İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk Yahudileri: Yıl Bitti Biz de Bittik! Ama Neden?

Mois Gabay aslında kibarca “Türk Yahudileri gidiyor!” haykırışını duyurmak istedi. “Okulumuz mezunlarının [UÖML] bu sene yüzde 10’u, cemaat genelinde de lise mezunlarının yüzde 37’si bu yıl eğitimine yurtdışındaki üniversitelerde devam etmeyi seçti”  gözleminden çıkan sonuç kaygısını dile getiren bu yazı yurt dışında medyalarda da aktarıldı. Yaklaşık bir asırdır erimekte olan Azınlıklar nüfusunda Rumlardan sonra nesli tükenmekte olan ikinci gayrimüslim toplum Yahudiler mi?  Şalom’da, başka bir deyişle Cemaat ileri gelenlerince tescilli bu yazının yayınlanmış olması belli bir “SON” a yaklaşmış olmanın kaygısının resmi ilanı. Bir anlamda son 12 yıllık “Politik İslamcılık” ideolojisi yörüngesinde Türk Yahudilerinin “Yaşama Alanı” daraldıkça daraltıldı.

***
Boy Aynası’ndan Şalom gazetesinde Mois Gabay’ın 10 Aralık makalesinin başlığı “Türk Yahudileri gidiyor mu?” geniş çapta yankılar uyandırıldı. Sosyal Medya barometresi Facebook’ta iki bine yakın kere paylaşıldı.
Mois Gabay aslında kibarca “Türk

Yahudileri gidiyor!” haykırışını duyurmak istedi.

“Okulumuz mezunlarının [UÖML] bu sene yüzde 10’u, cemaat genelinde de lise mezunlarının yüzde 37’si bu yıl eğitimine yurtdışındaki üniversitelerde devam etmeyi seçti”  gözleminden çıkan sonuç kaygısını dile getiren bu yazı yurt

dışında medyalarda da aktarıldı. Yaklaşık bir asırdır erimekte olan Azınlıklar nüfusunda Rumlardan sonra nesli tükenmekte olan ikinci gayrimüslim toplum Yahudiler mi?  Şalom’da, başka bir deyişle Cemaat ileri gelenlerince tescilli bu yazının yayınlanmış olması belli bir

“SON” a yaklaşmış olmanın kaygısının resmi ilanı. Bir anlamda son 12 yıllık “Politik İslamcılık” ideolojisi yörüngesinde Türk Yahudilerinin “Yaşama Alanı” daraldıkça

daraltıldı.

