İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

IŞİD’in Su Kaynaklarını Bir Silah Olarak Kullanması

Dr. Tuğba Evrim Maden, Araştırmacı, ORSAM Su Programı
Son dönemlerde IŞİD’in bölgedeki hamleleri sürecinde su kaynakları ve yapılarına (barajlar, boru hatları, sulama kanalları vb.) müdahaleleri “su kaynaklarının” stratejik önemini tekrar gündeme getirmiştir. IŞİD, koyduğu kurallara karşı direnen köylerde suyu keserek, suyu bir silah olarak kullanmaktadır. Yarı kurak- kurak iklim kuşağından yer alan Irak’ta son yıllarda yağış oranları düşmüş, özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelerde su kullanımı artmış ve su kaynaklarının yanlış yönetimi ve nakil hatlarında meydana gelen kaçaklar nedeniyle kullanılan suyun yüzde 50’si israf edilmiştir ve edilmektedir.

***
1990’lı yıllardan itibaren suyun ve su kaynaklarının kıt olduğu bölgelerde bir savaş veya çatışma nedeni olabileceğine ilişkin senaryolar üretilmiş ve birincil olarak da bu senaryolar için Ortadoğu örnek gösterilmiştir. Çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Ortadoğu’da su kaynaklarının devletlerarası ilişkilerde işbirliği veya çatışma nedeni olabileceği geçmişte tecrübe edilmiştir. Bu durumda, devletlerin politik niyeti suyun durumunu şekillendirmektedir. Diğer yandan ise su kaynakları, çatışma ve savaşlarda karşı tarafı zayıf düşürmek için kontrol edilmeye çalışılan ve saldırılarda ilk hedef olan yerler arasındadırlar.
Son dönemlerde IŞİD’in bölgedeki hamleleri sürecinde su kaynakları ve yapılarına (barajlar, boru hatları, sulama kanalları vb.) müdahaleleri “su kaynaklarının” stratejik önemini tekrar gündeme getirmiştir. IŞİD, koyduğu kurallara karşı direnen köylerde suyu keserek, suyu bir silah olarak kullanmaktadır.
Yarı kurak- kurak iklim kuşağından yer alan Irak’ta son yıllarda yağış oranları düşmüş, özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelerde su kullanımı artmış ve su kaynaklarının yanlış yönetimi ve nakil hatlarında meydana gelen kaçaklar nedeniyle kullanılan suyun yüzde 50’si israf edilmiştir ve edilmektedir. (BM, Mart 2013). Irak halihazırda su sıkıntısı çekmektedir. Irak’ta su kaynaklarının yaklaşık 85’i tarımda buğday üretmek amacıyla kullanılmaktadır. IŞİD’in barajları kontrol edip, su vermemesi buğday üretimini ve hayvancılığı olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, barajlar içme suyu ve elektrik üretiminde de kullanılmaktadır. Bu müdahale içme suyu sağlanımını ve elektrik üretimini olumsuz etkilemiştir. Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde barajları kontrol etmeye başlayan IŞİD, yaptığı su kesintileri ile insanların susuz kalmasına, alternatif sağlıksız su kaynaklara yönelmesine,  su kökenli hastalıkların artmasına ve insanların başka bölgelere göç etmesine neden olmaktadır.
Kronolojik olarak IŞİD’in Irak sınırları içerisinde kontrol ettiği barajlar;
IŞİD, Nisan 2014’te Fırat nehri üzerinde bulunan ve kontrol altına aldığı Felluce’de, Felluce  barajının kapaklarını açarak, Irak ordusunun şehre yaklaşmasını engellemiştir. Ortaya çıkan taşkından 40 bin kişi etkilenmiştir.
Haziran 2014, Fırat nehri üzerinde bulunan ve hidroelektrik enerji üretiminde büyük önem taşıyan ve Irak’ın ikinci büyük barajı olan Haditha, IŞİD’in eline geçmemesi için Irak güçlerince yoğun bir şekilde korunmuştur.  Irak’ın elektrik enerjisinin yüzde 30’unun karşılayan bu barajın çevresinde çatışmalar halen devam etmektedir. IŞİD’in geçen haftadan itibaren Anbar’ı kuşatmaya başlaması ile Haditha Barajının IŞİD eline geçmesi gündeme gelmektedir. Haditha barajı Irak’ın elektrik enerjisinin yüzde 30’unu ve Bağdat’ın içme ve sulama ihtiyacını karşılamaktadır. Söz konusu barajın IŞİD’in kontrolü altında olması Bağdat’ın su ve enerji güvenliğini de kontrol altında tutacaktır.
8-13 Ağustos 2014 tarihleri arasında IŞİD’in kontrolü altında olan Musul Barajı, Irak’ın en büyük barajıdır. 1984 yılında inşası tamamlanan baraj Musul’un yaklaşık 50 km kuzeybatısında yer almaktadır. Baraj içme suyu, hidroelektrik, sulama ve taşkın koruma amacıyla inşa edilmiştir. Dicle nehri üzerinde inşa edilen barajın 750 MW elektrik üretme kapasitesine sahiptir. Bu rakam Irak’ta 675 bin konuta elektrik sağlanması demektir. Toprak dolgu olarak inşa edilen baraj, marn, kireçtaşı, jips (alçı taşı) , anhidrit, kil ve kırıklı kireçtaşı diziliminde bir zeminde inşa edilmiştir. Musul barajı gövdesi altındaki kayalar suyla tepkimeye girebilen karstik yapılardır ve zamanla karstik yapıların doğasında bulunan büyük obruklar ve göçükler ortaya çıkmaktadır. Barajın söz konusu bu sorunu barajda su tutulmaya başlandığında fark edilmiş ve 30 yıldır baraj gövdesi ve rezervuarında büyük göçükler meydana gelmiştir. Baraj stabil değildir ve hala sızıntılar söz konusudur. Barajın rehabilitasyonu için çimento enjeksiyonları yapılmaktadır. Baraj, çatışma sürecinde tadilat edilmemiştir. Baraj, yıkılma ihtimali ve yaratacağı taşkın nedeniyle hem Musul hem de Bağdat için büyük tehdit oluşturmaktadır.
Eylül 2014, IŞİD’in kontrolü altına alınan Khalis/Sudur Barajı, Dicle nehri üzerinde ve Bağdat’ın kuzeyinde bulunan bu baraj Balad Ruz (Diyala’nın güneydoğusu ve yoğun olarak Şiilerin yaşadığı) bölgenin su ihtiyacını karşılamaktadır. IŞİD, Sudur barajını kontrol ederek bölgeye verilen su akışını kesmiştir.
Bölgede suyun hayati önemine vakıf olarak hareket eden IŞİD, su kaynaklarının bölgedeki diğer fosil kaynaklar gibi stratejik güç amacıyla kullanmaktadır. Bölgede, su kaynaklarının kontrolü, en az enerji hatlarını ve petrol kuyularını yönetmek kadar büyük bir önem arz etmektedir. Su kaynaklarının kontrolünün bölgede su güvenliğini tehdit etmesinden endişe duyulmaktadır.

Yorumlar kapatıldı.