İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

40 yıldır yüzleşilemeyen ASALA terörü

Prof. Dr. Kemal Çiçek
Bundan 30 sene önce 19 Kasım 1984 günü Viyana’da Birleşmiş Milletler’de görevli diplomatımız Enver Ergun, bombalı bir saldırıda şehit oldu. Ve adına ‘Asala’ denilecek olan kanlı bir süreç işte böylece başlamış oldu. Türk diplomatlarına yönelik son Ermeni terör saldırısının üzerinden 40 yıl geçti. Türk insanı, 1890’lardan itibaren dalga dalga gelen, Osmanlı padişahını, sadrazamını ve cumhurbaşkanını hedef alan Ermeni terör hareketlerini sözde soykırım iddiaları ile kopartılan fırtına yüzünden hatırlamaz oldu.

Bundan 30 sene önce 19 Kasım 1984 günü Viyana’da Birleşmiş Milletler’de görevli diplomatımız Enver Ergun, bombalı bir saldırıda şehit oldu. Saldırganlar olay yerine üzerinde “ARA” yani Ermenice Devrimci Ordusu yazılı bir bayrak bırakarak kaçtılar. Bu eylem Ermeni terör örgütlerinin Türk devlet adamı ve diplomatlarına yönelik ne ilk ne de son saldırılarıydı. Ancak bugünlerde çok az kişi Ermeni terörü ve şehit diplomatlarımızdan söz ediyor.
Hesabı sorulmayan şehitlerimiz
Türkiye’nin diplomatlarına karşı ilk saldırı 1973 yılında gerçekleşti. Sadece intikam ve nefret duygusuyla hareket eden Mıgırdiç Yanıkyan adlı komitacının hedefi, Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve yardımcısı Bahadır Demir idi. Her ikisi de katilin daveti üzerine bir halı almak için otele gitmişlerdi. Ermeniler’e karşı hiçbir art niyet ve ön yargı taşımıyorlardı. Bu yüzden ne suikastçının sinsi planından ne de katilin intikamını aldığını savunduğu Ermeni davasından tam anlamıyla haberleri vardı. İşte bu cinayet bir başlangıç oldu. ASALA ve diğer Ermeni terör örgütü üyeleri 15 yıl boyunca 34’ü diplomat 58 Türk’ü canice öldürdüler. Katillerin çok azı adalet önüne çıktı ve cezasını çekti.
İntikamcı bir terör operasyonu: Nemesis
1973 yılındaki saldırı pek çok kişi için sürprizdi. Ama tarihi arka plandan haberdar olanlar için hiç de öyle değildi. Çünkü Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda İtilaf Devletleri’yle birlikte savaşan Ermeniler savaşın sonunda hiçbir şey elde edemediler ve 1915 yılı Ermeni tehcirinden sorumlu tuttukları Osmanlı devlet adamlarından intikam almaya yemin ettiler. Bu amaçla eski Erzurum Milletvekili Karekin Pastırmacıyan’ın önderliğinde Osmanlı devlet adamları ve diplomatlarına suikast düzenlemek için Nemesis adlı terör operasyonunu başlattılar.
Nemesis kurbanları
Bu operasyondaki amaç Lozan Konferansı öncesi dünyaya seslerini duyurmaktı. Önce savaş sırasında sadrazam (başbakan) olan Sait Halim Paşa, Roma’da bir takside öldürüldü. Hâlbuki o, İngilizler tarafından yargılanmış, suçsuz bulunmuş ve Malta’da serbest bırakılmıştı. 5 Aralık 1921 günü suikastı gerçekleştiren, Arshavir Shirakian bir Taşnak tetikçisiydi. Aynı şahıs daha önce de İstanbul’da Vahe İhsan Yaseyan adlı bir Ermeni’yi Osmanlı ajanı diye öldürmüştü. Berlin’de İttihatçılar’ın önde gelenlerinden Cemal Azmi Bey’i öldüren ve Bahaeddin Şakir’i yaralayan da o idi. Nemesis operasyonlarının en meşhur kurbanları ise Sadrazam Talat Paşa ve Donanma Bakanı (Bahriye Nazırı) Cemal Paşa idi.
Sözde kınanan ASALA cinayetleri
ASALA ve diğer Ermeni terör örgütlerinin işlediği cinayetlere küresel tepkiler çok cılız kaldı. Bu durum tetikçileri daha fazla cesaretlendirdi. Suikastlarını artırdılar. Şehit diplomatlarımız hakkında bugüne kadar yazılmış en kapsamlı eserin sahibi eski Büyükelçi Bilal Şimşir’in ifadesiyle “1970’li ve 1980’li yıllarda uçaklar, dünyanın dört bucağından Türkiye’ye şehit diplomat cenazeleri taşıyıp durdular.” O dönemki diplomat kadrosunun yüzde 4’ünü teröre kurban veren başka bir ülke yoktur.
Hesabı sorulan ve çarpıtılan tarih
