İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Tehciri ve Kâhta Kaymakamı Hakkı Bey

Mustafa Kayahan
Kâhta, 1915 Ermeni Trajedisinin en yoğun yaşandığı ilçelerden biridir. Gerek söz konusu ilçede gerekse komşu ilçelerin çoğunda Ermeni nüfusu kalabalıktır. Ayrıca, Erzurum, Erzincan ve Sivas’tan toplanıp Malatya üzerinden Bölge Toplama Yeri olan Urfa’ya sevk edilen Kafile güzergâhının Fırat’tan önceki son kavşak noktasıdır. Güzergâh dağlık ve engebelidir. Güzergâhtaki ahali cahil, tamahkâr ve acımasızdır. Bölgenin en ücra köşelerine kadar ulaşmış “gâvur” karşıtı kışkırtmalar ve telkinler çabucak etkili olmuştur. Kimilerinin gönlünde “gâvur” öldürüp cennete gitme hülyası, kiminin gönlünde Ermenilerden geride kalan servete konma sevdası vardır. Katliam şartları epeyce olgunlaşmıştır. Güzergâhın coğrafi yapısı da bu iş için biçilmiş kaftandır.

Bugün 70 yaşlarında olanlar, o günlerin canlı tanıklarından, o günlerin acımasızlık öykülerini kulaklarıyla duymuşlardır. Katliam tanıklarının anlatımları sözlü tarih olsa da unutulmaz; kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar gelir bu katliam öyküleri.
Katliamlar canlı tanıklıklarla günümüze kadar gelmiştir fakat devletin resmi arşivinde katliamlarla ilgili anlaşılır belgeler ya bulunmaz ya da hala kilit altındadır. Kaldı ki katliama göz yuman devlet aklı geride belge bırakmamaya da özen gösterecektir. Buna rağmen kimi resmi belgeler açılmıştır. Açılmasına izin verilen bu tür belgeler katliamları doğrudan ifşa etmezler, ama bu realite üzerinde ayrıntılı ve derin düşünmeye, sonuçlar çıkarmaya da engel olamazlar.
Bu yazının konusu olan birkaç arşiv belgesi bu tür belgelerdendir. Yani “güneşi balçıkla sıvama” çabasını boşa çıkaran birkaç belgedir.
Belgelerin dili Eski Türkçedir (Osmanlıca) ve anlaşılması zordur. Bu nedenle her belge önce “bire bir çeviri” (transkripsiyon) şeklinde aktarılmış, akabinde “sadeleştirilmiş özet”i verilip kolay anlaşılır hale getirilmiştir.
Belge: 1, Başbakanlık Osmanlı Arşivi: DH. ŞFR. No: 59/146
Bab-ı Ali
Dâhiliye Nezareti
Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti
Hususi No: 111
Mamuretülaziz [Elazığ] Vilayetine
[Şifre]
Kâhta kaymakamı Hakkı Beyin Malatya’dan yola çıkarılan Erzurum Ermeni kafilesini sevka  memur Hısnımansur kaymakamından bir emir ve salahiyete müstenid olmayarak almak için mahall-i memuriyetinden infikak ile kazası hududunu tecavüz ve müdahale etmesi üzerine aralarında ihtilaf vukubulmuş ve bu hal kafilenin üç gün dağ başında kalmasını ve emvalin [para ile alınan şeyler] gasb olunarak kafilenin tedabir-i perişanisini mucib olmuş olduğu ve Kahta kazasından geçirilen sair mahaller Ermeni kafileleriyle yerli Ermenilerinin sevki esnasında bir çok nükud ve eşya Hakkı Beyin istihdam ettiği vesait-i resmie ve hususiye ile alındığı halde Mal Sandığına teslim olunan akçe on bin kuruş raddesinde  bulunduğu ihbarat ve delail-i sariha  ile anlaşıldığı beyaniyle muma ileyehin Hakkı Beyin Divan-ı Harbe tevdii lüzumu heyet-i tahkikiye reisi Mazhar Bey tarafından bildiriliyor. Bu babda ki mütalaalarının  inbası
 Fi 16 Kanun-ı Evvel sene 331[Miladi: 29.12.1915 ]
Nazır Talat
Belgenin sadeleştirilmiş özeti:
Erzurum’dan Malatya [oradan da toplama yeri olan Urfa’ya]  götürülecek olan Ermeni kafilesinin sevkine Adıyaman kaymakamı yetkili kılınmıştır. Kâhta kaymakamı Hakkı Bey, hiçbir yetkiye dayanmayarak memuriyet yerini terk edip kafileye ulaşır. Adıyaman kaymakamından, yetkisi olmadığı halde kafileyi almak ister. İki kaymakam arasında ihtilaf ve tartışma çıkar. Kaymakam Hakkı baskın çıkar; kafile üç gün dağ başında tutulup perişan edilir. Ayrıca, Kâhta kazasından geçirilen muhtelif yerlerin Ermeni kafileleriyle yerli Ermenilerin sevki sırasında Kaymakam Hakkı Bey resmi ve gayri resmi olarak görevlendirdiği kişiler vasıtasıyla yüklü miktarda nakit para ve eşya toplatır. Ancak “Mal Sandığı”na” (Resmi Emanet Sandığı) teslim ettiği miktar sadece 10 bin kuruş civarındadır. Kaymakam Hakkı’nın bu usulsüz uygulaması Tahkik Komisyonu Başkanı (Hasan) Mazhar Bey tarafından kesin delillerle tespit ediliyor. Mazhar Bey, Durumu İçişleri Bakanı Talat Paşa’ya bildirip söz konusu kaymakamın Divan-ı Harbe (sıkıyönetim mahkemesi) verilmesi gerektiğini belirtiyor. Talat Paşa da, Kâhta’nın o zamanlar bağlı olduğu Elazığ Valiliğinden bu konuda görüş bildirmelerini istiyor.
Belge, 29.12.1915 tarihli olup “şifreli telgraf” şeklindedir. Telgraf Dâhiliye Nezareti (Bakanlığı) Şifre Kalemi’nden çıkmış olup Nazır (Bakan) Talat Paşa imzalıdır.
BOA.59-146 (1)

