İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yunan tarihçiler soykırım yasasını reddetti

Yunanistan Parlamentosu’nun kabul ettiği sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasaya 152 Yunan tarihçi bildiriyle karşı çıktı. Meclisten geçen yasanın 2. maddesine itiraz eden tarihçiler, ‘Bu, fikir özgürlüğüne aykırı” dedi. Talat Paşa Komitesi 9 Ocak’ta, Yunanistan hükümetinin çıkardığı “soykırım” suçunu inkarı suç  kabul eden yasayı çiğnemek üzere Atina gidiyor. Yunanistan’ın önde gelen 152 tarihçi ve akademisyeni, 9 Eylül 2014 günü Yunan Parlamentosu’nda kabul edilen “Irkçılıkla mücadele” yasanın 2’nci maddesinin geri çekilmesini talep eden bir bildiri yayınladı.

6 maddelik yasanın ikinci maddesi, “Soykırımların reddinin, savaş suçlarının, insanlığa karşı suçların ve Holocost’un red ve inkârının cezalandırılmasını” öngörüyor. Yunan Parlamentosu 1994’te Pontuslu Rum, 1996 yılında Ermeni, 1998 yılında da Küçük Asya Helenizmi iddialarını “soykırım” olarak tanımıştı.
Yasa, “Uluslararası mahkemeler ve Yunan Parlamentosunun kararıyla tanınan soykırımları, savaş suçlarını, insanlığa karşı işlenen suçları ve Nazi cinayetlerini kasıtlı olarak ve şiddet suçuna sebebiyet verecek şekilde küçümseyen, aşağılayan ve inkar edenlere 3-6 ay hapis ve 5-20 bin avro ceza” öngörüyor.
YUNAN MUHALEFETİ YASAYA KARŞI
“Irkçılık karşıtı” olarak adlandırılan yasa için, oturuma katılan 99 milletvekilinden 3’ü çekimser, 42’si karşı, 54’ü ise kabul oyu kullandı.
Dış İlişkiler Bürosu Başkanı Yunus Soner başkanlığındaki İşçi Partisi heyeti 30 Eylül-2 Ekim 2014 tarihleri arasında Yunanistan’a yaptıkları ziyarette, hükümet ortağı Yeni Demokrasi Partisi, ana muhalefet partisi SYRİZA ve Yunanistan Komünist Partisi Dış İlişkiler bürolarıyla yaptıkları görüşmelerde yasaya olan tepkiyi dile getirmişti.
Sözde Ermeni Soykırımı’na yarattığı mücadeleyle dünya çapında üne sahip Talat Paşa Komitesi 9 Ocak’ta başkent Atina’da yapacağı kitlesel basın açıklamasıyla söz konusu yasayı çiğneyecek.
Türk basınında ilk kez Aydınlık’ın ulaştığı 152 Yunan tarihçi, akademisyen ve bilim insanının imzasını taşıyan bildiride özetle şu satırlara yer verildi:
“Tarihçiler ve akademisyenler olarak, Irkçılık karşıtı Yasa’nın, ‘soykırımların reddinin’, savaş suçlarının, insanlığa karşı suçların ve Holocost’un red ve inkârının cezalandırılmasını öngören 2’nci maddesine karşı çıkıyoruz.
İfade özgürlüğü hakkını zedeleyeceği ve aynı zamanda ırkçılıkla-Nazizm’le ve farklı inanç ve görüşlere nefretle mücadelede sonuç görmediğimizden, tartışma konusu maddeye oy verilmemesini talep ediyoruz.
Böyle bir düzenlemeye âşikâr karşıtlığımızı ifade ediyoruz. 20.yy’ın en korkunç suçu olan şu Holokost’unkilerin dahi, kovuşturulmasına karşıyız.
Bu duruşumuz, tiksinç suçların ‘reddicileri’ne herhangi bir hoşgörüden yahut suç oluşturan fiillerin cezalandırılmasının reddinden değil, ne var ki, uluslararası deneyimin de kanıtlamış bulunduğu gibi, bu gibi düzenlemelerin tehlikeli patikalara götürdüğü kanaatinden kaynaklanmaktadır.
Bu düzenleme demokratik ve geri alınamaz hak olan ifade özgürlüğünü etkili surette zedeler, aynı zamanda da ırkçılıkla-Nazizm’le-ırkçı ve farklı görüşlere nefretçi söylem üzerinde hiç mi hiç sonuç alıcı değildir.
Sıklıkla üstelik, demokrasinin düşmanlarının kamuoyuna sansürün ve zulüm idaresinin “kurbanları” olarak sunulmasına olanak vermesiyle, tam tersi sonuca götürür.
Yasa tasarısının koyduğu ön koşullar, büyük belirsizlik içermekle, maalesef bir güvence oluşturmuyor. Üstüne üstlük, maddenin öngörülen bu genişletimi, sorunu yalnızca tedavi etmemekle kalmayıp büyütüyor da.
Yasa koyucu ayarlamasının ve ceza hukuku yaptırımlarının değil, bilimsel ve aklı başında toplumsal diyaloğun nesnesi olması gerektiği kanısındayız.
Çünkü sözün ve yazılı ifadenin özgürlüğü, çok yanlış görüşlerin bile, demokrasiyle sımsıkı bağlıdır, hükümeti yukarıdaki maddeyi geri çekmeye davet ediyoruz.”
ANASTASIADIS: TÜRKİYE EGEMENLİĞİMİZİ TANISIN, MASAYA OTURURUZ
Doğu Akdeniz’de Rumların tek yanlı parselleyerek sondaja başlamasına ilişkin konuşan Rum lider Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Rum egemenliğini tanımaması halinde müzakere masasına oturmayacaklarını açıkladı.
Hürriyet’in haberine göre, Barbaros Hayrettin Paşa’nın faaliyetleri ve Doğu Akdeniz’deki krizle ilgili açıklama yapan Rum lider Anastasiadis, “Kıbrıslı Türk vatandaşlarıma, Türkiye’ye ve uluslararası topluma sesleniyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına itiraz edecek veya doğrudan veya dolaylı yoldan güçlünün ifadesini dayatma tehdidi olan faaliyetlere son verilmesi halinde Kıbrıslı Rumlar diyaloğa dönmeye hazır” dedi. Rum lider, Barbaros sismik araştırma gemisinin bölgeden geri dönmemek üzere çekilmesini istiyor.
Bu arada doğalgaz krizinin ortaya çıkmasına yol açan Kıbrıs Rum yönetimi adına bölgede sondaj yapan İtalyan ENI ve Güney Koreli KoGas şirketleri, salı günü Kıbrıs adasının güneyinde ikinci sondaja başlayacak. Petrol şirketleri ilk sondajlarında doğalgaza ulaşamamıştı. Rumların sondajına tepki olarak KKTC ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde aynı bölgede sismik araştırma yapan Barbaros Hayrettin Paşa gemisi ise KKTC’nin Gazimağusa liman kenti açıklarında bulunuyor. 40 günlük ilk araştırmasını tamamlayan Barbaros 5 Ocak’tan itibaren ikinci araştırmaya başlayacak.

Yorumlar kapatıldı.