İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

22 Kasım neden Diş Hekimleri Günü olarak kutlanıyor?

Osmanlıdan günümüze bu topraklarda hizmet veren tüm diş hekimlerine Ahde Vefa. 22 Kasım 1908,Tıbbiye’de Muallimler Meclisinde ”Dişçi Mektebi”  kurulması için müzakerelerin başladığı tarihtir. Eğitime ise 1909 tarihinde başlanmıştır. Müfredat, Paris Dişçi Mektebinden alınmıştı. Kimya, fizik, Nebatat, hayvanat, diş hastalıkları ve cerrahisi, protez  dersleri vardı. Okula öğrenci alınırken eczacılıktan gelenler sınavsız 1 veya 2. sınıfa  , hiç dişçilik yapmamış dışarıdan gelenler sınavla 1. sınıfa alınıyordu… Bu arada, Kurtuluş savaşından sonra yurdu terk eden gayrimüslim muallimler nedeniyle açığı kapatmak için de olsa yanlış olan kararla alelacele asistanlar alınmıştı. Bazılarına sınav bile yapılmamıştı. Neredeyse sokaktan toplayarak okula alınan onlarca öğrenci, öğretim kadrosunun ilmi zayıflığı ve de hasta koltuğunun da az olmasından ”Dişçi Mektebi ”nden bazen bir diş çekmeden mezun olabildiler.

***
Osmanlıdan günümüze bu topraklarda hizmet veren tüm diş hekimlerine Ahde Vefa
   
Değerli Diş Hekimliği Camiamız 1996 yılından bu tarafa Diş Hekimleri Gününü kutlamaktadır.Bu özel günümüzü kutladığımız ”22 Kasım” tarihi daha da geçmiş zamanlara ait bir özellik arz eder.
    
Diş hekimliği mesleğinin ”dişçilik” olarak icra edildiği  Osmanlı İmparatorluğu döneminden, ilk fakültenin kurulması ile başlayan süreç ve sonrasına uzanan tarihi yolculukta , bilim,teknik ve el becerisi sanatı ile yoğrulan mesleğimizin eğitimi ve icrasına ait mesleki anılar ve resmi belgelerden bugünkü modern ”diş hekimliği” ünvanının elde edilebilmesinin kolay olmadığı anlaşılmaktadır.
   
Osmanlı İmparatorluğunda 1908 öncesi ‘diş’ ile ilgili eğitim kurumu yoktu.Pansumancılara ‘Küçük cerrahlık Şahadetnamesi’ ,dişçilik işlemleri yapan esnaflara  ( özellikle berberler)  1840 yılından itibaren Tıbbiye Mektebinde beceri sınavı ile ‘diş çekme ruhsatı’ ,Tıbbiye Mektebinde  tıp,eczacı ve cerrah sınıfları arasından,cerrah sınıfından mezun olanlara dişçilik belgesi , dişçi yanında çalışan çıraklara da ”dişçilik icazetnamesi” verilmekteydi.Sıhhıyeyi Umumiye Reisi Besim Ömer Paşa 1910 tarihinde dişçilerin bu belgelerle ,tıbbiye mezunu olmasalar da ülkenin her yerinde dişçilik sanatını yapmaya ”yetkili” olduklarını açıklamıştı.
   
22 Kasım 1908 ,Tıbbiye’de Muallimler Meclisinde  ”Dişçi Mektebi”  kurulması için müzakerelerin başladığı tarihtir.Eğitime ise 1909 tarihinde başlanmıştır.Müfredat,Paris Dişçi Mektebinden alınmıştı.Kimya,fizik,Nebatat,hayvanat,diş hastalıkları ve cerrahisi,protez  dersleri vardı. Okula öğrenci alınırken:eczacılıktan gelenler sınavsız 1 veya 2. sınıfa  , hiç dişçilik yapmamış dışarıdan gelenler sınavla 1. sınıfa alınıyordu.Cerrahlık şahadetnamesi olanlar,esnaf olarak dişçilik yapıp belgesi olanlar ile Avrupa’daki okullardan dişçilik diploması olanlar (ayrıcalık yapılmadan) 2. sınıfa alınmışlardı.Mektep üç yıldı.Okulun mezunlarına hala ”dişçi” deniliyordu. Tıbbiyeyi de bitirse,  dişçilik yapanlar ”birinci sınıf” dişçi sayılıyordu.
   
