İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Toplumunun Varoluş Mücadelesinde Ermeni Etıbba Cemiyeti

Sait Çetinoğlu

Ermeni yazılı kültürü, Ermeni tabipler, sağlık kurumları ve sağlık hizmetleriyle ilgili çalışmaları, biyografi ve  şehir incelemeleri bazında kapsamlı mikro tarih  araştırmalarıyla tanıdığımız Arsen Yarman,  bu kez kurucularının pek çoğu dönemin İstanbul’unun kendi alanlarındaki en parlak hekimleri olan unutulmuş bir Ermeni sağlık kurumu Ermeni Etıbba Cemiyetini gün ışığına çıkarmış, Cemiyetin(1912-1922) faaliyetleri ve yayını Tarmana odaklanarak Ermeni Halkının zor yıllarının  varoluş mücadelesine ışık tutmaktadır.

490 sahifelik 480 doktor biyografisi ve 100 fotoğraf paylaşımını kapsayan araştırma,   Sarayda, Balkan ve I. Dünya Savaşı başta olmak üzere Osmanlı Savaşlarında ve Milli Mücadele yıllarının fedakar Ermeni tabiplerin emeklerine  odaklanarak,  tıp tarihinin önemli bir yüzünü aydınlatmış, bilinmeyen ve  unuttuğumuz konuları gündeme taşımıştır.
Dönemin adaletsizliğe karşı ortak hareket etmeyi teşvik eden atmosferi de giderek bir itiraznâmeyle resmi ma¬kamlara müracaat etme fikri yerine hekimlerin ortak hareket edeceği bir etıbba cemiyetinin kurulması seçeneğini öne çıkarır. Başvurulardan bir netice alınamaması, Cemiyetin  1912 yılındaki kuruluşunu şekillendirir. 
Ancak, Cemiyet mensubu hekimlerin Balkan savaşlarındaki emekleri unutularak Birinci Dünya Savaşı koşullarında, 1915 yılında faa¬liyeti yasaklanmıştır.
Cemiyetin ikinci döneminde  (1919 – 1922) Ermeni toplumu bir bütün olarak varlık sorunuyla, hayatını sürdürme mücadelesiyle karşı karşıyadır. Bu bakımdan Cemiyet, tıptan siyasete kadar geniş bir yelpazede faaliyetlerini sürdürmeye çalışmıştır.
Ermeni bilim erbabının sesi ve buluşma yeri  Tarman da bu son dönemin ürünüdür.
Cemiyet ve bileşenleri tabipler, Ermeni toplumunun var olma mücadelesinde öncü rolünü üstlendiler. Toplumunun sorunlarına sahip çıkarak, nar taneleri gibi dağılan insanlarını  kucakladılar. Bu dayanışma birikiminin Ermeni toplumunun doğal refleksi  olduğunu söyleyebiliriz.
Cemiyet, Tehcir sürecindeki ölüm yolculuğunda kaybedilen,  katledilen halkının hekim evlatlarına da saygı ile sahip çıkar: I. Dünya Savaşı’nda yaşanan felakette ölen Ermeni hekim, eczacı ve diş hekimleri için Cemiyetin yayınladığı Abide, bu saygının ifadesidir. Savaş sürecinde halkının karşı karşıya kaldığı haksızlığın onarılması ve adaletin tecellisi için Divan-ı Harbın bilgi isteği üzerine  Anıt belge kanıt olarak  Divan-ı harbe de gönderilmiştir. 
24 Nisan 1921 tarihli toplantıda, oturumun şehitlerimizin günü olan 24 Nisan’a denk geldiğini hatırlatılmış, ölüm yolculuğundan tesadüfen geri dönebilen Dr.Torkomyan da , bütün hayatını kaybedenlerin ve onların arasından Dr. Paşayan, Dr. Dağavaryan, Dr. Sevag ve diğerlerinin hatıralarını hürmetle yâd ettiğini belirtmiştir.
