İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan İki uluslu, İki Dilli Devlete Dönüşmelidir

– Ermenistan’a destek veren İran’a karşı Güney Azerbaycan Türklerinin bağımsızlığı desteklensin, İran’da Etnik sorunun olduğu öne çekilsin, diğer etnik topluluklarla iş birliği kurulsun… Ermenistan-Azerbaycan arasında Karabağ savaşının Azerbaycan’ın galibiyetiyle sona ermesi ve Batı Azerbaycan sorununun çözümünün temel şartı Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığının kazanılmasıdır…- Yerel Azerbaycan Türkleri ve gelme Ermenilerden oluşan halkların katılımıyla Ermenistan’ın iki dilli iki uluslu devlete dönüşmesi propagandası yürütülmelidir. Ermenistan vatandaşları olan Türkler Ermenistan’a inmeli, Ermenistan’da kendi partilerini, parlamento fraksiyonlarını, medya sistemlerini yapmalılar. Azerbaycanlıların kendi topraklarına dönerek Ermenistan devletinin yönetiminde, parlamentonun çalışmasında öncelik esaslarla yer almasının gerekliliği vurgulanmalıdır. (Ütopyanın sınırı yoktur. HYETERT)

***
Batı Azerbaycan sorunu bu topraklar üzerinde kurulmuş Ermenistan devletinin kurulduğu zamandan başlamıştır.
Ermenilerin Denizden denize (Karadeniz-Akdeniz-Hazar Denizi) büyük Ermenistan planı Çarlık Rusya’sının sıcak denizlere inmek, Bosfor ve Dardanel boğazlarından geçerek İstanbul’u fethetmesiyle Büyük Roma Devleti’ne çevrilmek planının bir parçası olarak 18. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar Azerbaycan’da Rusya’nın desteği ile gerçekleştirilmektedir. Azerbaycan’ın tarihi topraklarında Ermenistan devletinin kurulması ve genişlemesi 3 aşamada ve formda yapılmıştır.
1.Azerbaycanın topraklarında yerli Türklere karşı etnik temizlik, soykırım siyaseti hayata geçirilerek Ermenistan devletinin kurulması;
Bu dönem 1828-1918 yılları kapsıyor. Bu dönemde esasen üç Ermeni devletinin kurulmasına gayret edilmiştir. Erivan hanlığında kurulmuş Ermenistan devleti, Güney Azerbaycan’ın Urmiye bölgesinde kurulmuş küçük Ermenistan devleti, Stepan Şaumyanın yönetimi ile Bakü’de kurulmuş Sentrokaspi hükümeti. Yabancı uzmanlar bu hükümeti “Bakü Ermeni Devleti “adlandırmışlardır. Urmiye bölgesinde kurulmuş “küçük Ermenistan devleti” ni 1918 yıllarında Avrupa misyoner teşkilatları kurmuştu. Bu devletin kurulmasında amaç Güney Azerbaycan’ı Türkiye ile birleştiren bölgede Hıristiyan tampon devlet kurmakla Anadolu-Azerbaycan Türklüğünü birbirinden izole etmekti. Bu Ermeni -Kürt-Süryani hareketi Urmiye bölgesinde mart ayında Türklere karşı kanlı soykırım hayata geçirmiştir. Bu ermeni katliamı tarihte “Cilovluk” faciası gibi biliniyor. Cilovluk soykırımında Hocalı soykırımı tekrar edilmiş, yaklaşık 300 binden çok Türk katledilmiştir. Şaumyanın 1918’de Bakü’de kurduğu “Bakü Ermeni Devleti” Bakü’de 31 Mart katliamını organize etmiş, 12 bin Türk’ü katletmişti.
