İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’yi bekleyen tehlike

Türk – Amerikan ilişkisini değerlendiren Düşünce kuruluşu ReThink’in Başkanı Dr. Fevzi Bilgin, “Şimdi Washington’da Türkiye’yi savunacak hiç kimse yok” diye konuştu. Türk-Amerikan ilişkileri son yıllarda hayli çalkantılı. Washington ile Ankara arasında derin görüş ve fikir ayrılıkları var. Karşılıklı açıklamalar, yalanlamalar veya ‘düzeltmeler’ hiçbir dönemde olmadığı kadar çok. Washington’un nabzını tutan çevreler “İki ülke arasındaki ilişkiler hiç bu kadar kötü olmamıştı” diyor. Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrini ve bölgeye olası etkilerini Washington merkezli düşünce kuruluşu ReThink’in Başkanı, siyaset bilimci Dr. Fevzi Bilgin ile konuştuk. Uzun yıllardır takip ettiği Washington’da Türkiye’yi savunacak kimsenin kalmadığını söyleyen Dr. Fevzi Bilgin sorularımızı yanıtladı.

Amerikan ara seçimlerinde Cumhuriyetçiler’in ezici üstünlüğü sonrası bazı analizlerde -özellikle hükümet çevrelerinde- Türk-Amerikan ilişkilerinde ‘yeni bir bahar yaşanabilir’ görüşü hakim. Ara seçim sonuçlarının Türk- Amerikan ilişkilerine yansıması ne olur?
Cumhuriyetçiler’in gelmesi ile ilişkiler düzelecek yorumları ‘züğürt tesellisi.’ Bu yorumları yapanlar muhtemelen Cumhuriyetçiler kimdir, ne yapar bilmiyorlar. Her Cumhuriyetçi’yi John McCain gibi sanıyorlar. McCain kimdir? Pragmatik bir insan, Türkiye’nin önemini biliyor.
IŞİD’E YARDIM EDEN BİRİ
Senatonun da kıdemli bir üyesi olarak Obama’yı dengelemeye çalışıyor. Bunlar Ulusal Güvenlik Cumhuriyetçiler’i. Sayıları da fazla değil artık. Çay Partisi akımından sonra bu tür kişilerin sayısı azaldı. Kongredeki Cumhuriyetçiler’in çoğu muhafazakar, dindar insanlar. Birçoğu için Erdoğan ‘İslamcı şeriatçı bir adam. Sekülerlere baskı yapan, Amerikan askerine çuval geçirtiren, IŞİD’e yardım eden birisi’ demek.
Dolayısıyla bu kişilerin zaten kültürel düzeyde bir sorunu var. Bu kongreye de yansıyacaktır. Demokratlar da kızgın ama Obama’yı zor durumda bırakmak istemedikleri için daha temkinliler.
ÇÖZÜM SIRT SIRTA SAVAŞ
Türk-Amerikan ilişkileri ne olursa iyileşir? Ya da Türkiye’nin böyle bir girişimi var mı?
Amerikan ve Türk askeri sırt sırta savaşırsa o zaman iyileşir. Cumhuriyetçiler’i memnun edecek şey ancak budur. Obama’nın stratejisi şöyle bir yerde sorun varsa oradakilerin biraz canını yaksın, sonra bizden yardım istesinler, biz hemen müdahale etmeyelim.  Cumhuriyetçiler ise Bush kültürüyle sorunu önceleyip gidip oraya hakim olma tarzında. Obama bunun hatalı olduğunu  düşündüğünden kaçınıyor. O yüzden yavaş kalıyor, çok düşünüp iş yapmadığı söyleniyor. IŞİD’İ 2 aydır bombalıyorlar ama bakıyorsun bir şey olmuyor. Şimdi yeni projeler düşünüyorlar.
Türk-Amerikan ilişkileri nereye gider ?