11 Temmuz 1921 tarihli oturumunda 20 Hınçak Partisi üyesinin darağacında asılmalarının altıncı yıldönümü olduğunu ifade edilmiştir.  Yarman, Paramaz  ve arkadaşları 20’ler ile ilgili geniş bir bilgi paylaşmıştır.  Benne Torosyan doktor, Hrant Yegavyan tıp öğrencisidir.
Cemiyet çalışmaları, hekim – toplum işbirliğinin örneğidir. Kızılay’a, Ermeni Kızılhaç’ına, Kiliselere, Patrikhaneye, birinci Bağımsız Ermenistan’ına, okullara, guruplara, yetimhanelere, Kilikya’daki güç koşullar altındaki felaketzedelere … Tıbbı ve maddi yardım esirgenmemiştir.
Cemiyetin toplantıları  bilimsel tartışmadır.  Bu bakımdan Tarman bir kılavuz, bir okul niteliği taşır.
Cemiyet 1914 yılında, daha savaşın başında da Osmanlı imparatorluğu bu savaşa girerse görev alacak Ermeni hemşireler yetiştirme¬ye de başlamıştır. Sa¬vaşın çıkacağı anlaşılınca, Osmanlı Ordusu ve Türk Kızılayı için, Esayan Okulu’nda,  Torkomyan ve  çıkarıldıkları ölüm yolculuğundan geri dönemeyen Dağavaryan ve  Çilingiryan gibi doktorların girişimi ile hastabakıcılık ve hemşirelik kursları açmış, konferanslar düzenlemiştir. Ermeni yardımcı personelinin Savaş sırasındaki başarıları gözlemcilerce paylaşılmıştır.
Ermeni toplumunun geleceğine dair kaygılar ve  toplum sağlığı, cemiyetin yakından ilgilendiği konuların başında gelmektedir. Evlilik kağıdı, yetimlerin ve kadınların evlendirilmesi bu bağlamda değerlendirilmelidir.
Yarman, el konulan kadın ve çocuklara ve bunların kurtarılmasına (öksüz toplama),  yetimhanelere dair bilgiler verir. Sahipsiz geç annelerin dramını işler.
Cemiyet,  tesadüfen hayatta kalarak  Kilikya’ya geri dönebilen felaketzedelerle  yakından ilgilenilir. Kilikya da çalışanlar arasında Ayaş’tan dönen Dr. Nakkaşyan da bulunmaktadır. Yarman,  Kilikya’nın savaş sonrası dönemine dair şimdiye dek verilmiş en yoğun  bilgiyi verir.
Hekimlerin can kaybı sürmektedir:  5 Aralık 1920 tarihli toplantıda, Torkomyan, Dr. D. Terzeyan’ın Hacın’daki çatışmalar sırasında esir düş¬memek için zehir içerek intihar ettiğini bildirmiştir… Dr. Markaryan Kon¬ya’da idam sehpasına çıkarılmış, üyelerden Dr. Suryan 1920 Ekim’inde Kars’ta öldürülmüştür.
Savaş
1914 yılı Kasım ayı başında toplanan Ermeni milli Meclisinde  Osmanlı Ermenileri başka tesirlere kapılmadan Osmanlı Devletine bağlılığını göstermeli ve her Ermeni vatani görevini yapmalıdır kararı ve çağrısı çıkmıştır.
Yarman, tabiplerin bütün bu politik belirsizlik ortamında ve çelişik duygular içinde vatan savunmasına katıldıklarını belirterek,  Bu çelişik duyguları, politik belirsizlikleri, kendisi Osmanlı ordusunda savaşırken aileleri tehcire gönderilen doktorların içinde bulundukları ruhsal karmaşa ve şaşkınlığı gösterebilmek için Ermeni doktorların anılarından örnekler verir…
Dr. Avedis Nakaşyan’ın yazdıkları son derece ilginçtir, zira kendisi ılımlı-liberal görüşleri olan ve Ermeni milliyetçiliğiyle ilgili olmayan bir doktordur. Ancak ne görüşleri ne de faaliyetleri onu 24 Nisan 1915’te tutukla¬nıp Ayaş’a gönderilmekten kurtarabilmiştir. Serbest kaldıktan hemen sonra, Osmanlı ordusunda görevlendirilir.