2.SSRİ döneminde Azerbaycan topraklarının Ermenistan’a birleştirilmesi;
Bu dönem 1920-1985 yılları kapsar. Bağımsız Azerbaycan Demokrtik Cumhuriyeti Rus Bolşevik Kızıl Ordusu tarafından 1920 inci yılın 27 Nisan’da işgal edildikten sonra Rus Sovyet imparatorluğu 1 Aralık beyanatına göre, Zengezurun bir bölümü (4505 kv.km) – Kafan, Gorus, Sisyan ve Mehri bölgeleri Ermenistan’a birleştirildi. 1920 yılında Nahçıvan’ın Ordubad, Şahbuz, Şerur illerinin bir bölümü Ermenistan’a birleştirildi. 1918-1920 yıllarında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin genel arazisinin 114 000 k.km olmuştur. 1922 yılında Gökçe gölü havzasındaki Dereçiçek, Kever ve Basargeçer bölgeleri Ermenistan’a katıldı. 1922 yılında Dereleyiz arazisi Ermenilere verildi. 1929-30 yıllarında Eldere, Lehvaz, Astazur, Nüvedi vs. köylerin Ermenistan’a verilmesi ve bu arazide Mehri ilçesi oluşturulması sonucunda Nahçıvan bölgesi Azerbaycan’dan koparılmıştır. Hazırda Ermeniler ve Kürtler Nahçıvan’a sahiplenmek için mücadele yapmaktadır. 1938 yılı Mart 5 de Sederek ve Kerki çevresindeki araziler Ermenilere verildi. 1946’da Mir Cafer Bagırov tarafından 40 k.km-lik orman alanı Ermenilere verilmiştir. 1969 yılında Veli Ahundov tarafından 7,6 k.km-lik Ermenilere verildi. 1980 yılının ortalarında Ordubadın Kotam ve Kilit köylerinin bazı hisseleri Ermenistan’a verildi. 1982 yılında Kazağın Kemerli, Aslanbeyli ve Kaymaklı köylerinin örüşlerinin bir kısmı Ermenistan topraklarına katıldı. XI Rus ordusu Batı Azerbaycan’da Ermenistan SSC kurduktan sonra 1920 yılında Göyçe ve Karakoyunlu ilçeleri de Azerbaycan’dan alınarak Ermenistan SSC e verildi. Bu 6000 k km’lik bir araziydi. Ermeniler Karakoyunlu bölgesini Çemberek, Göyçeni Basarkeçer bölge merkezlerine ayırdılar. Çemberekin’in Azerbaycan’dan koparılması Ermenistan’da SSC’nin kurulması ile ilgilidir. Çemberek 1937 yılı 31 Aralık kuruldu. Aynı yıla kadar Dilican iline bağlıydı. Yüzölçümü 697 m.km-dir. İlçe merkezi Ağstafaçay nehrinin kolu olan Getik nehrinin kıyısında bulunan Kırmızıkend (değiştirilmiş adı Mihaylovka, Krasnoselk) kasabasıdır. İlçe merkezinden Erivan kentine olan mesafe 125 km’dir. 1920 yılının sonuna kadar Gence (Yelizavetpol) İlinin Kazak bölgesinin Çemberek nahiyesi gibi Azerbaycan’ın terkibinde bulunan Çemberek ilçesi topraklarında o dönemlerde toplam iki Ermeni köyü vardı: Çemberek ve Goturbulak. Bu Ermeniler de Erivan Hanlığı Çarlık Rusya tarafından işgal edildikten sonra Anadolu’dan aktarılmıştır. SSCB döneminde ise Ermenileri bu yerlere aktarmakla daha üç Ermeni köyü oluşturuldu: Yeni Başkend, Martuni ve Orconokidze.