1923’e gelindiğinde  Eczacı ve Dişçi Mekteplerine müstakil bina ancak tahsis edildi. Sıhhıye Vekaleti ‘doktor ve diş tabiplerinin sanatlarını eczahanelerde değil,  özel muayenehanelerde icra edebileceklerine’ ilişkin karar yayınladı.
   
Bu arada ,Kurtuluş savaşından sonra yurdu terk eden gayrimüslim muallimler nedeniyle açığı kapatmak için de olsa yanlış olan kararla alelacele asistanlar alınmıştı.Bazılarına sınav bile yapılmamıştı. Neredeyse sokaktan toplayarak okula alınan onlarca öğrenci ,öğretim kadrosunun ilmi zayıflığı ve de hasta koltuğunun da  az olmasından ”Dişçi Mektebi ”nden bazen bir diş çekmeden  mezun olabildiler .Hiç bir muallim Öğrencilerin başvuracağı ders kitabı yazmamış ya da dilimize çevirmemişti.İşte bu yıllarda,okuldan mezun olan öğrencilerin , Osmanlıdaki dişçi denilen sınıfın bile çok daha gerisine düşerek yarım yamalak  bilgileri ile  toplum sağlığını tehdit ettikleri en kötü dönem olduğu bilinmektedir.
Bu sebeple 1928 yılına gelindiğinde, yapılan bir düzenlemeyle, dişçilik yapan ama diploması olmayanlara (permili dişçiler deniyor) yasanın yayımı tarihinden başlayarak 3 ay içinde Tıp Fakültesine başvurup sınava girmeleri şart koşuldu. Bir yıl Dişçilik okuluna devam ettikten sonra başarılı olanlara  ”Ruhsatname ” verildi.Dişçi Mektebi açılmadan önce sağlıkla ilgili iş yapan esnaftan sınavla dişçi ünvanı kazanmış olanlar ile ikinci sınıf dişçiler bu sınavdan ”Muaf’ tutuldular.Sınav komisyon üyelerinin art arda istifa etmeleri sonucunda ,başvuran tüm adaylar başarılı sayıldı.İkinci sınıf Dişçiler ile permili dişçiler arasında hiyerarşi bakımından da hiçbir fark gözetilmedi.   
   
Modern diş hekimliğine geçme macerası 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Tebabeti Mektebi kurulması ile başladı ve daha sonra yıllar içinde  açılacak diş hekimliği fakültelerinden  her geçen gün daha donanımlı diş hekimleri mezun olmaya başladı.
   
Ancak ,maalesef Bugünün Türkiyesinde istisnasız tüm diş hekimliği fakültelerinde uygulanacak ‘Çekirdek Eğitim Müfredatı’ ile verilen teorik ve pratik eğitimin sonunda mezun olacak diş hekimlerine verilecek yeterlilik düzeyleri düşürülmek istenmektedir. Bizlere ”Bildiğini unut” diyen  bu yanlış ve yanlı önerilerin Bakanlık yetkililerince mezun olacak tüm diş hekimlerinin sorumluluğunu düşünerek değerlendirilmesine ihtiyaç vardır.
   
Bizler kimseyi hor görmeyen bir anlayışla Osmanlı dişçilerini de rahmetle anıyoruz ve ileride daha da bilgili deneyimli olmalarını dilediğimiz mezun olacak tüm diş hekimi kardeşlerimizin Diş Hekimleri gününü kutluyoruz.
  Kamu Diş Hekimleri Platformu

Yorumlar kapatıldı.