ASALA her terör saldırısından sonra eylemi üstlendi. Ardından da diplomatlarımızın daha cenazeleri kaldırılmadan, “Türkler bizim soyumuzu tüketti, biz de intikam alıyoruz” anlamında demeçler verdiler. İntikamımız haklı bir sebebe dayanıyor gibi saçma açıklamalar yaptılar. Ama Birinci Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’ne karşı 170 bin kişilik ordu ile Osmanlı ordusuna karşı savaştıklarını, “5. Kol” olarak ülkeye ihanet içerisinde olduklarını asla söylemediler. Bu sahte açıklamalar sanki cinayetleri haklı çıkarırmış gibi bir de çeşitli ülkelerden destek gördüler. Batı basını cinayetleri sözde kınadı ama hemen ardından onlara hak verir tarzda 1915 yılında yaşananların hikâyesini yazdı.
ASALA’nın amacı tazminat almaktı
İşledikleri cinayetlerden sonra bir bahane ile cezadan kurtulan ve terörün kendilerini anlatma fırsatı verdiğini gören ASALA, esas amacının 3T planını gerçekleştirmek olduğunu açıkladı. Buna göre önce terör yöntemleri kullanılarak Ermeniler’in davası tanıtılacak, daha sonra Türkiye’den mağdurlar için tazminat istenecekti. Son hedef ise Ermenistan Anayasası’nda ifade edilen topraklara sahip olmaktı ki burası doğu Anadolu’dur.
Ancak ASALA’nın Türkiye’nin düşmanları tarafından kullanılan bir taşeron örgüt olduğu da gerçektir. Eski Büyükelçi İnal Batu bir sohbetinde bana ASALA terörünün Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bir sonucu olduğunu söylemişti.
Cezasız kalan tetikçiler
ASALA terörünün uluslararası destek gördüğünün en önemli kanıtlarından birisi Avrupa başkentlerinin göbeğinde işlenen cinayetlerin çoğunun faillerinin yakalanmamış olmasıdır. 1920’lerden beri değişen bir şey olmadı. Nasıl ki Sait Halim Paşa’yı Roma’da, Cemal Azmi ve Bahaeddin Şakir’i Berlin’de vuran Arshavir Shirakian 1973 yılında ölümüne kadar New York’ta saklanma gereği duymadan yaşam sürdü ise ASALA’nın tetikçilerinin de çok azı yakalandı ve ceza aldı. Daha kötüsü Belgrad büyükelçisini öldüren ve 20 yıla mahkûm olan Levonyan, Sırbistan Devlet Başkanı Milosevich tarafından affedildi. Erivan’da kahraman gibi yaşam süren bu katile, devlet, fotoğraf malzemesi dükkânı hediye etti.
Atatürk ve İsmet Paşa da hedefti
Nemesis Operasyonu uluslararası bağlantılarıyla yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni sabote etme görevini de üzerine almıştı. Osmanlı elçiliğinde müstahdem ve tercüman olarak çalışan, daha sonra avukat olan Vahan Kardaşyan, Lozan barış sürecini baltalamak için Amerika’da güçlü bir şekilde örgütlenmişti. Nemesis Operasyonu adına harekete geçen tetikçiler Lozan’da İsmet Paşa ve heyetine karşı suikast planladılar. Bununla yetinmediler ve Atatürk’e karşı da 1924-27 yılları arasında 6 başarısız suikast girişiminde bulundular.
Ermenistan’ın kurtuluşu için Ermeni gizli ordusu (ASALA)
Bugünlerde adı pek duyulmasa da 1970 ve 80’li yıllarda ASALA bütün dünyanın bildiği kanlı bir terör örgütüydü. Örgütün adından da anlaşılacağı üzere, örgüt “Batı Ermenistan” adını verdikleri Türkiye’nin doğu bölgesini kurtarmak için kurulduğunu iddia ediyordu. Yüzlerce terör eyleminde sadece diplomatlarımız değil onların hiçbir suçu olmayan kadın, çocuk ve akrabaları da öldürüldü. Buna rağmen diplomatların yakınları bana defalarca Ermeni toplumuna karşı bir düşmanlık ve kin beslemediklerini ifade ettiler.
Uçaklar şehit diplomat tabutları taşıdı
Şehit diplomatlarımız hakkında bugüne kadar yazılmış en kapsamlı eserin sahibi eski Büyükelçi Bilal Şimşir’in ifadesiyle “1970’li ve 1980’li yıllarda uçaklar, dünyanın dört bucağından Türkiye’ye şehit diplomat cenazeleri taşıyıp durdular.” O dönemki diplomat kadrosunun yüzde 4’ünü teröre kurban veren başka bir ülke yoktur.
Dünyada teröre en çok şehit diplomat veren ülkeyiz!
Başta ASALA ve JCAG (Ermeni Katliamı Adalet Komandoları) olmak üzere Ermeni terör örgütleri 20 yıl süren son terör dalgasında 16 ülkede 37’si diplomat 60 kişiyi öldürdüler. Bu eylemlerden dolayı Ermenistan’dan ne bir taziye ne de bir özür geldi.
Prof. Dr. Kemal ÇİÇEK- BUGÜN GAZETESİ

Yorumlar kapatıldı.