Çemberek ilinin bir bölümünü Göyçe, bir bölümünü de Karakoyunlu arazisi oluşturuyor. Ana bölümü Çemberek ilinin dahil olan Karakoyunlu deresi Dilican deresi ile Soyukbulak yaylasının arasında bulunmaktadır. Çarlık Rusyası döneminde buralar da Gence (Yelizavetpol) İline Kazak bölgesine girdi. Çemberek bölgesi Murğuz ve Şahdağ sıra dağları ile kuşatılmıştır. Adatepe (h.2427m), Caldas (h.2743m), Goşadağ (h.2901m) zirveleri de bölgenin topraklarında bulunmaktadır. 1988 yılına kadar Azerilerin yaşamakta devam ettikleri ve bu yıl terk etmeye mecbur oldukları yerleşim: Çil, Ardanış, Şorca, Toxluca, Gölkənd, Çaykent, Əmirxeyir, Bəryabad, Yanıqpəyə, Ağbulaq, Cıvıxlı, Qaraqaya, Qırmızıkənd vb. 1938 yılında Azerbaycan’ın Gedebey ilçesinin Eski Başkend köyü de yeni bölge statüsü almış Çemberek iline bağlandı. Göyçə ilçesinin merkezi Basargeçer bölgesi 1930 Eylül 9-da kuruldu. 1969 Haziran 11kadar Basargeçer, bu tarihten sonra ise Vardenis bölgesi ismini almıştır. Yüzölçümü 1151 km² dir. İlçe merkezi Basargeçer (değiştirilmiş adı Vardenis) bölgesidir. İlçe merkezinden Erivan kentine olan mesafe 168 km’dir. İlçe topraklarında irili ufaklı birçok dağ zirveleri ve Göyçə gölüne dökülen ırmaklar vardır. Bunlardan en büyüğü Mezre (dəyişdirilmş adı Masr) çayıdır. Çakırlı yaylası da bu bölge arazisindedir. 1948-1951 yıllarında bölge nüfusunun bir kısmı Azerbaycan SSC’nin topraklarına aktarılmıştır. Sadece Zod köyünden 100 aile Hanlar (şimdiki Göygöl bölgesi) bölgesinde yerleştirilmiştir. Bu arada Basargeçerin 37 köyünde 30’u Azerbaycanlı, 5’i Ermeni, 2’si ise karma köyler vardı. Basargeçer bölgesi ayrıca ünlü Azerbaycan el sanatkârı Aşık Elesgerin vatanıdır. Aşığın mezarı ve büstü onun doğma kendi Ağkilsede idi. 1988 yılına kadar Azerbaycanlıların yaşadıkları ve bu yıl terk etmeye mecbur oldukları yerleşim: Karakoyunlu, Hüseynkuluağalı, Aşağı Şorca, Yukarı Şorca, Daşkent, Sarıyakub, Kayabaşı, Qoşabulaq, Zerkend, Ağkilse, Zod, Babacan, Pembek, Dere, Şişqaya, Göysu , Küçük Mezre, oğruca, Kesemen, İnekdağı, Kanlı, Kerkibaş, Subatan, Sultaneliqışlaq, Ağyokuş, Setenehac, Yukarı Zağalı, Çakırlı, Tüskülü, Büyük Mezre, Qızılveng, Torfavan. Böylece tüm bu gerçekler göstermektedir ki, tarihi Kafkasya’da ne devlet kurmağa kadir olan Ermeni milleti, ne de Ermenistan adlı devlet mevcut olmayıp. Azerbaycan toprakları hesabına yerli Türkler etnik temizlik ve soykırıma uğratılmakla bu devlet Rus Sovyet İmparatorluğu’nun yönetimi ile kurulmuştur.
3. SSCB’nin dağılmasından sonara Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Karabağ ve çevre yedi bölgenin Ermenistan ve Rusya tarafından işgal edilererk oyuncak “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti” kurulması ve Ermenistan Cumhuriyeti’nde birleştirilmesi;
(1988-1994 yıllarında Ermenistan Azerbaycan’a savaş ilan ederek Dağlık Karabağ’ı ve çevre illerini Hankendi, Hocalı, Şuşa, Laçın, Hocavend, Kelbecer, Akdere, Ağdam, Cebrail, Fuzuli, Qubadlı, Zengilanı işgal etti. Bu dönemde işgal edilmiş toprakların alanı 17000 k.km-dir. Bu politikanın sonucu büyük Azerbaycan’ın bir parçası olan Batı Azerbaycan tamamen Ermenistan’a verilmiş, Kuzey Azerbaycan Cumhuriyeti% 20 arazisi işgal edilmiş, 2 milyon Azerbaycan türkü terör ve soykırım yoluyla yok edilmiştir.