Geçenlerde Mario Levi’nin sarf ettiği “Günün birinde bu ülkeyi terk edebilirim” sözünü hatırlatan Mois Gabay; “hiçbirimiz için artık uzak bir ihtimal değil ne yazık ki” diye vurguladıktan sonra ekliyor:
“Tahammülsüzlük, antisemitizm gittikçe hayatımızın içine daha da yerleşmiş durumda, zaman geçtikçe alışmaya başlıyoruz. Çocuğunu dilediği gibi büyütüp, yetiştiremeyeceğini düşünen ve durumu olanlar alternatif aramaya başlamış.” Bunun tercümesi “No Future”…
Grafik3Sonuçta Türk Yahudileri:
“Yıl Bitti Biz de Bittik” diyor ama duyan, kavrayan az.
Bir ülkede kadın cinayetleri artarsa, Yahudiler “Günah Keçisi” misali hedef edilirse Demokrasi tehlikededir teorisini hatırlatmak gerekli mi? Türk Yahudileri: “Yıl Bitti Biz de Bittik” derken “bu neden?” sorusunu 70’li yıllarda FKÖ saflarında yer almış ve OrtaDoğu’yu iyi tanıyan Cengiz Çandar 2014 yılının son günü yayımlanan makalesinde dolaylı olarak yanıtlıyor:
[…] 2014, Türkiye açısından ise çok muhtemeldir ki ve ne yazık ki, “Türkiye öyküsü”nün “sonunun başlangıcı” yılı olarak değer taşıyacak. Geniş bir jeopolitik alanda “örnek ülke” olarak gösterilen Türkiye, bu özelliğini, 2014’te maalesef kesin olarak kaybetti. Türkiye’ye “örnek ülke” özelliğini kazandıran, “Siyasi İslam ile demokrasinin uyumlu olabileceğinin somut örneği” olmasıydı.[…] Olmadığı ve olamayacağı için, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir “iktidar MehmetSaitYaztekeli” oluşturmasına rağmen, rakipsiz biçimde arka arkaya seçim kazanarak bir “meşruiyet zemini” sağlamasına rağmen, medyayı bugüne dek benzersiz biçimde kontrol ediyor olmasına rağmen, iş alemini susta durdurmasına rağmen, güvenlik kuruluşlarının neredeyse tümüne hükmediyor bulunmasına rağmen, yasamayı ve yargıyı istediği yönde biçimlendirme gücüne sahip olmasına rağmen, bir türlü kendisini iktidarda rahat hissedemiyor. “Paralel yapı”yla mücadele gerekçesiyle tüm toplumu sürekli gerilimde tutan ve giderek yorgun düşüren gerilim ortamı, büyük ölçüde, iktidarın bu kadar “gücüne rağmen” Türkiye’de “gücünü ne yapsa, bir türlü konsolide edemiyor” olmasından kaynaklanıyor.
2014’ün Türkiye açısından kayda geçecek öneminin “Siyasi İslam için sonun başlangıcı” olduğuna işaret ederken kastettiğim budur. Tabii, 191122cevabını bulmamız gereken bir dizi soru var: Bunların başında AKP iktidarının kimlik tanımı geliyor. AKP, 2002’de yüzde 34 ile seçim kazanıp, tek başına iktidar oluşturduğunda kendisini “muhafazakâr demokrat” olarak tanımlamıştı. Artık, ne “muhafazakâr” ne de “demokrat.” AKP ile “demokratlar”ın yolu 2013’den beri kesin olarak ayrılmıştı ama AKP, 2014’te “muhafazakarlık”tan da ayrıldı.
Zaten, AKP, “Menderes-Özal çizgisinin devamı” olduğu söylemini de terketti. Şimdilerde “Milli Görüş” çizgisinin bir türevi gibi. Dış dünyanın numan_kurtulmus_nora_senigözünde, “Türkiye’nin Müslüman Kardeşleri.” Ne var ki, bunun “ideolojik çerçevesi”ni de tam olarak çizemedi. AKP iktidarı, “entellijentsiyası” yani “aydınları” olmayan, “propagandistleri” olan bir cihaz, bir “çıkar makinesi”. Ayrıca, ideolojik bakımdan, “Siyasi İslamcı” kimliği de sorunlu. Zira, kendisinden çok daha katı olan, “IŞİD türü” akımların etkili rekabeti ile karşı karşıya. Bu tür akımlar ve örgütler, “yeni kuşak İslamcılar” için AKP’ye oranla çok daha anlamlı. 2014, bütün bu hususların ipuçlarını verdi. 2015’te söz konusu “kimlik krizi”nin daha da derinleşeceği beklenebilir.[…]  Cengiz Çandar
Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Dil Mayıs-Ağustos 2014 Raporunda; “Yılın ikinci dört aylık döneminde, en çok Yahudiler hakkında, 130 içerikte, nefret Salom31122014söylemine rastlandı” gözlemi yapılıyor. Son dört ayda Yahudi Düşmanlığı içeren girişimlerin ulaştığı boyut göze alınırsa kaygı verici sonuç ortada. Aralık ayının son günlerinde AGOS gazetesine verdiği söyleşide Musevi Cemaatinin fotoğrafçısı Alberto Modiano: “Türk Yahudilerinin geleceğini düşündüğümde hissettiğim duygunun adı panik“, diyor:
“[…]Gelecek nesiller için iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum, çünkü cemaatimiz gittikçe küçülüyor. Projeye başladığım zaman Türkiye’de 33 bin Musevi vardı, şu an ise yalnızca 14 bin-15 bin Yahudi, var. Yeni nesillerde cemaatler arası evlilikler artıyor ve giderek daha fazla Yahudi Türkiye’yi terk ederek İsrail’e ve başka ülkelere gidiyor. 10 yıl içinde belki de çok daha küçük bir cemaat olacağız.[…] Örneğin, UNESCO Ladinoyu tehlike altındaki dillerden biri olarak ilan etti. Ladino kullanımı zamanla sona erebilir. Tamam, sinagoglarımız var, bir hastanemiz ve bir okulumuz var. Ama insanlar yoksa, gelecek nesiller ne olacak?[…]”
2011 yılının Temmuz ayında HasTürkTV sitesi Rıfat Bali’nin Yeruşalayim Kamu İşleri Araştırma Merkezi çerçevesine yazdığı (Ocak 2011); “Türkiye Yahudi Cemaatinin yavaş yavaş yok olması” yazısının bir bölümünü tercüme ederek yayınladı:
“[…] Türk Yahudi Cemaati dünyada Müslüman çoğunluğu olan bir ülkedeki ender Yahudi cemaatlerinden biridir. Canlı ve dinamik görüntüsüne karşılık, uzun vadede varolcağı şüphelidir. Cemaatin Türkiyedeki kültürel, politik veya entelektüel hayata fazla bir katkısı yoktur. Bunda da öte, cemaat son zamanlarda islami ve milliyetçi kesimlerin düşmanca hislerinin hedefi olmuştur.[…] Mavi Marmara olayı Türkiye için bir imtihan niteliği taşıyordu. Türk Halkının olayı, Müslüman Türklerin Yahudi ordusu tarafından kasten öldürülmesi olarak algılamaları çok büyük sürpriz olmadı, ve Müslüman Türkler, Türk Yahudilerine kimin tarafını tuttuklarını sormaya başladılar. Bu hadise aynı zamanda basında ve ülkenin ileri gelenleri tarafından komplo teorileri yaratılması ve bir Yahudi karşıtı – antisemit hareket başlattı. Türk Yahudi cemaatin ileri gelenleri bu konularda bir açıklama yapamayacak durumda kaldılar.
Durumun değişmesi için Türk toplumunun şimdiki İslami ve dar görüşlü milliyetçi atmosferden daha liberal, demokratik ve çok kültürlülüğe doğru dönebilmesi lazımdır. Ancak o zaman Türkiye geçmişindeki karanlık sayfalarla yüzleşip daha iyi bir gelecek için çaba sarfedebilir. Günümüz Türkiyesinde böyle bir değişimin olacağını düşünmek pek te kolay değil.[…]” Rıfat Bali / Türkiye Yahudi Cemaatinin yavaş yavaş yok olması“
Yâni Türk Yahudileri: Yıl Bitti Biz de Bittik! diye haykıralı yıllar oluyor. Duyan var mı?

http://kehaber.org/2014/12/31/turk-yahudileri-yil-bitti-biz-de-bittik/

Yorumlar kapatıldı.