İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ABD Senatosu’ndan tarihî basın özgürlüğü mektubu

Ali H. Aslan – Washington
ABD’li 74 senatör, Dışişleri Bakanı John Kerry’ye yazdıkları ortak imzalı mektupta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetini eleştirerek Türkiye’deki insan hakları ve basın özgürlüğü sorunlarını Ankara’yla temaslarında ‘güçlü’ şekilde dile getirme çağrısında bulundu. 18 Mart tarihli mektuba ABD Senatosu’ndaki 100 senatörden 74’ünün imza atması, Türkiye’de demokrasinin kötüye gittiği hususunda Washington’da eşine az rastlanır bir mutabakat olduğunu gösteriyor. Daha önce de 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nin 88 üyesi Bakan Kerry’ye benzer içerikli bir Türkiye mektubu yazmıştı. Demokrat Partili etkili New York Senatörü Chuck Schumer ile Cumhuriyetçi Mississippi Senatörü Roger Wicker’ın öncülüğünü yaptığı girişime destek veren senatörler, “Bu mektubu Türkiye’de insan hakkı ihlallerinin sürmesinden kaynaklanan derin kaygılarımızı ifade etmek için yazıyoruz.” dediler. 

Kerry’ye gönderdikleri mektupta “Yakın geçmişte Türk medya çalışanlarının gözaltına alınması ve tutuklanması ile Erdoğan yönetiminin basın özgürlüğünü sansürlemeye yönelik kapsamlı çabalarından özellikle endişeliyiz.” ifadelerini kullanan senatörler, şöyle devam etti:  “Güçlü bir demokrasi, hükümete muhalif seslerin yükseldiği zamanlarda dahi, toplumun her bireyinin ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesini gerektirir. Türk hükümeti ile temas kurarken bu sorunu ele alacağınızı ümit ediyoruz.”
İmzacı senatörler, yakın geçmişte Türk medya çalışanlarının gözaltına alınması ve tutuklanması ile Erdoğan yönetiminin basın özgürlüğünü sansürlemeye yönelik “kapsamlı” çabalarından “özellikle endişeli” olduklarını belirttiler.
14 ARALIK OPERASYONUNA TEPKİ
Senato mektubunda geçtiğimiz aylarda  Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmalarıyla Ankara’daki hükümetin ‘uluslararası çapta dikkatleri üzerine çektiği’ belirtilerek şöyle denildi: “Bu medya mensupları 14 Aralık’ta tartışmalı suçlamalarla gözaltına alındı ve tutuklandı. Sayın Dumanlı serbest bırakıldı ancak maalesef Sayın Hidayet Karaca’nın tutukluluğu sürüyor.” Dumanlı ve Karaca’nın ‘Erdoğan yönetimini eleştiren büyük haber kuruluşlarını yönettiği’ kaydedildi.
Bu davanın “daha geniş çaplı bir suistimal örgüsünün yansıması” olduğuna da işaret eden senatörler, söz konusu gözaltılardan bir yıl önce, Erdoğan yönetimi aleyhinde yolsuzluk iddialarının işleme konulduğunu hatırlattılar. Ardından çok sayıda önde gelen gazetecinin “Erdoğan yönetimini eleştiren yazıları nedeniyle” işlerini kaybettini hatırlatan senatörler, “Bu yöntemler demokratik bir ülkede kabul edilemez; özgür basın vatandaşların bilgiye tam erişiminde merkezî konumu haizdir. Türk hükümetinin, Türk medyasını cezalandırma ve sansürleme çabası, Amerika Birleşik Devletleri için derin bir endişe konusudur.” ifadelerini kullandılar.
“Türk hükümetinin basını sansürleme adına böylesine yaygın çabalar içinde olması, özgür toplum, özgür teşebbüs, hukukun üstünlüğü, fırsat eşitliği ve demokrasinin temel prensiplerine hakarettir2 tespitini yapan senatörler, Kerry’ye hitaben, “Bu vakaların barışçıl ve uygun bir yolla çözüme kavuşturulmalarını teşvik edecek şekilde bu mevzuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yönetimiyle konuşmanız için size güçlü bir çağrı yapıyoruz.” dediler.