Azerbaycan Türklerinin Batı Azerbaycan’dan aktarılması ve bu topraklarda Ermeni devletinin kurulması planı henüz XVIII yüzyıldan Rusya İmparatorluğu’nun yönetimi altında hayata geçirilmeye başlandı. Batı Azerbaycanda Türklerin, aktarılması, etnik temizlik üç aşamada yapıldı:
Birinci aşama 1905-1920 yılları; İkinci aşama 1948-1953 yılları; Üçüncü aşama 1988-1992 yılları. Böylece Rusya’nın yönetimi, Avrupa’nın desteği ile Batı Azerbaycan’da yaşayan yerli Türkler etnik temizlik ve soykırıma uğratılarak, bölgenin etnik ve demografik yapısını Ermenilerin lehine değişerek burada mono etnik Ermenistan adlı devletinin kurulmasına nail olmuşlardır.
1988 yılından bugüne kadar geçen dönem içinde Batı Azerbaycan bağlı hükümetin, muhalefetin, toplumun, Medyanın hiçbir programı, siyaseti oluşmamıştır. Şimdi Karabağın tahliye edilmesine ulaşmak istiyorsak, Batı Azerbaycan sorununu gündeme getirmeliyiz ve Ermenistan devletinin etnik temizlik ve soykırım temelinde kurulduğunu, arazilerinin tartışmalı araziler olduğunu dünyaya kabul ettirmeliyiz. Bu amaçla kompleks tedbirler uygulanmalıdır.
Bu amaçla ben aşağıdakileri öneriyorum:
– Batı Azerbaycan hareketi Büyük Azerbaycan hareketinin ayrılmaz parçası gibi konmalı, devlet ve diaspora örgütleri tarafından desteklenmelidir. Bu hareket ulusal bir harekete dönüşümlü, iktidarda temsil edilen Batı Azerbaycanlı memurların kişisel çıkarlarına hizmet eden aşiretçilik ve bölgecilik damgasından kurtulmalıdır.
-Batı Azerbaycan hareketi aşiretçi ve bölgeci hareket değil büyük Azerbaycan Hareketidir.
— Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgaline karşı BM Güvenlik teşkilatı 1993 yılında 822, 853, 874,884 sayılı kararları kabul etmiştir. Bu kararların talepleri yerine yetirilmemiştir. Karabağ savaşının sonuçlarının giderilmesi yöneliminde faaliyet gösteren AGİT MİNSK gurubunun şimdiye kadar önerdiği 1. Paket çözüm; 2. Aşamalı çözüm; 3. Ortak devlet projesi; 4. Madrid prensipleri Azerbaycan Milli çıkarlarına aykırı olmuş, dolayısıyla Ermenistan’ın yayılmacı politikasına beraat kazandırmaya yönelmiştir. Toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı, halkların kendi kaderini tayin hakkı, güç uygulamaktan imtina prensiplerini esas götürülerek uygulanması öngörülen bu proje ve prensipler aslında Azerbaycan topraklarında bağımsız “Karabağ” devletinin kurulmasına ve güçlenmesine hizmet etmektedir. AGİT MİNSK grubu üyeleri Rusya ve Fransa, Ermenistan’ın stratejik müttefikleri ve sahte Ermeni soykırımını tanımaktadırlar. ABD’nin 30 eyaletinde soykırım tanındı ve kongrede soykırımın tanınması amacıyla masanın üstünde 2 proje var. ABD sorunun çözümünde ikili standartlar politikasına öncelik veriyor ve Kafkasya’da enerji güvenliği çıkarlarına uygun olarak Azerbaycan’ın karşısına güç uygulamasını engelleyen şartlar koyuyor. Bu nedenle MİNSK Grubu’nun faaliyetlerinden Azerbaycan vazgeçmeli, mesele BM’de başka biçimde çözülmelidir.
