İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa’yla ilişkiler yumuşamaya devam edecek

Faruk Şen
Uzun bir aradan sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 31 Ekim – 1 Kasım tarihlerinde Fransa’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirecek… Yeniden seçilen Alman Başbakanı Angela Merkel Türkiye’ye karşı her gün daha fazla sert bir tutum sergilerken Hollande’nin belirli konularda Türkiye’ye uyumlu davrandığı ve Türkiye’ye kıracak çalışmalar içerisine girmediğini görüyoruz… Türkiye-Fransa ilişkilerinde tabi ki Ermeni sorunu da büyük ölçüde rol oynuyor. 700 bin kadar Ermeni kökenli Fransız vatandaşının yanında Fransa’da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin sayısı 450 bini aşmış bulunmakta. Fransa’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2012de 1 Milyonu aşmış ve 2013te 1,5 Milyon sınırını aşmıştır.

***
Uzun bir aradan sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 31 Ekim – 1 Kasım tarihlerinde Fransa’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. Eski Cumhurbaşkanı Sarkozy zamanında sertleşen ve kopma noktasına gelen Türkiye-Fransa ilişkilerinde Hollande’nin son ziyaretinden sonra sıcak bir dönem başlamıştır.
Yeniden seçilen Alman Başbakanı Angela Merkel Türkiye’ye karşı her gün daha fazla sert bir tutum sergilerken Hollande’nin belirli konularda Türkiye’ye uyumlu davrandığı ve Türkiye’ye kıracak çalışmalar içerisine girmediğini görüyoruz.
TAVAK’ın araştırmalarına göre Fransa’ya karşı bakışımız değişiyor
Bu gelişmelere Türk halkında ciddi bir şekilde takip ediyor. TAVAK-Vakfının 2011’den beri gerçekleştirdiği ‘Türk halkının AB’ye bakışı’ konulu araştırma çerçevesinde Türkiye’nin AB’ye giden yolunu en fazla hangi ülke kesiyor dendiği zaman 2011 senesinde Fransa %30,2’lik bir oranla ilk sırayı almıştı. 2012 yılında bu oran %51’e kadar çıkmıştı. Hollande’nin Cumhurbaşkanlığı sürecinde son olarak 2013 sonbaharında yapılan araştırmada Fransa’nın Türkiye’nin AB’ye giden yolunu kestiği kanısında olan vatandaşların oranı %26,2’ye düşmüş bulunduğunu görebiliyoruz. Sorulan bu soruda Türkiye’nin en fazla AB yolunun önünü kesen ülke konumunda Almanya %64,2’lik bir oranla ilk sırada yer alıyor.
Ermeni sorunu Fransa’da güncel değil
Türkiye-Fransa ilişkilerinde tabi ki Ermeni sorunu da büyük ölçüde rol oynuyor. 700 bin kadar Ermeni kökenli Fransız vatandaşının yanında Fransa’da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin sayısı 450 bini aşmış bulunmakta.
Her yıl ilk beşte
Fransa’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2012de 1 Milyonu aşmış ve 2013te 1,5 Milyon sınırını aşmıştır. Çok büyük patlama yapmasa da gözle görülür bir yükseliş içinde. Genel olarak Fransa’nın ihracat ve ithalatımızdaki yerine bakarsak 2013 yılında Fransa’ya 5,819 milyar Dolarlık ihracat yaparken bu ülkeden yaptığımız ithalat 7,37 milyar Dolarlık bir seviyeye gelmiştir. Buda Türkiye’nin en fazla ticari ilişkilerde bulunduğu ülkeler arasında Fransa’nın sıralamada her yıl ilk 5’de yer aldığını ortaya çıkarmaktadır.
Gelelim Türkiye Cumhurbaşkanının önümüzdeki günlerde Fransa’ya yapacağı ziyarete:
1-      Hollande 2015’e yönelik sözde Ermeni soykırımını 100.yılı konusunu öne çıkarmayacağından hareket edebiliriz. Türkiye’yi gerek ihalelerde gerek ticaretinde ciddi bir partner olarak gören Fransa ‘kötü adam’ rolünü Almanya’ya devredip Türkiye ile daha sıcak temaslar içine girme çabasındadır.Özellikle Türkiye’ye Hollande’in daha sıcak bir konuma gelmesinde Fransız iş çevrelerinde büyük katkısı vardır. Fransızlar Türkiye’de su ve arıtma tesisleri olmak üzere diğer ihalelerde ve askeri ihalelerde daha fazla pay almak için Fransa’nın politikasını değiştirme konusunda ciddi bir çaba göstermektedirler.
2-      Fransa’daki Türk kökenli göçmenler her geçen gün daha iyi örgütlenmekte ve seslerini daha net duyurmaktadırlar. Fransa’daki Türkler arasında kendiişlerini kuranlarının sayısı artmakta ve bunlar genel bir lobi konumu içine girmektedir. Fransa’da aynı zamanda Türk girişimcilerin sayısı artmış ve bugün için Fransa’da 7 bine yakın Türk girişimcileri var. Bunlarda yavaş yavaş Fransız ekonomisinde yer almaya başlamış bulunmaktadırlar.
3-      Türkiye’deki askeri ve sivil birçok ihalede Fransızlar, özellikle Ermeni konusu ve Sarkozy’nin sert politikası nedeniyle dışlanmış bulunmaktaydılar. Hollande bunun önüne geçerek daha iyi ilişkiler kurmak istemektedirler. Ermeni konusunda Fransa’daki Türklerin gösterdiği çaba ve bu konuda etkin olmaları da Sarkozy’den sonra Fransız iş çevrelerinde etkilenmesiyle askeri ve sivil ihaleler için daha yumuşak bir politika izlenmesi konusunda etki yapmaktadırlar.
4-      Hollande Sarkozy gibi sert, saldırgan bir politikacı olmayıp daha ziyade yumuşak ilişkiler içinde olmak isteyen ve insanlık yönünü de öne çıkararak sevdiği kadına motosikletle gidecek kadar tevazu sahibi bir adam konumunda. Buda kendisinin dış politikasına yansımaktadır. Fransa Türkiye’nin Suriye politikasına AB ülkeleri içinde en yakın ülke konumundadır. Almanya ve diğer AB ülkeleri Suriye konusunda Esad’a daha sıcak yaklaşırlarken Hollande daha seviyeli bir politika izlemektedir.
5-      Türkiye’deki frankofil akım yavaş yavaş azalmaktadır. Hollande bunu görüp özellikle kültürel anlamda gene Türkiye’ye yönelik etken bir politika izlemek istemekte. Tüm bunlara bakarsak 31 Ekim – 1 Kasım’da gerçekleşecek olan Türk Cumhurbaşkanının Fransa’ya resmi ziyareti ikili ilişkilere olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Fransa yavaş yavaş Türkiye’de etkisini kaybeden Almanya’nın yerini almak istemektedir.

Yorumlar kapatıldı.