Şu anda gönülsüz birliktelik var. İlk kez olmuş bir şey de değil. Tezkere sonrası da böyleydi. Sonra toparladı. Cumhuriyetçiler döneminde gergindi. Obama dönemi başladı. AK Parti’nin ilk dönemi de başarılıydı. Stratejik ortaklığın ötesinde ‘dostluk’ haline geldi. Bu noktada iyi gidiyordu. Tekrar o seviyeyi yakalamak çok zor.
ARTIK İLGİ GÖRMÜYOR
Şu anda Washington’da Türkiye’yi kim savunuyor ?
Kimse yok. Aklı başında kimse riske atmaz kendini. En fazla ‘bakın bu adamlara ihtiyacımız var’ der. ‘Siz yanlış anlıyorsunuz demokratik bir yönetim var’ filan diyecek kimse yok. 2-3 yıl önce herkes Türkiye’nin dostuydu. Herkes bundan istifade etmek istiyordu. Türkiye ile ilgili programlar büyük ilgi görüyordu. Bunlar artık pek yok.
Alarm zilleri çalıyor
Şu anda Türkiye-ABD ilişkilerinde alarm zilleri mi çalıyor?
Çalıyor tabii ki. Türkiye ile ilgili son bir yıl içerisinde hiç olmamış, en ağır şeyler yazıldı, editöryal olarak. Bunlar rastgele olan şeyler değil. Beyaz Saray’dan kaç kez yalanlama yayınladı. Bazen azarlandı. Bunlar olmamıştı. Bu kadar şey oluyorsa, bu iş bitti mi? Bittiğini düşünenler var. “Türkiye’yi NATO’dan atalım” diyenler bile çıktı.
Soykırım kararı geçebilir
Ermeni meselesinde Cumhuriyetçiler’in Ankara’nın tezlerine yakın durduğu gibi bir tez vardır. 2015’ten ne beklemek lazım?
Kongre’ye bakıldığında Ermeniler’in önü tamamen açılmış vaziyette. Cumhuriyetçi bir başkan yok, yani Ermeni konusunda belki de en iyi fırsata sahipler. Çok muhtemel soykırım kararı geçecek.
Bu neye yol açar?
Türkiye’nin korktuğu şeyler var tazminat, toprak vs. Ermeni meselesi kendi içinde bir mesele. Bu konunun aslında bir şekilde bertaraf edilmesi lazım. Ya karar geçirilerek ya geçirmeyerek olur.
SADECE 1 OYLA ÇIKMADI
Bir şekilde dananın kuyruğu kopacak. Bu yıl Ermeniler için çok önemli, çok ses çıkaracaklar. Kongre de şu anda çok müsait.
Ermeni yasası geçerse Türk-Amerikan ilişkileri ne olur?
Bence Türkiye de kendini alttan alta hazırlıyor gibi. Kongre’den geçmek üzereydi zaten, bir oyla komiteden çıkamadı. Zaten 40 tane ülkede 45 eyalette geçmiş.
UZAMASINDAN BIKTILAR
Olan olmuş. Türkiye bu işi makul bir şekilde kendi içinde hallederek aşmalı. Türkiye bu işe bir ton para akıttı. Bundan nemalanan bir güruh var artık. İki tarafta da var. Ermeniler de Türk toplumu da bıkmış vaziyette: Çok uzun sürdü.
Ermeniler nasıl bıktı?
Bu kadar uzamasından bıktılar. Onlar peyder pey başarı kazanıyorlar.
“17 Aralık sonrası yaşananlardan sadece biri ABD’de başkanı bitirirdi”
Gazetelere ‘Alo Fatih’ atamak, yargıya müdahale, iş adamlarının cezalandırılmasını organize etmek ABD Başkanı’nın siyasi hayatını bitirir.
ABD yolsuzluk meselesinde hassas. Türkiye’nin ise sicili bozuk. Yüksek sesli eleştiri görmüyoruz. Bu bir çelişki değil mi?
Çelişkili ama bunun iki sebebi var. Birincisi Amerikan siyaseti de epey kirlendi son zamanlarda. Bununla birlikte Türkiye’deki yolsuzluk olayı farklı. Gündeme getirilmemesinin sebebi, birazcık daha yerel görmelerinden.