Belge: 2, Başbakanlık Osmanlı Arşivi: DH.ŞFR. NO: 59/235
Bab-ı Ali
Dahiliye Nezareti
Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti
Hususi Nu. 113
Mamuretülaziz Vilayetine
(Şifre)
Kanun-ı Evvel 331 Kahta kaymakamı Hakkı Beyin Ermenilerin sevki esnasında ki ahval ve hareket-i gayr-i layıkasına Divan-ı Harb-i Örfiye tevdii hey’at-ı tahkikiye reisi Mazhar Beye cevaben tebliğ olunmuştur. Muma ileyhin azline muamele Divan-ı Harbce verilecek karara ta’lik edilmiş olduğundan şimdiden eli işden çektirilmesi.
Fi 24 Kanun-ı Evvel sene 331[Miladi 06.01.1916]
Nazır Talat
İkinci belge, birinci belgenin devamı niteliğinde olup şifreli bir telgraftır. Çıkış yeri yine Dâhiliye Vekaleti Şifre Kalemi’dir. Muhatap Elazığ Vilayeti’dir.
Belgenin sadeleştirilmiş özeti:
Ermenilerin sevki sırasındaki hal ve hareketleri uygun bulunmayan Kâhta Kaymakamı Hakkı Bey’in Sıkı Yönetim Mahkemesi’ne verildiği Tahkik Heyeti Reisi Mazhar Bey’e bildirilmiştir. Kaymakamın “memuriyetten atılması” ise mahkemenin vereceği hükme bırakılmış olup adı geçen kişi şimdilik “işten el çektirilmiştir.      

Belge: 3, Başbakanlık Osmanlı Arşivi: DH. ŞFR. No: 59/236
Bab-ı Ali
Dahiliye Nezareti
Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti
Hususi No: 112
Mamuretülaziz Vilayeti vesatatıyla
Heyet-i Tahkikiye Reisi Mazhar Beye
(Şifre)
Kanun-ı Evvel 331 Kâhta kaymakamı Hakkı Beyin Divan-ı Harb-i Örfiye tevdii münasibdir. Muma ileyhin [adı geçen kişinin] eli işten çektirilmesi Mamuretülaziz vilayetine yazılmıştır.
Fi 24 Kanun-ı Evvel 331 [Miladi: 06.01.1916]
Nazır Talat
Bu son belge, ikinci belgeyle eş zamanlı yazılmış olup rahat anlaşılıyor. Bu nedenle sadeleştirmeye gerek duyulmamıştır.
Neticede Kâhta Kaymakamı Hakkı Bey, yaptıklarının hesabını versin diye Divanı Harbe veriliyor, ama Divane Harp’te neler olduğuna dair belge yok. Fakat ulaştığım birkaç belge daha var ki bu belgelerde Kaymakam Hakkı Bey’in bir şekilde kurtulduğu anlaşılıyor. Arşiv kayıtlarında, yaklaşık üç yıl sonra kaymakam Hakkı’nın tekrar atanmasına dair birkaç belge görülüyor. Daha sonra, birçok sorumlu yetkili gibi, Hakkı Bey’in de izi kayboluyor.
Notlar:
1) Makaleye konu olan Kâhta, bugün Eski Kâhta/Kocahisar olarak bilinen köy olup mevcut Kâhta/Kolık ile ilgisi yoktur.
2) Makaleye konu olan belge orijinallerinin tamamının dijital görüntüleri arşivimde mahfuzdur.
3) [Hasan] Mazhar Bey, Kendisine tebliğ edilen Tehcir emrine, “Ben valiyim, eşkıya değilim. Bu işi yapamam. Bir başkası gelir benim koltuğuma oturur, o yapar”  deyip karşı çıkan zamanın Ankara Valisidir.
                                                           Mutafa KAYAHAN    -KAHTAHABER

Yorumlar kapatıldı.