Bununla yanısıra Ermenistan Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgelerini ve Nahçivanı da Ermenistan’a bağlamak amacı ile 4T adlı stratejik siyasetini de hayata geçirmektedir. 4T programına içerir:
a) Ermeni soykırımının dünyada tanınması, b) Türkiye’nin soykırımı tanıması, c) Türkiye’nin soykırım yerine tazminat ödemesi, d) Türkiye’nin doğusunda-doğu Anadolu bölgesinde Nahçivan dahil Ermenilere toprak verilmesi. 4T programı aracılığıyla Türkiye’nin bölünmesi ve arazilerinin Ermenistan’a birleştirilmesi planlanıyor. Bu Plan temelinde Türkiye ve Azerbaycan arasında kara sınırların ortadan kaldırılması, birbirinden izole edilmesi öngörülüyor. 4T programına uygun olarak dünyanın 20’den fazla ülke, ABD’nin 30 eyaleti, Avrupa Parlamentosu “Ermeni soykırımını” tanımakla Türkiyeni parçalamak fikrini gerçekleştirmekteler. Bu amaçla 45000 site oluşturulmuş, birçok eserler yazılmış, resimler ve filmler yayılmıştır. Bununla beraber Rusya ve İran stratejik müttefiki olarak Ermenistan’ı güçlendirmekte ve Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Bütün bunların önüne geçmek için öneriyorum:
– 4T programına karşı Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan stratejik işbirliğine dayalı alternatif yazılım hazırlansın.
-Türkiye Ve Azerbaycan Ermenistan devletinin Azerbaycanın tarihi topraklarında Türklere karşı etnik temizlik ve soykırım yürüterek kurulduğunu gündeme getirmeli Ermenistan topraklarının tartışmalı bölgeler olarak tanımasına ulaşmalıdır. Türkiye Çanakkale zaferinin 100. yıldönümünü önlemini uydurma Ermeni soykırımının yıldönümü gününe tayin etməklə başarılı ve etkili bir diplomatik yürüyüş yapmış oldu. Çanakkale zaferini biz de kutlamalıyız.
-Türkiye Ve Azerbaycan Hükümetleri tarafından Anadolu’da (Osmani İmparatorluğu), İran’da (Kaçar İmparatorluğu) ve Azerbaycan’da Ermenilerin tüm yirminci yüzyıl boyunca Türklere karşı gerçekleştirdikleri Soykırım, etnik temizlik, işgal ve yağmalıklarını hesaplayan birlikte özel komisyon oluşturulmalı, Ermenilerin soykırıma uğrayan millet değil (Ermeni iddialarına göre 1,5 milyon ermeni soykırıma ugrayıb.Halbuki, sadece Erivan bölgesinde Ermeniler 2 milyon türkü katleden etmişler.Bu sadece irəvan bölgesinde Türklere karşı aşılanan soykırımın göstergesidir.) Soykırım işleyen suçlu halk olduğu ispat edilmelidir.
Ermenistan’ın stratejik müttefiki olan Rusya’yı “etkisizleştirmek” için Rusya Federasyonu dahil olan Türk Cumhuriyetleri ve RF-nın Müslüman nüfusu ile yoğun işbirliği kurulsun – Turancılık ve İslam Birliği düşüncesi desteklensin ve Rusya merkezli Avrasyacılık boykot edilsin.
– Ermenistan’a destek veren İran’a karşı Güney Azerbaycan Türklerinin bağımsızlığı desteklensin, İran’da Etnik sorunun olduğu öne çekilsin, diğer etnik topluluklarla iş birliği kurulsun.
Ermenistan-Azerbaycan arasında Karabağ savaşının Azerbaycan’ın galibiyetiyle sona ermesi ve Batı Azerbaycan sorununun çözümünün temel şartı Güney Azerbaycanın bağımsızlığının kazanılmasıdır. Eğer Güney Azerbaycan bağımsız devlete çevrilirse Ermenistan Kuzey-Güney Azerbaycan arasında ablukaya düşüyor, Ermenistan kara sınırları Türkiye, Güney-Kuzey Azerbaycan olur, Ermenistan dış dünya ile sadece havadan ulaşmak mecburiyeti karşısında kalır. Üstelik Ermenistan’a Farsin desteği ortadan kalkmış olur, bugün Ermenistan için solukluk rolü oynayan İran adlı devlet mevcutluğunu yitiriyor. Neticede Ermenistan’ın stratejik müttefiklerinden biri tarihten silinir. Ermenistanın diğer müttefiki ve hepsi Rusya yalnız kalarak İran gibi müttefikini kaybeder. Böyle bir durumda Ermeniler Saldırgan halktan Türklerle uyum sağlayan  halka dönüşecektir.
