İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

23 yıl çalıştım 23 yıl sigortam çıktı; çünkü patronum Yahudi’ydi” dedi, Türklüğümden utandım

Kerim Korkut
Milletimle ilgili üçkâğıtçılık, dalavere söylentileri öteden beri beni rahatsız eder… Yahu biz bu kadar hırsız bir millet miyiz? Yukarıdaki ifadeyi bir Türk’ün yanında çalışan birinden bugüne kadar duymadım. Hep işte “Ermeni bir patronum vardı, şöyle iyi adamdı…” diye anlatılır. Bu ülkede Ermeni, Rum, Yahudi ne kadar işveren var ki… Gerçi onların hepsi işveren. Yine de belli sayıdadır herhalde. Binlerce Türk patronun arasında birkaç Rum, Ermeni veya Yahudi’nin namı yürüyorsa bilmem ki ne demeli… Dikkat ediyor musunuz, sahipleri Rum, Yahudi, Ermeni olan (yabancı demiyorum; çünkü onlar da bizden, bizim insanlarımız) iş yerleri kolay batmıyor; en büyük krizlerde bile direniyorlar. Ya bütün bu durumların bir nedeni olmalı?

 Yani elbette herkesi kastetmiyoruz ama iş dünyasında çalışanlarına dürüst davranmadıkları şeklindeki kötü şöhret Türk iş adamlarının itibarını da düşürüyordur mutlaka. İş hayatında güvenden daha önemli bir şey olamaz. Bir işverenin sermayesi ticari itibarıdır. “Kanunsuz ve keyfi işçi çıkarıyor, işçilerin sigorta primlerini ödemiyor ya da eksik yatırıyor, maaşlarını vermiyor ya da geç veriyor, tazminat alacaklarını ödemiyor…” gibi söylentiler o işvereni bitirir.
Türklere ait iş yeri battığı zaman orada çalışanlar da batıyor. Duyduklarımıza göre Ermeni, Yahudi, Rum patronlar zaten pek iflas etmiyorlarmış da eğer şirket zor duruma düşerse patron evini, arabasını satıp işçilerin alacağını veriyormuş.
Sevgili Türk işverenler, Ermeni, Rum, Yahudi patronlar işçilerine hakkaniyet ölçüsünde davrandıkları için batmıyor, siz ise tersi olduğu için batıyor olabilir misiniz acaba? Bir işverenin sermayesi itibarı, güvencesi çalışanlarıdır. Size çalışanlarınız para kazandırır, başka hiçbir şey değil…

Yorumlar kapatıldı.