İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gerçek 25. İstanbul’un birçok mimari harikası Balyan ailesinin eseridir.

Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı anısına 100 Yıl, 100 Gerçek


Dört kuşak boyunca, altı Osmanlı padişahına imparatorluk mimarı olarak hizmet veren Balyan ailesinden dokuz mimar, her zaman Doğu ve Batı’nın kavşak noktasında yer almış ve 19. yüzyıl boyunca gelenekle modernite arasında kalmış İstanbul’a biçim vermiştir. Aileye adını veren Merametçi Bali Kalfa 1803 yılında öldüğünde oğulları, Osmanlı saray çevrelerinde toplumsal ve politik nüfuzun işareti olan “Amira” onursal ünvanını daha o zaman almış olan Krikor ve Senekerim babalarının yolundan yürüdü.

Krikor’un oğlu Garabed’i, onun oğulları Nigoğayos, Sarkis, Hagop, Simon ve Levon izledi ve Balyanların son üyesi imparatorluğun dağılmasından kısa sayılacak bir süre sonra 1925’de öldü. Balyanlar dönemi, bir yandan Avrupa’nın ve Batı’nın hızlı gelişim temposuna ayak uydurmaya çalışan, diğer yandan da zamanı geçmiş yönetim biçimlerinden vazgeçemeyen Osmanlı dünyasında dura kalka reformların başladığı bir dönemdi.

İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki mimari işte böyle duraklamalı-ilerlemeli dönemi yansıtır. Balyanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentini camiler, kiliseler, saraylar, padişah köşkleri, süslü türbeler, okullar, hastaneler, baraj ve su kanalları, hatta saat kuleleri ve bir darphane ile donattılar. Bugün de Balyanlardan biri tarafından projesi çizilmiş en güzel yapıların bazıları kenti süslemeye devam ediyor. Görkemli Batı tarzı cephelerle bütünleşmiş Doğu’ya özgü kemerler, Fransız eğitimi almış bu ünlü Osmanlı Ermeni ailesinin esinlendiği, diğer faktörlerin yanı sıra, Beaux-Arts mimari stilinin ruhunu yansıtıyor.
Balyanların İstanbul’daki belki de en ünlü yapılarından biri kentin Avrupa yakasında Boğaz kıyısındaki Dolmabahçe Sarayı’dır. Türkiye’nin en büyük sarayı olan Dolmabahçe, Osmanlı sarayının 19. yüzyılda Batı standartlarını benimsediğini sergilemek için attığı sembolik bir adımdı. Balyanların 10 yıllık yapım süresinin ve büyük harcamaların ardından 1859’da bitirdikleri, neo-klasik cephesi, iki kanadı ve odalarıyla tam bir Avrupa mimarisi örneği sunan saray, dönemin Paris, Viyana ya da St. Petersburg’un yüksek beğeni standartlarını yansıtır. Ama yine de zarif merdivenlerin üzerinden sarkan Kristal avizelere oryantal motifler eşlik etmekte. Sarayda bir de, daha az göze çarpan bir kapıyla girilen, padişahın haremine ve ailesine ait odaların bulunduğu ayrı bir bölüm bulunuyor. Burası ana binaya merasim dairesi ile bağlanıyor ve böylece saray geleneksel Türk ailesinin yaşam düzeni ile Osmanlı saray protokolünü bünyesinde bir araya getiriyor.

Istanbul_Dolmabahce_entrance
Dolmabahçe Sarayı, Wikimedia Commons

Dolmabahce_Valide_Sultan
Valide Sultan’ın kabul salonu. Ekleyen Nérostrateur (kendi fotoğrafı), Wikimedia Commons
Referanslar ve Diğer Kaynaklar
1. Pars Tuğlacı. The Role of the Balian Family in Ottoman Architecture. Yeni Çığır Bookstore, 1990
2. Turkish Cultural Foundation. “The Balyan Family”
3. Museum of Architecture. Armenian Architects of Istanbul in the Era of Westernization
4. John O. Voll. “Late Ottoman İstanbul: the cosmopolitan capital”, Turkish Review, 1 Ağustos, 2013
5. Dikran Mesrob Kaligian. Armenian Organization and Ideology under Ottoman Rule: 1908-1914. Transaction Publishers, 2009, s. 6
6. Wikipedia: “Balyan family”
7. Wikipedia: “Dolmabahçe Palace”
The Ortaköy Mosque, designed by Garabed and Nigoghayos 


Görsele ait bilgi
Mimari tasarımı Garabed ve Nigoğayos Balyan tarafından yapılan Ortaköy Camii, 1850’ler.
Atıf ve Kaynak
Giovanni Dall’Orto (Kendi fotoğrafı) [CC BY-SA 2.5 IT], Wikimedia Commons
Bizi takip edin
Facebook – Twitter – Instagram – Google+

Yorumlar kapatıldı.