İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Davayı kazansalar bile binayı alamayacaklar

Canan Coşkun/Cumhuriyet
Patrikhanenin otele dönüştürülen Sansaryan Han için hukuk mücadelesi sürüyor. Türkiye Ermenileri Patrikhanesi tarafından Sirkeci’de bulunan gerçek adı “Sansaryan” olan tarihi hanın iadesi için açılan davada ret kararı veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme kararında patrikhanenin talebini haksız bulmadı ama yetkisi olmadığı için idare mahkemesini adres olarak gösterdi. Ermeni Patrikhanesi avukatı Ali Elbeyoğlu, hukuki mücadeleye devam edeceklerini ancak davayı kazansalar bile tarihi binayı, 20 yıllığına bir otele kiralandığı için geri alamayacaklarını söyledi. Elbeyoğlu’na göre kararın sevindirici bir yanı da var. Davanın mahkeme tarafından kabul edilmesi Türkiye Ermeni Patrikliği’nin tartışma konusu olan tüzel kişiliğinin tanınması anlamına da geliyor. (Çok daha önce Hahambaşılık ile ilgili benzeri bir karar var. Yetimhanenin tapuda Ekümenik patriklik adına kaydedilmesi de en önemli belge. Ancak altı doldurulmamış, cemaatin tüzel kişiliği tanınmadan tanınacak tüzel kişilik mevcut yasalara göre ancak yeni bir cemaat vakfı olur ki bu da yarardan çok zarar sağlar. Bu halde kalması çok daha iyi. HYETERT)

Darbe dönemlerinde birçok aydının işkenceden geçtiği Sirkeci’deki Sansaryan Han’ın Ermeni Patrikhanesi’ne iadesi ile ilgili İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında Sansaryan Vakfı’nın kuruluş tarihinde geçerli olan İslam hukuku hükümlerine göre tescillendiği, eğitime destek amaçlı bir sosyal yardım vakfı olduğu belirtildi. 1929 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, dava konusu taşınmazın Sansaryan Vakfı’na ait olduğunun kayıtlara geçtiği, mütevellisinin Ermeni Patrikhanesi olduğu kaydedildi.
İl Özel’e 1952’de verildi
İstanbul İl Özel İdaresi’nin, Evkaf Bütçe Kanunu’nun 4. maddesine göre Sansaryan Vakfı Mütevellisi Ermeni Patrikhanesi aleyhine İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açarak hanın idaresinin kendisine verilmesini istediği anımsatıldı. Dava sonucu hanın yönetiminin İl Özel İdaresi’ne geçtiği, idarenin hanın kendi adına tescilini istediği, Tapu Sicil Müdürlüğü’nün de talebi reddettiği belirtildi. Ret kararı üzerine İstanbul Valiliği’nin 8 Ağustos 1951’de Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne itiraz ettiği,Tapu Komisyonu’nun itirazı kabul ederek 1952 yılında İl Özel İdaresi adına tescil edildiği kaydedildi.
Gerekçeli kararda, Vakıflar Umum Müdürlüğü’nün 1936 tarih ve 779 No’lu kararı ile Sansaryan Vakfı’nın şartlarını bildiren belgesinde gösterilen mektebin ortada olmadığı, vakfın mazbut (yönetimi devlete geçmiş) vakıflar arasına alınmasına karar verildiği anımsatıldı. Gerekçeli kararda, 1936 tarihli kararın idari bir işleme dayandığı, değerlendirme yapması gereken makamın idare mahkemesi olduğu bildirildi.
Patrikhanenin tüzel kişiliği tanındı
Mahkemenin kararını gazetemize değerlendiren Ermeni Patrikhanesi avukatı Ali Elbeyoğlu, en büyük problemlerinden birinin patrikhanenin tüzel kişiliğinin tanınması olduğunu belirterek, “Patrikhanenin tüzel kişiliği tartışmalı olunca dava açıp açamayacağı da tartışılıyor. Mahkeme, davayı kabul ederek Türkiye Ermeni Patrikliği’nin tüzel kişiliğini kabul etti. O açıdan bizim açımızdan sevindirici oldu bu karar” dedi. Gerekçeli kararın tüzel kişilik açısından aleyhlerine olmadığını vurgulayarak, “Mahkeme ‘haksızsınız’ demiyor. ‘Burada ben yetkili değilim. El koyma kararına karşı idari yargıda dava açın’ şeklinde karar verdi” dedi. Davanın telafisi mümkün bir şekilde reddedildiğini aktaran Elbeyoğlu, “Bunu temyiz edeceğiz. Yargıtay aşamasında ‘yeni bir idari dava açmaya gerek yok. Zaten tamamıyla hukuka aykırı, bunun tespit edilmesine gerek yok’ şeklinde savunmamızı yapacağız” dedi.
‘İki tuğladan ibaret değil, anılar var’
Avukat Elbeyoğlu, binanın 2 tuğladan ibaret olmadığını, manevi değeri çok fazla olduğuna işaret ederek, “Burası Ermeni yetim çocukları için tahsis edilmiş bir bina. Daha sonra Türkiye’nin sağından soluna kadar bütün aydınların tezgâhtan geçirildiği, çok kötü anılarının olduğu bir bina” dedi. Davayı açarken her kesimden güzel destekler aldıklarını anlatan Elbeyoğlu, “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınıp da gerçek sahibine verilmesi yönünde çok güzel destekler oldu. Bir kültür merkezi veya hayır hizmeti için kullanılırsa belki acılar bir nebze hafifler diye düşündük” diye konuştu. Elbeyoğlu, “İhalenin iptali için çok uğraştım. İşkencehane olarak kullanıp, hayır hizmeti için tahsis edilmiş binayı hakaret eder gibi otele çevirmelerini hazmedemedim” dedi.
Hanın 18 Temmuz 2013’te ihaleye çıkarılarak otele kiraya verildiğini anlatan Elbeyoğlu, “Mahkeme aracılığıyla koydurduğumuz tedbir kararı var. Bir binayı uzun süreli kiraya vermek mülkiyetiyle alakalı bir durum. 1 sene kiraya verilse dava bitiminde binamızı alırız ama onu da yapamayacağız. 20 yıllığına kiraya verildiğinden dava bitiminde alamayacağız. Patrikhane oteli ne yapsın? Bize verilinceye kadar kültür merkezi olarak kullanılsaydı bari” ifadelerini kullandı.

Yorumlar kapatıldı.