İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Tehciri’nin 100. Yılında Korkmalı mıyız?

Türkiye de 24 Nisan’a odaklanmış durumda. Bu yıl devlet, sadece 18 Mart’ta değil, 24-25 Nisan’da da Çanakkale’ye büyük önem verecek. Ankara, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan da dahil olmak üzere tüm dünya liderlerini Çanakkale’ye davet etti… Görünürdeki amaç, barış mesajları vermek. Ancak hemen herkesin ortak kanaati Çanakkale ile soykırım iddialarına cevap vermek olduğu…Aslına bakarsanız hiç de kötü bir fikir değil, ancak oldukça geç kalınmış durumda… Türkiye’nin dış ilişkilerindeki sıkışmaları da dikkate aldığımızda işimizin bir hayli zor olduğunu belirtmek isterim…

***
Türkiye’nin en önemli dış politika sorunlarından biri de Ermeni Sorunu… Ermeni tarafı 1915 yılında Osmanlı Devleti’nin Ermenilere karşı bir soykırım suçu işlediğini iddia ediyor ve bunun bedelini Türkiye’nin ödemesini istiyor. İstenenler önce tanıma, sonra tazminat ve en nihayetinde toprak (3T).
Türkiye bu talepleri reddediyor ve yaşananları ‘soykırım’ değil, karşılıklı öldürme, iç savaş kaynaklı katliamlar ve savaş koşullarından (anarşi, kıtlık ve salgın hastalıklar) kaynaklanan üzücü kayıplar olarak görüyor.
Türkiye’nin bu tavrı Ermenileri daha fazla kızdırıyor ve ‘inkarcılık’la suçladıkları Türklere tezlerini zorla kabul ettirebilmek için diğer devletleri kullanmaya çalışıyorlar…
Tehcir’in 50 yılı olan 1965’de Ermeniler dünyanın dört bir yanında gösteriler düzenlediler… 50. Yıl onlar için bir tür uyanış oldu ve Türkiye’ye sözde ‘soykırım’ı kabul ettirmek onlar için namus meselesine, hatta kan davasına döndü…
1965 olayları 1973’de Ermeni terörünün başlamasını kolaylaştırdı. 77 yaşındaki Gurgen Yanıkyan, 1973’de Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Yardımcısı Bahattin Demir’i katletti… Yanıkyan’ın saldırısı Ermeni gençlerine ilham kaynağı oldu ve 1985’e kadar onlarca Türk diplomatı ve yabancı Ermeni terör örgütlerince öldürüldü…
İddiaların aksine Ermeni terörü Ermeni Davasının tanınmasını sağladı. Her terör saldırısından sonra dünya basını katilleri değil, kurbanları yargıladı ve böylece Ermenilerin tezleri terör sayesinde duyurulmuş oldu…
O yıllarda Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Suriye ve Sovyetler Birliği Ermeni terörünü güçlü bir şekilde desteklediler, hoş gördüler. Ancak terör örgütleri silahlarını Batı’ya çevirmeye başlayınca özellikle Fransa Ermeni teröristlerin ipini çekti ve terör olayları adeta bıçakla kesilir gibi bitti.
Terörün görevini yerine getirdiğini düşünen Ermeni Davası’nın liderleri tüm güçlerini ulusal meclislere verdiler ve Türkiye aleyhine kararlar aldırmaya çalıştılar. Bunda büyük oranda başarı da sağladılar. Başta Fransa, Rusya ve İsviçre olmak üzere pek çok ülke meclisi Ermeni olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıdı…
Ermenilerin hedefi 2015 yılına kadar ABD, İngiltere ve tüm dünyaya iddialarını kabul ettirebilmekti. Ancak bu hedeflerine henüz ulaşabilmiş değiller. Amerika ve İngiltere’de yerel/bölgesel birçok meclis ‘soykırım’ kararları almışsa da ulusal meclisler hala direnmektedir.
MAHKEMELER DÖNEMİ
Öte yandan, Büyük Ermeni Stratejisi’nin meclislerden mahkemelere kaydığını da belirtmek gerekir. Başka bir deyişle, 1985’e kadar terörü kullanan Strateji, ardından meclislere, günümüzde ise mahkemelere odaklanmış durumdadır. Buna göre Ermeniler, mahkemeler aracılığıyla dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın herkesi kendi tezlerine inanmaya zorlamak istemektedirler.
Bu çerçevede 2015, yani Tehcir’in 100. yılı Ermeni örgütleri ve Ermenistan devleti için büyük bir hayatiyet taşımaktadır. Tıpkı 50. yıl gibi 100. yılın da Ermeni Davası’nda önemli bir kilometre taşı olması istenmektedir…
SOLUKLAR TUTULDU, 24 NİSAN BEKLENİYOR
Ermeniler 100. Yıl için çok çalıştılar. Pek çok film çekildi, gösteri vs. hazırlandı. Bunlar için 24 Nisan tarihini bekliyorlar…
En büyük hazırlık ise Ermenistan’daki Soykırım Anıtı’ndaki törenler için. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Papa Francesco 24 Nisan’da Ermenistan’da olacaklar. Onların dışında pek çok devlet başkanı, başbakan ve bakanın da törenlere katılması bekleniyor… Günün sürprizi herhalde ABD Başkanı Obama veya Almanya Başbakanı Merkel olabilir… Kim bilir!..
Türkiye de 24 Nisan’a odaklanmış durumda. Bu yıl devlet, sadece 18 Mart’ta değil, 24-25 Nisan’da da Çanakkale’ye büyük önem verecek. Ankara, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan da dahil olmak üzere tüm dünya liderlerini Çanakkale’ye davet etti… Görünürdeki amaç, barış mesajları vermek. Ancak hemen herkesin ortak kanaati Çanakkale ile soykırım iddialarına cevap vermek olduğu…
Aslına bakarsanız hiç de kötü bir fikir değil, ancak oldukça geç kalınmış durumda… Türkiye’nin dış ilişkilerindeki sıkışmaları da dikkate aldığımızda işimizin bir hayli zor olduğunu belirtmek isterim… Keşke daha önceden çalışmalar başlamış olsaydı. Eğer Çanakkale Savaşları törenleri büyük bir hazırlıkla ve çok daha kapsamlı düzenlenebilseydi Türkiye Ermeni kampanyalarını dengeleme imkanına kavuşabilirdi…
Ayrıca bu meselenin sadece Çanakkale ile halledilemeyeceği muhakkak… Türkiye, bu konuda daha etkili ve örgütlü hareket etmek zorunda…
Ermeni tarafına dönecek olursak, Ermeniler 2015’e bir son gözüyle bakmıyor. Tam tersine onlara göre 2015, tıpkı 1965 gibi büyük bir ‘uyanış’ın başlangıcı olacak ve takip eden dönemde Türkiye, Ermeni iddialarını kabul etmeye zorlanacak.
Kısacası, Türkiye zorlu bir döneme daha giriyor…
http://www.internethaber.com/ermeni-tehcirinin-100.-yilinda-korkmali-miyiz-17227y.htm

Yorumlar kapatıldı.