Bir de ‘Askeri stratejik şeylerimiz tehlikeye giriyor mu’ ona bakarlar. Washington’u esas etkileyen şey birkaç yıl önceki vizyondan dönüş oldu. Buna çok yatırım yapıldı. Model olduğu, teşvik edilmesi gerekildiği yönünde zihinsel yatırım yapıldı. Şimdi elinizde patlıyor. Bunun getirdiği bir rahatsızlık var.
BALKON İSTİFA ETTİRDİ
Erdoğan’ın yaptığı herhangi bir şeyi Obama yapsa ne olur?
Bunlar olmamış şeyler değil ama yakalananlar ağır bedel ödedi. Gazetelere ‘Alo Fatih’ atamak, yargıya müdahale, işadamlarının cezalandırılmasını organize etme vs. bunlar ABD Başkanı’nın siyasi hayatını bitirir. Başkan görevden el çektirilir. Seçimlerde çok para harcanıyor doğru ama paranın kişisel olarak cebine girmesi ayrı şeyler.
Bunlar kabul edilemez. Olmuyor diyemem, rüşvet vs ABD’de başka ülkelere göre küçüktür. Mesela bir işadamının uçağıyla bir yerden bir yere gider başı ağrır. Bu yüzden istifa eden temsilciler meclisi üyeleri oldu. Mesela Alaska senatörü evinin balkonunu kendine bağış yapan bir firmaya yaptırmış. Adam istifa etmek zorunda kaldı.
“2013 Mayıs’ındaki ziyaret bir kırılmadır”
Hem Cumhuriyetçiler hem Demokratlar AK Parti’ye kızgın. Erdoğan’a olan bu tepkinin kaynağı ne?
2013 Mayıs’ındaki o ziyarette bir şeyler oldu. Kırılma yaşandı. Gezi olaylarından sonra rüzgar döndü. Antisemitik söylemler de etkili oldu. Artık Erdoğan Hükümeti ile görüntü vermek sorun olmaya başladı. Amerika başkentinde bu tür rejimleri savunmak zordur. Sizi parayla lobi yapan şirketler savunabilir. Sonra Türkiye’nin radikal unsurlara -daha İŞİD yokken bile- yardım ettiği yönündeki kanı Kongre’de içselleşmiş vaziyette. ‘Bu adam bizim düşündüğümüz gibi değil’ düşüncesi yaygınlaşmaya başladı.
‘Türkiye esas vizyonunu kaybetti’
ABD tarafında Türkiye’ye yönelik bir ‘güvensizlik, aldatılmışlık hissi’ mi var?
Aldatılmış diyemeyiz. O kadar saf değiller. Ama hayal kırıklığı var. Bush yönetimi, Cumhuriyetçiler Türkiye’ye daha yakındır. Ama “Sen bizim müttefikimizsin ama bölgede istikrarlı olman da önemli, dolayısıyla bizim çizgimizden çıkmayacaksın” derler. ABD yönetiminde böyle bir damar vardı.
CİDDİ GÜVEN BUNALIMI VAR
Obama tam tersiydi. Demokratlar, eskiden beri Türkiye’ye yakın durmazlar. Türkiye’nin otokrat olduğunu düşünürler. Obama kalktı, Ortadoğu’ya gitti, Türkiye’de konuştu vs. olumlu bir hava ortaya çıktı. “Biz Türkiye gibi ortaklarımıza bölgedeki işleri devredelim, daha büyük işlere bakalım” diye düşünmeye başladılar.
Böyle olunca bu fotoğrafta Türkiye istikrarlı, gelişen, ‘İslam ve demokrasiyi buluşturmuş model’ olarak ortaya çıktı. Washington’da, Türkiye’ye olan övgüler bitmiyordu… Şimdi Türkiye esas nosyonunu kaybetti, vizyoner Türkiye fotoğrafı gitti Erdoğan Türkiye’si geldi. ABD medyasındaki bombardımın bunun bir yansımasıdır. Erdoğan’a yönelik ciddi bir güven bunalımı var.
Bugün

Yorumlar kapatıldı.