– İslam Konferansı Teşkilatında Ermenistan’a destek veren İran’a karşı ambargoların uygulanmasına çalışılsın.
– Batı Azerbaycan meselesi siyasi gündeme getirilmeli uluslararası soruna dönüşümeli ve AGİT MİNSK gurubunun görüşmelerinde esas önceliklerinden biri olmalıdır. AGİT Minsk Grubu bu prensibi gündeliğine dahil etmese AGİT Minsk Grubu’nun çalışmalarından imtina edilsin.
– ABD’nin Kafkasya ve Orta Doğu’da stratejik müttefiki olan Türkiye ve Azerbaycan ABD’nin çifte standart politikasına karşılık olarak ABD-la ve Avrupa ülkeleri ile ilişkilerine ve enerji politikasına yeniden baksın.
– Batı Azerbaycan Türklerinin Batı Azerbaycan’a (Ermenistan’a) iadesi maksadıyla tedbirler planı yürütülsün. Bu amaçla;
– Hükümetin Batı Azerbaycan Sorunu’nun çözümü ile bağlı siyasi-askeri-stratejik programı olmalıdır.
Bu programda – Batı Azerbaycanın tarihi Türk toprağı olması; Yerel Türklerin Rus-Ermeni kombinasyonu tarafından Etnik temizlik ve Soykırıma uğratılması sonucunda Ermenistan devletinin kurulması; bu toprakların yeniden Azerbaycan’a birleştirilmesi ve Ermenistan’dan kovulmuş Azerilerin kendi topraklarına dönüşü belirtilmelidir. Batı Azerbaycan’ın Ermeni işgalinden kurtarılması ve Azerbaycan’a birleştirilmesi gerekliliği dünya kamuoyunda kabul ettirilmelidir. Bu amaçla Nasa, DAK, Diaspora Komitesi, Medya, STK yapıları seferber edilmelidir. Nasa bu mücadelenin bilimsel propaganda işini yerine getirmelidir.
-.Batı Azerbaycan sorunu ile bağlı özel bilgi politikası oluşturulmalı, araştırmacılar gazeteciler seferber olarak bu politikaları hayata geçirmelerdir.
– Batı Azerbaycan sorununun uluslararası soruna dönüşmesine nail olunmalıdır.Bu amaçla Devlet çapında ABD, Avrupa, Rusya, Japonya. Hindistan vb ülkelerde uluslararası bilimsel-politik konferanslar geçirilmeli, dünyadaki tüm Azerbaycan uzmanları, Ermeni uzmanları akademisyenlerin, araştırmacıların, jurnalistlerin,  diplomatların, millet vekillerinin,  yazarların, sanatçıların konferansa katılmaları temin olunmalı, Batı Azerbaycan’ın Ermeniler tarafından etnik temizlik sonucunda işgal edilmesi ve burada Ermenistan devletinin kurulmasının tarihi kökleri ve nedenleri konusunda akademik ve sosyal tartışmalar başlatılmalı, Ermenilerin Batı Azerbaycan’ı işgal ettikleri ispat edilmelidir.
– Uluslararası kurumlarda-BM, Avrupa Konseyi, İKÖ, GÜAM, Avrupa Parlamentosu, çeşitli ülkelerin parlamentolarında, ABD kongresinde Batı Azerbaycan bağlı dinlemeler, tartışmalar düzenlenmelidir.
– Batı Azerbaycan Mülteci Hükümeti oluşturulmalı, bu hükümet sorunla bağlı uluslararası tartışmalar yürütmeli, Batı Azerbaycan’a dönüş hareketine rehberlik etmelidir.
– Batı Azerbaycanlılar mücadeleye başlamalı, teşkilatlanmalı, bu kurumlar arasında koordinasyon konseyi yaranmali, ortak stratejik harita belirlenmelidir. Batı Azerbaycan’a dönüş harekatı güçlendirilmelidir.
– Batı Azerbaycan Enformasyon Ajansı ve TV faaliyet göstermelidir.
