İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni soykırımı meselesi

Evrim Bunn
Diyeceğim şu, böyle bir tasarının Amerikan Kongresi’nden geçmesi, Beyaz Saray’ın soykırım lafını kullanması ne Türkiye’nin, ne Ermenistan’ın ne de Amerika’nın işine gelecek. Bu, Amerika’da birtakım Diaspora’nın tatmin edilmiş olmasından başka hiçbir işe yaramayacak. Amerikalı yetkililere anlatıyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil, soykırım tanınmış tanınmamış bu Türkiye’nin dış politikasında, ABD’ye olan tutumunda ya da 1915 olaylarına bakışında olumlu bir değişiklik yapmayacak. ( Bu fikirler bizim hakim zihniyetinin temsilcisi aslanların fikirleriyle bağdaşıyor. ABD’nin kabulü bu kadar önemsizse lobilere dökülen milyonlarca doları açıklamak zor. HYETERT)

***
Ermeni soykırımına dair her yıl hazırlanıp Kongre’ye sunulan yasa teklifi bu sene Kongre’den geçecek mi geçmeyecek mi sorusu gene karabasan gibi ağırdan ağırdan üzerimize gelmeye başladı. Malum her sene 24 Nisan’a denk gelen soykırımı anma vesilesiyle Beyaz Saray’dan bir açıklama yapılır ama o açıklama gelene kadar Washington’daki gazeteciler sinirden kurdeşen döker.
Allah rahmet eylesin çok sevdiğim ağabeyim, arkadaşım Ümit Enginsoy “Allahım bir soykırım dese de başkan toptan kurtulsak” derdi. Ama vatanına acayip düşkün olan Ümit tabii ki böyle bir durumda Türk-Amerikan ilişkilerinin düşeceği durumdan endişe ederdi.
Sözün özü Ermeni soykırımı meselesiyle haşır neşir olunma vakti yine geldi. Türk- Amerikan ilişkilerini geliştirmek isteyen taraflar senelik Kongre ziyaretlerine başladı. Hattâ tasarının bugünlerde sunulması da bekleniyor.
Diyeceğim şu, böyle bir tasarının Amerikan Kongresi’nden geçmesi, Beyaz Saray’ın soykırım lafını kullanması ne Türkiye’nin, ne Ermenistan’ın ne de Amerika’nın işine gelecek. Bu, Amerika’da birtakım Diaspora’nın tatmin edilmiş olmasından başka hiçbir işe yaramayacak.
Amerikalı yetkililere anlatıyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil, soykırım tanınmış tanınmamış bu Türkiye’nin dış politikasında, ABD’ye olan tutumunda ya da 1915 olaylarına bakışında olumlu bir değişiklik yapmayacak.
Türkiye’deki mevcut liderlik böyle bir adımı, yani soykırımı tanıma, Ermenistan ile ilişkileri düzeltme adımını ancak kendi tabanından bu yönde bir talep gelirse atar. Yoksa üçüncü bir memleketin araya girmesi Türkiye’de hem yönetim hem de halkta ters teper.
Kürt meselesi bunun en güzel örneği. 15 sene önce ağza almaya korktuğumuz kelimeler, örneğin Kürdistan, Öcalan, Abdullah Bey, Kürtçe eğitim, Kürtçe televizyon vesaire, şimdi günlük siyasetin bilindik jargonu oldu. 10 sene öncesine kadar Abdullah Öcalan’a ‘terörist başı’ndan başka yakıştırma yapılamazdı. Birinin ağzı sürçer de Sayın Öcalan ya da Abdullah Bey derse siyasi ve mesleki kariyeri sona ererdi. Şimdi halk sokağa çıkıp Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep edecek rahat hissediyor kendini.
Yine bir iki sene öncesine kadar Ermeni soykırımı denecekse başına ‘sözde’ lafı getirmek gerekirdi. (Bilmem hâlâ öyle mi?!) Şu satırları yazarken acaba millet ne der diye endişelenmiyorum mesela.
Kim ne derse desin, Türk halkının son 10 yılda gösterdiği demokrasi bilinci bundan böyle artmaya devam edecek. Toplumsal ya da uluslararası uzlaşmalar da halkın içinden çıkan organik tartışmalarla sağlanacak. Uzlaşma için diasporalar, örgütler değil halklar hazır hâle gelecek. Aklı başında liderlerin işte bunu savunarak ilerlemesi gerekiyor. Amerikalı liderlere birilerinin çıkıp bu gerçeklikleri izah etmesi gerekiyor.
Amerikan Kongresi hâlâ Türkiye’yi savunma sanayiini desteklememekle tehdit edeceğini sanıyorsa o da yanlış. Türkiye artık her savunma ihtiyacı için Amerika’nın kapısında beklemiyor ki! Çin her an duruma müdahale etmeye hazır. Değişen sadece Türkiye de değil. Tüm dünya değişiyor.
Kim ne derse desin, Türkiye Amerika için hâlâ önemli bir ülke. Alternatifi olsaydı ta Soğuk Savaş’tan bu yana ortaya çıkardı. Memleketin önemi liderlerinden kaynaklanmıyor. Jeopolitik ve sosyo-ekonomik unsurlarından kaynaklanıyor. Ortaokul coğrafyası okumuş herkes bilir bunu. Türkiye’nin önemli olduğu gerçeğini kabul etmek için iktidar partisini, cumhurbaşkanını, muhalefetini sevmek zorunda da değil kimse. Amerika Türkiye’de son 15 yılda yaşanan değişimi dikkatlice incelemeli. Türk halkının sezgilerine, aklına ve vicdanına güvenmeli. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen seneki 24 Nisan mesajı dikkate alınmalı. O mesaj belki bir şahıs için küçük ama insanlık için büyük bir adımdı! (Teşekkürler Neil Armstrong!) Gerisi de gelir bence. Bırakalım Türk ve Ermeni halkları aralarındaki kardeşlik bağlarını kendileri yeniden keşfetsin. Ne demişti Arto Tunçboyacıyan “Benim bir kardeşim var, dünyada yoktur eşi. Oy oy oy oy canım kardeşim…”
eobunn@gmail.com
 Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:
http://arsiv.taraf.com.tr

Yorumlar kapatıldı.