İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Ermenistan’la diasporayla uğraşacak halimiz yok’

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bazı gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelip, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu… “Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin arşivlerini açmasını istemesi büyük bir cehalet örneği” diyen Akdoğan, “Boş konuşuyorlar, dünyadan haberleri yok, tarihi safsatalar ve lobi faaliyetleri üzerinden işler yapmaya çalışıyorlar. Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim… Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “… Ermenistan’la, diasporayla uğraşacak halimiz yok. Biz komşuyuz, ileriye doğru bakmamız lazım ve birlikte geleceği inşa etmemiz lazım. Yoksa kin ve nefretle yeni nesiller büyürse bu sorun nasıl çözülecek” dedi. (Böylece AP’nin cehaleti de tescillenmiş oldu(!) HYETERT)

***
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “Ermenistan’la, diasporayla uğraşacak halimiz yok. Biz komşuyuz ve birlikte geleceği inşa etmemiz lazım” dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bazı gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelip, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa Parlamentosunun (AP) tarihi bir olay üzerine hüküm vermesi ve karar almasının doğru bir yöntem olmadığını ifade eden Akdoğan, alınan kararın kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Birtakım lobilerin etkisi altına girerek bu tür kararlar almanın Avrupa ile ilişkileri etkileyebileceğini belirten Akdoğan, “Türkiye-AB ilişkileri bölgesel işbirliği açısından çok köklü ve büyük anlamlar ifade eder.  Bu tür şeylere, ucuz hesaplara kurban etmemek lazım” diye konuştu.
Türkiye’nin gurur duyulacak bir tarihe ve medeniyete sahip olduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle dedi:
“Onların bu kadar derinlikli tarihleri veya arşivleri olmayabilir. Çok dramatik bir şey beklemiyorum. Uluslararası zeminde 100. yıl dolayısıyla çok ciddi hazırlıklar yapıldığı anlaşılıyor. Türkiye’yi burada nasıl mahkum edebiliriz, nasıl zor durumda bırakabilirizin peşindeler ama burada bekledikleri olumsuzlukları üretebileceklerini sanmıyorum, bunun işaretlerini de çok görmüyorum. Birtakım şeyler oldu, Papa açıklama yaptı, şimdi kıvranıyor. Çünkü yanlış bir şey bu. Yani biz iyi niyetli olarak bir çağrı yapıyoruz. Gelin arkadaş kin ve nefret üzerine geleceği inşa edemeyiz. Geçmişte ne yapıldıysa oturup konuşalım, araştırılsın, gereği ne ise yapılsın. Adamlar açlıktan ölüyorlar, diaspora bırakmıyor ki ilişki geliştirelim.”
Akdoğan, Türkiye’nin kaynaklarını ve arşivlerini defalarca açtıklarını ancak iddiada bulunanların herhangi bir kaynak gösteremediklerini dile getirerek, arşive sahip olmanın, daha köklü bir medeniyete ve büyük bir tarihe sahip olmak anlamına geldiğini söyledi.
“Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin arşivlerini açmasını istemesi büyük bir cehalet örneği” diyen Akdoğan, “Boş konuşuyorlar, dünyadan haberleri yok, tarihi safsatalar ve lobi faaliyetleri üzerinden işler yapmaya çalışıyorlar. Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim. Türkiye’nin bu konuda yaptıkları belli, Ermenistan’a yaptığı çağrı belli, attığı adımlar belli. Ermenistan hangi adımı attı? Sözünde durmadı. Bundan dolayı Türkiye iyi niyetini ortaya koydu. Herkes geri adım atarken Türkiye ileri adımlar attı. Bunu kale almamak, görmemek büyük haksızlık. Arşivler burada toplansın, AP, turistik tur düzenleyelim, gelsinler baksınlar arşivlere” ifadesini kullandı.
“Ermenistan’la, diasporayla uğraşacak halimiz yok”
Pozitif kampanyalar üretmeye ve doğruları anlatmaya çalıştıklarını dile getiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “Biz doğru bildiğimizi anlatmaya çalışıyoruz, Ermenistan’la, diasporayla uğraşacak halimiz yok. Biz komşuyuz, ileriye doğru bakmamız lazım ve birlikte geleceği inşa etmemiz lazım. Yoksa kin ve nefretle yeni nesiller büyürse bu sorun nasıl çözülecek” dedi.
Çözüm süreci
Akdoğan, çözüm sürecinde temel felsefe ve özgürlükler bağlamında bundan sonra olabileceklerin, bütün perspektifin ortaya konmuş durumda olduğuna değinerek, şu ifadeleri kullandı:
“Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetin çözüm sürecindeki kararlılıkları belli. Burada hafife alma, göz ardı etme öyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. İşin ruhu, felsefesi ve temel mantığı var zaten. Sözleşme genel çerçeveyi çizen metinlerdir, temel felsefeyi ortaya koyuyor. Burada elbette ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, orada tarih de açtık, hak ve hukuk ve adalete dayanan eşit vatandaşlık o sözleşmedeki temel vurgulardan biri. Bunun içine her şey giriyor zaten. Başbakan, açıkladığı sözleşmeyle aslında çok ileri bir adım atıyor. Daha önce 2023 vizyon belgesini açıkladı. Vizyon belgesinden sonra toplumsal sözleşme, daha somut, temel çerçeveyi ortaya koyan bir metin. Bu somut tezahürler hep birlikte ortaya koyulacak bir şeyler. Anayasa bağlamında oturulup çalışılacak. 13 yıldır iktidarda olan bir partinin böyle bir muhteva ve deklarasyonla bağlayıcı bir çerçeveyle ortaya çıkması onu yeniden bütün bunları teyit ediyor olması çok değerli bir şey. Yani muhalefet partileri bunu yapamıyor. Yani ‘ben bir maaş verecem, iki fazlasını verecem’ diye bir şey değil, burada Türkiye’nin geleceğini kuracak bir kavramsal çerçeve var, ilkesel duruş var.”
“HDP örgüt partisi durumuna düşer, inandırıcılığı da kalmaz”
“Şu an PKK’nın kongre toplayarak silah bırakması kısa vadede, şu birkaç ay içerisinde görünmüyor” diyen Akdoğan, şunları kaydetti:
“Sen teröristle buluşma şöleni yapıyorsun, silahlı unsurlarla buluşuyorsun ve onlar silah üzerinden bir propaganda yapıyorlar. Yani silahtan medet uman bir yaklaşım, silahın gölgesinde seçime girmek demokrasiye inanmamaktır. Sen silahın gücüyle bir oy almış oluyorsun, bu, HDP’nin oylarına gölge düşürecek, şaibe karıştıracak bir şeydir. Kendisinin bundan uzak durması lazım, HDP’nin çağrı yapması lazım. Silahlı adamların ortada dolaşması ve bulaşmasıyla HDP örgüt partisi durumuna düşer, inandırıcılığı da kalmaz. Batıda üretmeye çalıştığı imaj da yerle bir olur. Bu kendi aleyhlerine bir şey. Burada demokrasiyle terör, silah arasında, bunlardan biri beyaz biri siyah. Şimdi bunlar ortada gri bir alan üretmeye çalışıyorlar ve devletin müdahale etmesini istemiyorlar. Devlet neden temas etmesin? Vatandaşın hür iradesiyle oy kullanması için devlet tedbir almak zorunda.”
Muhabir: Enes Duran

Yorumlar kapatıldı.