İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

11 Eylül 1922: Bursa’nın çoketnili yapısı kesin olarak son buldu

Kemalist kuvvetler 11 Eylül 1922 tarihinde Şükrü Naili Paşa komutasında Bursa’ya girdi. 1915 yılından itibaren Ermeni ve Rum nüfusundan büyük ölçüde arındırılmış olan şehrin çoketnili yapısı, halen resmen “kurtuluş” olarak adlandırılan bu günde kesin olarak son buldu… Ermeni soykırımı esnasında şehrin Ermeni nüfusunun yaklaşık %95’lik bir kısmı yok edildi. 1 Eylül 1915 tarihli resmi bir kayıtta kazalarıyla birlikte Bursa’da 33.427 Gregoryen Ermeni bulunuyordu. Soykırımdan hemen sonraya tarihlenen bir nüfus kaydına göre ise kazalarıyla birlikte Bursa’da sadece 522 Gregoryen Ermeni kalmıştı, yani Gregoryen Ermeni nüfusunun %95’i imha edilmişti.

***
Kemalist kuvvetler 11 Eylül 1922 tarihinde Şükrü Naili Paşa komutasında Bursa’ya girdi. 1915 yılından itibaren Ermeni ve Rum nüfusundan büyük ölçüde arındırılmış olan şehrin çoketnili yapısı, halen resmen “kurtuluş” olarak adlandırılan bu günde kesin olarak son buldu. Bursa’nın içinde ve civarında yaşayan az sayıda Rum, Lozan Anlaşması uyarınca mübadele kapsamına alınarak Yunanistan’a gönderildi. Böylece bu şehirde de binlerce yıllık bir tarih, köklerinden sökülerek yok edildi.
İttihat ve Terakki Fırkası’nın uygulamaya koyduğu ulus devlet projesi, Anadolu’nun Sünni Müslüman olmayan halkları için felaketle sonuçlandı. Anadolu’nun Ermeni nüfusunun neredeyse tümü 1915-16 arasında soykırıma tabi tutularak öldürüldü. Keza Anadolu’nun Rum nüfusu da 1915-16 arasında yoğun bir katliam ve tehcire tabi tutuldu; kıyı bölgelerinde yaşayan Rumlar, düşmanla işbirliği yapabilecekleri gerekçesiyle iç bölgelere tehcir edildi. O günlerde henüz savaşa girmemiş olan Yunanistan’ın birbiri ardına verdiği sert notalar, Rumların da Ermenilerle aynı yöntemle yok edilmesini bir süreliğine engelledi. Ancak bilhassa kıyı bölgeleri Rumsuzlaştırıldı, yerlerine Balkanlardan gelen Müslüman muhacirler yerleştirildi.
Bursa da tüm bu gelişmelerden muaf değildi. Ermeni soykırımı esnasında şehrin Ermeni nüfusunun yaklaşık %95’lik bir kısmı yok edildi. 1 Eylül 1915 tarihli resmi bir kayıtta kazalarıyla birlikte Bursa’da 33.427 Gregoryen Ermeni bulunuyordu. Soykırımdan hemen sonraya tarihlenen bir nüfus kaydına göre ise kazalarıyla birlikte Bursa’da sadece 522 Gregoryen Ermeni kalmıştı, yani Gregoryen Ermeni nüfusunun %95’i imha edilmişti.(1)
Aynı nüfus kayıtlarına bakıldığında, 1915 yılında şehrin kazalarıyla birlikte 59.876 olan Rum nüfusu, 64.392 kişiye çıkarak %7 civarında bir artış göstermişti. Bunun sebebi, özellikle Çanakkale, Balıkesir, Ayvalık yörelerinde yaşayan Rumların Bursa ve havalisine tehcir edilmeleriydi. Ancak şehrin içinde Rum nüfus neredeyse tümüyle ortadan kalkmıştı.(2)
Bir sene gibi kısa bir sürede şehrin demografik yapısı hızla değişti. Şehre tümüyle Türk/Müslüman/Sünni unsurlar hakim oldu. Ermenilerden ve Rumlardan ele geçirilen taşınır/taşınmaz mallar şehrin Müslüman ileri gelenlerine ve katliama katılan askeri liderlerine dağıtıldı. Ancak şehirdeki üretim ve ticaret hayatını büyük ölçüde ellerinde tutan Ermeni ve Rumların yokluğu, şehrin ekonomik ve sosyal anlamda hızla çökmesine neden oldu.
1920 yılında Bursa Anadolu içlerine yürüyen Yunan ordusu tarafından işgal edildi. İşgal hareketi, İttihat ve Terakki politikalarından bıkıp usanmış olan şehir halkı üzerinde pek olumsuz bir etki yaratmadı. Yaklaşık iki yıl süren işgal , şehrin geçmiş yıllara göre daha sakin geçen bir dönemi oldu. Yunanistan’da barış yanlısı devasa işçi gösterilerinin ve birbirini takip eden genel grevlerin baskısından bunalan Venizelos hükümetinin orduyu geri çekmesi üzerine, 11 Eylül 1922’de Bursa Şükrü Naili Paşa komutasındaki birlikler tarafından ele geçirildi.
Kemalistler ilk iş şehirde Yunanlılarla işbirliği yapmakla suçladıkları kişileri idama mahkûm etmek suretiyle, mevcut ve potansiyel muhaliflerini ortadan kaldırdılar. İkinci adım olarak da şehrin hayatta kalmayı başarmış olan Rum nüfusunun üzerindeki baskıyı daha da yoğunlaştırdılar. Bursa havalisinde yaşayan birçok Rum, her şeyini bırakarak gitmek canını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldı.
Avrupa’da patlak veren devrimci dalganın ve art arda yaşanan devrimlerin yarattığı siyasi konjonktürden faydalanan kemalistler, Lozan Konferansı’nda emperyalist devletlerle masaya oturarak barış anlaşması imzaladılar. Lozan anlaşması Ermeni soykırımı tümüyle görmezden geldiği gibi, Rumlara yönelik tehcir ve soykırım politikalarını da dikkate almadı, aksine mübadele ile Anadolu’da tutunmayı başarmış son Rumların da Anadolu’dan kovulmasının önünü açtı. Böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin başlattığı ulus devlet projesi, sonsuz bir kan ve gözyaşı deryası pahasına büyük ölçüde tamama erdirilmiş oldu.
Dipnotlar: (1) – BOA DH. ŞFR. D. 55 / 139. 10 L 1333 / 21 Ağustos 1915. (2) – BOA DH. ŞFR. D. 61 / 192. 1 Ca 1334 / 6 Mart 1916.
Fotoğraf: Mustafa Kemal, 11 Eylül 1924’te Bursalılara hitap ederken.

Yorumlar kapatıldı.