ERDOĞAN’IN ‘KİRALIK’ HAKARETİ KIZDIRDI
Erdoğan’ın daha önce benzer bir mektuba imza atan 88 Temsilciler Meclisi üyesini ‘kiralık’ olmakla itham etmesi Obama yönetiminde ve ABD Kongresi’nde ciddi rahatsızlık uyandırmıştı. Kongre kaynakları, bu kez Senato’nun Temsilciler Meclisi’nden de yüksek oranda (dörtte üç) imzayla Kerry’ye mektup yazmasında Erdoğan’ın hakaretamiz tavrının da etkili olduğunu belirtiyor. AKP’li hükümet temsilcileri, milletvekilleri ve Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nin yaptığı çeşitli girişimler de Senato’yu basın özgürlüğünü desteklemekten alıkoyamadı. 
Senato’nun mektubu, gelecek hafta Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner’in resmî davetlisi olarak Washington’a gelerek ABD Kongresi’nde temaslar yapması beklenen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ziyaretinin öncesine denk geldi. Ankara, 1915 Ermeni trajedisinin yüzüncü yılında Beyaz Saray ve Kongre’nin soykırımı tanımasını engelleme yönünde çaba gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu liderliğindeki AKP yönetiminin IŞİD’le mücadeleye katkılarının ABD’yi tatmin etmemesi, Çin’den NATO sistemine uyumlu olmayan füze alma teşebbüsleri ve artan anti-demokratik uygulamaları, Türkiye’nin Washington’da elini zayıflatan faktörlerin başında geliyor.
BAŞKANI AZLEDEBİLECEK ÇOĞUNLUKTAN BİLE FAZLA DESTEK
100 üyeli ABD Senatosu’nda anayasası değiştirmek ve Yüce Divan’da başkanı azletmek için üçte iki çoğunluğa tekabül eden 67 oy gerekiyor. İmzacı senatörlerin sayısı ise bu ‘süper çoğunluk’tan bile 7 fazla.
Obama’nın partisi Demokrat Parti’den 39, muhalefetteki Cumhuriyetçi Parti’den 33, bağımsız 2 senatörün mektupta imzası bulunuyor. Yani her iki parti de Türkiye’deki demokrasi ve basın özgürlüğü konusundaki hassasiyeti paylaşıyor ve AKP idaresine tepkili.  
Mektuba Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin 19 üyesinden 13’ü imza atmış. Aralarında Komite’nin Demokrat Başkan Yardımcısı Robert Menendez de var. 26 üyeli Silahlı Kuvvetler Komitesi’nden ise başkanı Cumhuriyetçi Senatör John McCain dahil, 19 üyenin imzası bulunuyor. Adı geçen komiteler, Amerikan dış politikasında fonlamalar, tayin onayı ve denetlemeleriyle kilit rol oynuyor. Uzmanlık alanına göre Türkiye’yle ilgili Ermeni tasarısı, silah satışları gibi konuları görüşüyor. 
Türkiye ile ABD arasında istihbarat işbirliği dahil önemli sorumlulukları olan Senato İstihbarat Komitesi’nin Başkan Yardımcısı Demokrat Senatör Dianne Feinstein, imzacılar arasında.
İmzacı Cumhuriyetçi senatörler Marco Rubiove Ted Cruz, Demokrat Senatör Elizabeth Warren ve Bağımsız Senatör Barnie Senders’in 2016 başkanlık seçimlerinde muhtemel aday olarak adları geçiyor.
İmza kampanyasını Demokrat Senatör Schumer’la birlikte başlatan Cumhuriyetçi Senatör Roger Wicker, ABD Senatosu ile Temsilciler Meclisi adına aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyelerinin demokratik performansını takip eden Helsinki Komisyonu’nun eşbaşkanı.

Yorumlar kapatıldı.