan’a “Vrastan”, Gürcüler de Ermenistan’a “Somkheti” derler.

Ermenilerin Gürcistan’daki varlıklarının tam olarak ne zaman başladığını söylemek zor. Kroniklerde iki halk arasındaki bağlantıların uzak geçmişlere dayandığı yazılı. Gürcü dilinde yazılmış 5. yüzyıla ait en eski yazılardan biri, bir Gürcü soylusu ile evlenen ama Pers derebeyinin isteğini yerine getirmek uğruna Hıristiyan inancından vazgeçmeyi reddeden Ermeni prensesi Şuşanik’in şehit edilmesiyle ilgiliydi.
Ermenilerin büyük dalgalar halinde Gürcistan’a doğru hareketi, Gürcü ve Ermeni güçlerinin Selçukluları geri püskürtmek için birlikte savaştıkları 12. ve 13. yüzyıllarda gerçekleşti. Gürcistan Kralı (“İnşa Eden” olarak da anılan) IV. David ve büyük torunu Tamar’ın yönetiminde bölge zenginleşti. Gürcü halkı altın çağını, tarihi Ermeni anayurdunun son bağımsız kralları olan Bagratuni (ya da Bagratid) hanedanının soyundan gelen Bagrationi hanedanlığı döneminde yaşadı.
Ermeniler, Gürcü sarayının uyrukları olarak yaşamaya devam ettiler. Krallık, genişleyen Rusya içinde eridiği 1801 yılına kadar bir ölçüde özerkliğini korudu. Rusya çok geçmeden, sonradan Ermenistan ve Azerbaycan ülkesi olacak topraklar üzerinde de hak iddia edecekti. Dolayısıyla Gürcistan ve Ermenistan halkının bir kısmı son iki yüzyılın büyük bir bölümünde aynı ülkede – önce Çarlık Rusyası, sonra SSCB – yaşadılar ve bu tarihi paylaştılar diyebiliriz.
19. yüzyıldan 1. Dünya Savaşı’na kadarki süre Gürcistan Ermenilerinin son derece aktif oldukları bir dönemdi. Ermeniler o günlerde Tiflis (Tbilisi) nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturuyorlardı. Bu dönemde genel olarak Ermeni yaşamında elde edilen önemli başarılar ya Tiflis’te, ya da komşu Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’te gerçekleşmiştir. Ticaretle uğraşan büyük ailelerin yetiştiği, parlak okulların kurulduğu, sanat ve kültürde önemli eserlerin verildiği yer, bugün Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis’tir.
Bolşevik devrimi 1917’nin kaotik ortamında patlak verdi ve aşağı yukarı Ermeni Soykırımı ile aynı döneme rastladı. Soykırım öncesinde yükselen Ermeni ulusal hareketlerinin bir kesimi Tiflis’te başladı ve 1918 Ermenistan Cumhuriyeti bu kentte ilan edildi. Hükümet ancak daha sonra Yerevan’a taşındı. Büyük bir istikrarsızlığın hüküm sürdüğü o yıllarda Ermenistan ile Gürcistan arasında silahlı çatışmalar da yaşandı. Ama her iki ülke de, Sovyetlerin yönetimi ele geçirmesi üzerine ancak birkaç yıl yaşayabildi.
SSCB yıllarında Gürcistan’daki Ermeni nüfusu azaldı. Elbette ulusal nitelikte faaliyetler yürütmek için gerekli özgürlük ortamı yoktu; ama yine de müzik alanında Aram Haçaturyan ve sinemada Sergey Parajanov gibi iki Tiflis kökenli Ermeni gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte adlarını duyurdular.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra milliyetçiliğin kültür, din ve eğitim alanlarındaki özgürlükleri gölgelediği bir ortamda Gürcistan’daki Ermeni yaşamı bir takım gerilimlere sahne oldu. Ermeniler ülkenin her yerinde yaşamakta ve bazı yerlerde mülklere ilişkin, özellikle kiliseler konusunda huzursuzluk sürmekte. Birçok Ermeni kilisesi ve mezarlığı Sovyet döneminde tahrip edilmişti, ama bunlardan bazıları 1991’den sonra da zarar gördü ya da ihmal edildi. Benzer sorunlar Gürcistan’ın güneybatısında, Ermenistan sınırındaki, Ermenilerin nüfusun önemli bir bölümünü oluşturdukları Samtshe-Cavaheti’de (Ermenice “Javakhk”) gündemde. Kafkaslarda toprak anlaşmazlıkları ve bu konularda Yerevan ve Tiflis hükümetlerinin farklı tutumlar alması da yaşanan sorunlardan biri.
Her durumda Gürcistan’da Ermeniler toplumun bir parçası olmaya ve genel nüfus içinde görünürlüğe sahip olmaya devam ediyor. Son yıllarda, ülkede farklılıkların bir arada yaşaması ve çok-kültürlülük yönünde politika değişiklikleri görülmekte. Bu alanda atılan adımlar yalnızca ülkenin Ermeni nüfusunun genel anlamda yararına olmakla kalmıyor, Ermeniler ile Gürcistan’daki bir diğer azınlık olan Azeriler arasında da – süregelen Dağlık Karabağ uyuşmazlığına rağmen – zaman zaman bir köprü işlevi görüyor. Son on yılda Gürcistan Ermenileri, kiliselerin, okulların bakımları, yayınlar ve hatta Ermeni Soykırımı anmaları gibi geleneksel Diyaspora faaliyetleri olarak adlandırılar etkinlikler yürütmekteler.
Bu konuyla ilgili olarak iki ünlü Gürcistanlı Ermeni hakkındaki sayfalarımıza göz atmanızı dileriz. Önümüzdeki günlerde de Aram Haçaturyan’la ilgili gerçeğimizi yayınlayacağız.
Referanslar ve Diğer Kaynaklar
1. UN Association of Georgia. “Armenian Population in Georgia”, 2003
2. Diocese of the Armenian Apostolic Holy Orthodox Church in Georgia
3. Armenian Community of Georgia
4. David Marshall Lang. Lives and Legends of the Georgian Saints. St. Vladimir’s Press, 1976, s. 44-56
5. Wikipedia: “Armenians in Georgia”
Bizi takip edin


Görsele ait bilgi
19. yüzyıla ait Tiflisli Ermeni kadın tablosu
Atıf ve Kaynak
Grigory Gagarin [Genel kullanıma açık alan], bkz. Wikimedia Commons
Facebook – Twitter – Instagram – Google+

Yorumlar kapatıldı.