– Aslen Batı Azerbaycan’dan olan Ermenistan vatandaşları listeye alınmalı,  onların Ermenistan’a toprak iddiası ileri sürmeleri sağlanmalıdır. 1988 yılında Batı Azerbaycan’dan etnik temizlik politikasının kurbanı olan Batı Azerbaycanlıların mülkiyetlerinin değeri hesaplanmalıdır.
– Batı Azerbaycan’da demografik durum, kültür, arkeoloji, etnografya, toponim, hiidronim vb. alanlarla bağlı Uluslararası kuruluşlarda konferanslar tartışmalar teşkil edilmeli, Batı Azerbaycan’ın ermenileştirilmesi ve Ermeni devletine dönüştürülmesi süreci tüm detaylarıyla izah edilmelidir.
– Çarlık Rusya döneminde Batı Azerbaycanda yaşamış nüfusun listeye alınmaları ve mülkiyetleri hakkında bilgiler Rusya arşivlerinden çıkarılmalıdır.
– Yerel Azerbaycan Türkleri ve gelme Ermenilerden oluşan halkların katılımıyla Ermenistan’ın iki dilli iki uluslu devlete dönüşmesi propagandası yürütülmelidir. Ermenistan vatandaşları olan Türkler Ermenistan’a inmeli, Ermenistan’da kendi partilerini, parlamento fraksiyalarını, medya sistemlerini yapmalılar. Azerbaycanlıların kendi topraklarına dönerek Ermenistan devletinin yönetiminde, parlamentonun çalışmasında öncelik esaslarla yer almasının gerekliliği vurgulanmalıdır.
– karabağla bağlı giden uluslararası görüşmelerde Batı Azerbaycanlılar taraf olarak yer almalı, Azerbaycan topraklarında Ermenilere hangi statü verilecekse Ermenistan’da Azerbaycanlılara da bu statünün verilmesi sağlanmalıdır. Bu Kafkasya’da Ermenistan -Azerbaycan savaşının balanslaştırma ve tarazlaştırma prensipleri ile giderilmesine yardımcı olabilir.
– Batı Azerbaycan’a sorununun çözümünde 1919 yılında Elimerdan bey Topçubaşovun başkanlığındaki Azerbaycan temsilci heyetinin Paris Barış konferansına sunduğu Memorandumda ileri sürülen on dört maddeden oluşan “Kafkas Azerbaycanı Cumhuriyeti temsilciliğinin Paris Barış Konferansı’ndan talepleri” adlı belge esas alınmalıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sınırları ve toprakları bu momerandumda yansımıştır. Bu tarihi-hukuki belgeye dayanarak Azerbaycan bu momerandumda yansımış topraklarımızda sahiplenmek iddiasını yeniden kaldırmalıdır. Bu belgede gösterilirdi ki, Azerbaycan Cumhuriyeti toprakları tüm Kafkasya topraklarının 39 faizini teşkil ediyor. Momerandumda Kafkas Azerbaycan’ın toprakları Çarlık Rusyası dönemindeki arazi dağılımı temelinde gösterilmişti.
Versay Barış konferansına sunulan bu Azerbaycan toprakları üzerinde yükselmiş Azerbaycan Cumhuriyeti’nin hukuki arazilerine şimdi iddia etməliyik.Qərbi Azerbaycan ve Karabağ sorununun çözümünde bu Momerandum esas alınmalıdır.
– Erivan ve çevresindeki Azerbaycan topraklarının Ermenilere verilmesi konusunda hem Batum sözleşmelerinin ilgili maddeleri, (11 Mayıs – 04 Haziran 1918) göre Erivan ve çevrelerindeki Azerbaycan topraklarının Ermenilere verilmesi) hem de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Ulusal Konseyi 29 Mayıs 1918 tarihli kararı kendi hukuki geçerliliğini yitirmiştir. Buna göre de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Ulusal Konseyi Erivan ve çevresindeki Azerbaycan topraklarının Ermenilere verilmesi hakkındaki karar yeniden bakılmalı, bu karar yürürlükten salınmalı ve Azerbaycan halkının Erivan ve çevresindeki topraklara tarihi veraset hakkı sağlanmalıdır.

YASEMEN KARAKOYUNLU

Yorumlar kapatıldı.