İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dink cinayeti konsorsiyumu

Yıllardır yazıyorum; Hrant Dink cinayeti bir “konsorsiyumun” ortak yapımıdır. Kimler mi var bu konsorsiyum da; Hrant Dink hakkında bildiri yayınlayan ve MİT’e Dink’i uyarması görevini veren Genelkurmay Başkanlığı. Hrant Dink’i İstanbul Valiliği’nde ayağını denk alması gerektiğini söyleyip uyaran Milli İstihbarat Teşkilatı. Dink cinayetini önceden haber alıp Valilik’teki güvenlik toplantılarında gündeme getirmeyen ve önlem almayan Trabzon Jandarma Komutanlığı.  Ve polis…

Hrant Dink cinayetinin planlanmasının her aşamasından haberdar olan ve cinayete bile bile göz yuman Trabzon polisi.
Hrant Dink’in “ne pahasına olursa olsun öldürüleceğini” bilen ve bu konudaki raporları elinde tutup cinayeti seyreden Ankara İstihbarat Dairesi Başkanlığı.
Hrant Dink’in yaşadığı, tehdit edildiği herkesin gözü önünde linç edildiği ve öldürüldüğü kent olan İstanbul polisi.
Elbette Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve Levent Temiz gibilerin başı çektiği linç grubu. Ogün Samast, azmettiren Yasin Hayal ve Erhan Tuncel gibi isimlerden oluşan tektikçi grubu. Bu zincirin son halkası tetikçiler. Diğer halkalar bu infaz zincirini oluşturuyor
Uyarının kaynağı Genelkurmay
Peki Hrant Dink neden öldürüldü? Soykırım tartışmaları ve Ermenistan’la ilgili problemlerde barış dilini kullandığı ve bu anlamda devletin kırmızı çizgilerini geçtiği için. Solcuydu ve Ermeni’ydi hem de Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni bir yetim olduğunu yazmıştı.
Cumhuriyet’in erdemi sayılabilecek öyle bir gerçeği yazmak, aleyhinde kullanılacak ölümcül bir suça çevrilmişti. 2004 yılı Şubat ayında Genelkurmay Başkanlığı’nın bildiri ile uyarısından sonra öldürüldüğü 19 Ocak 2007 gününü kadar geçen üç yıllık süreçtir bu.
Devlet, Genelkurmay’ı, MİT’i, polisiyle, sokakta kullandığı linç grubuyla Dink’in hayatını cehenneme çevirirken istihbaratçıların gözetiminde tetikçi grubu hazırlık üzerine hazırlık yapıyordu. Tetikçilerden tetikçi seçiliyordu. Burada isimleri yazmaya gerek yok.
Dink’i kavgaya alet etmeyin
Şimdi savcı tüm isimlerin ifadelerini alıyor. Vicdanı olan herkes Hrant Dink dosyasının hükümet-cemaat kavgasına alet edilmemesini istiyor. Gereken de budur. Sorumluları yargılamak için ne Ogün Samast’ın polisleri suçlayan ifadesine ne yalana dolana ihtiyaç var.
Dosyanın gerçekleri adil bir yargılamaya yetecek güçtedir. Zaten bu tür siyasi davalar duruşma salonlarında değil halkın vicdanlarda görülür. Vicdanlar bu cinayetteki sorumluları isim isim biliyor artık. Mahkemelerden yalnızca vicdanlara, akla ve hukuka uygun karar vermesidir.

Yorumlar kapatıldı.