İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Süryani Katolik toplumu İskenderun’daki arazilerinin iadesi için dava açtı

Bakanlığın cevabi yazısında şu ifadeler yer aldı: “Genel bir hukuk kuralı olarak, gerçek ya da tüzel kişinin temsilci atayabilmesi için hukuk sisteminin kendilerine hukuken tüzel kişilik tanımış olması gerekmektedir. Ülkemizde gayrimüslim cemaatler konusunda yerleşik uygulama ve mevzuatımız çerçevesinde, gayrimüslim cemaatlere ait dinî kurumların tüzel kişiliği bulunmadığı malumlarıdır. Ülkemizdeki diğer gayrimüslim cemaatler bakımından da, bugüne kadar benzer bir talepte bulunulduğuna dair dosyamızda bir kayda da rastlanmamıştır. Türkiye Süryani Patrikhanesi’nin tüzel kişiliği bulunmadığı göz önünde bulundurulduğundan, Yusuf Sağ’a tüm hukuki onay ve işlemlerde temsil yetkisi verilmesi hukuken mümkün gözükmemektedir. Bu çerçevede, Yusuf Sağ’ın Bakanlıklara gönderdiği başvurunun, Türkiye Süryani Katolik Patrikhanesi Vekilliği’ne getirildiğine ilişkin tek taraflı bir bildirim olarak yorumlanabileceği düşünülmektedir.”

***
Davada tüzel kişilik tartışması.  Süryani Katolikler İskenderun Frenk Çiftliği Mahallesi’ndeki arazilerinin kendilerine iade edilmesi için dava açtılar. İskenderun Frenk Çiftiliği Mahallesi’nde bulunan arazi, 1932 yılının Haziran ayında Süryani Katolik Taifsi Vakfı tarafından satın alındı. Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasının ardından söz konusu vakıf, Süryani Katolik Patrikhanesi olarak varlığını sürdürmeye devam etti. Daha önce satın alınan arazi de vakıf üzerine yeniden tescillendi. Agos’ta yer alan habere göre 1945 yılı Şubat ayında kamulaştırılan arazi, Maliye üzerine tescillendi. Kamulaştırma süresince Patrikhane’ye hiçbir tebligat ve ödeme yapılmadı. Patrikhane, söz konusu arazinin iade edilmesi için mahkemeye başvurdu. Yapılan dava başvurusunda, söz konusu kamulaştırmanın usulsüz olduğu, Patrikhane’ye hiçbir tebligat yapılmadan arazinin kamulaştırılamayacağı, ayrıca kamulaştırmayla ilgili olarak hiçbir ödeme yapılmadığına da dikkat çekildi. Süryani Katolik Patrikhanesi’ne ait araziyle birlikte, bazı özel şahıslara ait araziler de kamulaştırılmış, İskenderun’da yerel mahkeme kamulaştırmanın usulsüz olduğuna karar vererek, başvuran şahıslara arazilerinin iade edilmesine karar vermişti. Süryani Katolik Patrikhanesi, kamulaştırma kararının usulsüz olduğuyla ilgili olarak verilen bu mahkeme kararını delil olarak göstererek, arazinin kendilerine iade edilmesini istedi. Patrikhane, arazinin iade edilmesi için dava açtığı zaman, ‘tüzel kişilik’ sorunuyla da karşılaştı. Patrikhane’nin avukatı Ali Elbeyoğlu, Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ’ın tüzel kişiliğini kanıtlayan herhangi bir belge bulamayınca, İstanbul Valiliği’ne, “Yusuf Sağ, Türkiye Süryani Katolikleri Patrik Vekili mi?” sorusunu yöneltti. İstanbul Valiliği, konuyu İçişleri Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı ise Dışişleri’ne sordu. Dışişleri Bakanlığı’nın bu soruya verdiği cevap, devlet katında kafaların ne denli karışık olduğunu da gösterdi.
DIŞİŞLERİNDEN TÜZEL KİŞİLİK CEVABI Dışişleri Bakanlığı, ilk kez böyle bir soruyla karşı karşıya kaldığını belirterek, ilginç bir cevap verdi.  Bakanlık, Patrikhane’nin hukuki yetkisi olmadığını, ancak Sağ’ın Patrik Vekili olduğunun kendilerine bildirildiği cevabını verdi. Bakanlığın cevabi yazısında şu ifadeler yer aldı: “Genel bir hukuk kuralı olarak, gerçek ya da tüzel kişinin temsilci atayabilmesi için hukuk sisteminin kendilerine hukuken tüzel kişilik tanımış olması gerekmektedir. Ülkemizde gayrimüslim cemaatler konusunda yerleşik uygulama ve mevzuatımız çerçevesinde, gayrimüslim cemaatlere ait dinî kurumların tüzel kişiliği bulunmadığı malumlarıdır. Ülkemizdeki diğer gayrimüslim cemaatler bakımından da, bugüne kadar benzer bir talepte bulunulduğuna dair dosyamızda bir kayda da rastlanmamıştır. Türkiye Süryani Patrikhanesi’nin tüzel kişiliği bulunmadığı göz önünde bulundurulduğundan, Yusuf Sağ’a tüm hukuki onay ve işlemlerde temsil yetkisi verilmesi hukuken mümkün gözükmemektedir. Bu çerçevede, Yusuf Sağ’ın Bakanlıklara gönderdiği başvurunun, Türkiye Süryani Katolik Patrikhanesi Vekilliği’ne getirildiğine ilişkin tek taraflı bir bildirim olarak yorumlanabileceği düşünülmektedir.”
Demokrat Haber

Yorumlar kapatıldı.