Dr. Navasart Değirmenciyan’ın  trajik aktarımları Ermeni doktorların Savaşta karşılaştıkları ve hayatlarını darmada¬ğın eden olayların bir başka örneğidir:
Değirmenciyan ordu’da  görevli olduğu, Ankara’dan ailesinin yaşadığı Adapazarı’na gelmiş, onları Adapazarı’ndan tehcire hazin bir şekilde yolcu etmiştir…
Dr. Değirmenciyan 1917 yılında ailesini Der-Zor çölünde bulmuş ve onları daha güvenli olduğunu dü-şündüğü Halep’e yerleştirmeye çalışmıştır. Bu tarihlerde Suriye ve çevresindeki pek çok şehir tehcirde yetim kalmış Ermeni çocuklarla doludur.
Dönemin Halep’ini tasvir eden Yarman, Ermeni yetimlerin asimilasyonunda görevli Halide Edip’in mektubunu paylaşır. 1 Mart 1917 tarihli mektup, Yetimhaneler hayatta bir şeyin telafi edemeyeceği şeyi kaybetmiş yarı aç bedbaht çocuklarla dolu… dediği Halep’tendir!
Sığınma Evindeki Ermeni Yetimlerin önemli bir bölümünün babasının aynı dönemde Osmanlı Ordusunda askere alınmış olması ilginçtir!
Bir başka paylaşım, Ahmet Haşim’in açık mektubundaki ,   … [B]ütün seslerin sustuğu ve insan boğazla¬rından akan son kırmızı ırmakların gâib [yok] olmak üzere topraklara doğru koşup gittiği.. sözleriyle Halide’nin dönemin görevine ilişkin  eleştirisidir.
Dr. Avedis Cemcemyan’ın Günlüğünde,  İmparatorluğun batıdan doğuya, cepheden cepheye ya da cephe gerisinde görev yapan pek çok Ermeni doktordan haberdar olmak mümkün olmuştur.
2 Mayıs’ta Enver Paşa’nın cepheye [Çanakkale] geleceği haberleri yayılmıştır. Cephedeki Ermenilerden  söz açılmışken  Arsen Yarman’ın   Enver’le ilgili paylaştığı bilgi ilginçtir: Paşa’yı Sarıkamış’ta sırtında taşıyarak ölüm¬den kurtaran Ermeni teğmen Sivaslı Hovhannes Aginyan’dır. Teğmen Aginyan Balkan Harbi’ne de katılmıştı ve hayatını Enver Paşa’yı kurtardığı Sarıkamış Cephesi’nde kaybetmiştir. Enver Paşa daha sonra, bu olay üzerine, Konya Araçnortu Rahip Karekin’e bir mektup yazarak teşekkür etmiştir.
Arsen Yarman Süreçte katledilen, görevdeyken ölen Tabip, ve eczacıları listelemiştir. Gerçekte sayıların daha da yüksek olduğunu belirten Yarman,  ulaşabildiği  örnekleri verdiğinin altını çizer: Beyazıt’ta Dr.  Benne Torosyan’dan,   Erzincan Hastane bahçesinde Dr. Minas Yarmayan’a öldürülen doktor 67, eczacı 54, diş hekimi 10. Görev sırasında tifüsten ölen doktor 52, eczacı 19, diş hekimi 4. Öldürülen yada tifüsten ölen tıp talebeleri 15. cephede hayatını kaybeden doktor 4. Cephede esir alınan 3 doktorun biyografilerini Paylaşır.  Dr. Kasapyan’ın cephedeki ölümü trajiktir.
Tarman’ın eldeki Temmuz 1922 tarihli  (son) sayısındaki toplantıda, 11 Nisan’ın Ermeni doktorlar için de bir yas günü kabul edilir ve Rahip Diraduryan  11 Nisan şehitleri için yapılacak yas törenini dikkate alarak şehit Ermeni doktorlar için dua okur.
Cemiyet 1922 yılının Ağustos tarihinden sonraki politik nedenlerle faaliyetlerine son vermiş, doktorların yaşadığı paradoksun izleriyle dolu Tarman dergisinin ömrü de tükenmiştir.

Yorumlar kapatıldı.