İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye, Ermeniler ve 1915 Katliamları- 4.

 “Yüzyıllarca iç, içe yaşamış, Ermeniler ve Kürtler akrabadır aslında, aynı Kürtlerin Türklere akraba olduğu gibi. Kız alıp vermiş, aynı bahçenin meyvelerini yemiş, aynı topraklarda hayatlarını kaybetmişlerdir. Ama sonuç olarak birbirlerinin torunlarını acımadan cahil bir anlayışla katletmişlerdir. Tarihlerin her döneminde ayrı bir düşmanlıkları var, ayrı bir kırım ayrı bir intikam. Kürtler ve Ermenilerin akrabalığından bahseden Türk Tarihçiler aslında Annelerini unuturlar, bir de Sarı Gelin’i hatırlasalar.” Ermeni-Kürt medeniyetleri yüzyıllarca bir arada yaşamış birbirlerini çok iyi tanıyan ve kültürel benzerlikleri olan iki ayrı halktır. Bu iki halk arasında ki bağ Zerdüşt dinine dayanmakla beraber, bu iki medeniyetin en iyi tarihi geçmişini Ruslar bilmektedir.

Sebebi ise, Kürtlerin savaşçı ve sürekli tarımla uğraşmaları, Ermenilerin de tüccarlık ve zanaat alanında verdikleri ağırlık nedeni ile tarihi ve fen-i bilimlerden uzak kalmalarıdır. O nedenle Kürt tarihinde ki kalıntılar sınırlıyken, Ermenilerin kalıntıları çalışma alanları gereği biraz daha fazladır. Kürtler dine olan bağlılıkları nedeni ile feodal yapıdan kurtulamamışlardır. Aslında bakmak gerekirse İslamiyet’i kabul etmeden önce ki dönemlerde Kürtler daha çok araştırma gereği duyan bir toplum olmakla öne çıkmışlardır. Bunu Avrupa’da o dönem yazarları kendi yazıtlarında dile getirmişlerdir. Bunların en önemlisi Herodot’un yazdığı yazılardır. Ermenilerin dine bakış açısı Kürtlerin bakış açısına göre daha esnektir. Kürtler Koçerliği (Verimli ovalar ve dağ kenarlarını), tercih etmiştir. Bunu sebebi ise tarım ve hayvancılığın geçim kaynağı olmasıdır. Ermeniler daha çok yerleşik hayatı benimsemişlerdir, o nedenle Kürtlere göre yaşamları daha konforludur. Eğitim alanında Kürtlere göre baya önde olan Ermeniler, Kürtlerin savaşçı yeteneklerinden çok kez faydalanmışlardır. Nüfus olarak Kürtler daha yoğun bir nüfusa sahip olduğu için Ermeniler Kürtçeyi iyi bilmektedirler.

                 
Yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış ve kendi kültürlerinde, tarihlerinde aynı kaderi paylaşmış bu iki medeniyet neden bu katliamlara bulaşmış ve birbirlerini yok etme politikasına girişmişlerdir?
                
Her iki halk 1850’lere kadar hiçbir sorun yaşamdan bu problemlerin ortaya çıkma nedenlerinin en başında Cehalet gelmektedir. Sonra ki en büyük neden ise, sürekli istilalara uğramaları, katliamlar ve başka medeniyetlerinin emrinde yaşama, bu iki halkın da bağımsız bir devlet kurma düşüncesini ortaya çıkarmıştır. En büyük temel sebepler bence nedenlerdir. Şimdilerde ise Türk yazarların ve tarihçilerin Ermeni katliamını Kürtlere mal etmek istemelerinin altında yatan temel neden bu iki halkında zamanında ne kadar iyi kullanıldığının göstergesidir. Şaşırtıcı olan taraf şudur ki madem Kürtler sizin kardeşiniz ve vatandaşınız, bu katliamı Kürtler yapmış sayılmış olsa da bunu sonuç itibari ile Babıali yapmadı mı? Bu ülkede Kürtler mecburi askerlik yapıyor, yaşamak da Ermeniler de öyle. Siz emir verince biz öldürürsek suçlusu kim oluyor? Yani işinize gelince Kardeş, işinize gelmeyince tehditler, ölümler ve zulümler başlıyor.
                   
Ermeni katliamlarına dâhil olan Kürtler vardır, ama bu katliam niteliğinde ki söylemlerin temelini başka nedenler oluşturmaktadır. Bu nedenlerin başlıca sebepleri, Hamidiye alaylarının bölgede ki Ermenileri katletmeye yönelik söylemlerdi. Bu söylemlerin Ermeniler arasında yaygınlaşması, Ermenilerin Kürtlere saldırmasına ve bölgede Kürt köylerine yaptığı baskınlarla karşılıklı hale gelmiştir. Oysa Cıbranlı aşireti ve Osmanlı miralayı olan Hamit bey Bölgede tamamen bağımsız bir Kürt devleti kurmak adına, Osmanlı devletinin verdiği silahlar ve atlarla yeni bir isyana hazırlık yapmayı planlamıştı. Oysa kendi içinde ki akrabası ve Bitlis sorumlusu İdris tarafından ihanete uğramış Kars’a kaçarken yakalanmış ve öldürülmüştür. Daha sonraki dönemlerde Hamidiye alayları bölgede Osmanlı birlikler ile büyük kıyımlar gerçekleştirmiştir. Bu atlı süvarilerin içinde Kürtler ve Kürt aşiretlerde vardı. Ama o dönem Ermeni askerler ve Komutanları bile olduğu bilinir. Çünkü  bu ülke vatandaşıysanız ve askerlik yapmanız için ne olduğunuz önemli değildir. Ya öleceksiniz, ya da öldüreceksiniz, fikrinin ötesinde bir mantık yoktur. Hatta 1913’ler de Osmanlı devletinde askerlik yapan Ermeni sayısı 1500 olduğu söylenmektedir. Aynı zamanda 1918’lerde Osmanlı komutanlıklarında önemli görevler alan Ermeniler kendi cellatlıklarını üstlenmişlerdir. Hainlik Sadece Ermeniler içinde değil aynı zamanda Kürtlerin içinde de vardır. Yoksa bu zamana kadar halen ölmekle, kalmak arasında kalmazlardı.
                
M.Kolerovun, makalesine göre, “Ermenistan’ın jeopolitik zayıflığı ve Kürtlerin devlet sahnesine çıkmaları, nesnel olarak Ermeni siyasetinde garanti sistemleri arasında-Askeri olarak Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, ODKB/CSTO’da, siyasi olarak ABD ve NATO’da sağlıklı seçim yapabilme sorununu değil ama Dağlık Karabağ’ın kontrolü meselesinde çok önemli olmayan bir sorunu (demografik ağırlığa göre ) öne çıkarıyor. Zira tarih boyunca Ermenilerle anlaşmış Kürtler, Osmanlı devleti dönemindeki 1915 yaptığı soykırıma katılmışlardır.”
               
Kürtlerin katliamlara katıldığını söyleyen Rus yazar, aslında olayların yaşandığı bölge hakkında hiçbir şey bilmeden olaya taraflı yaklaşmışlardır. “Katliam, ölüm görmemiş, kanın kanla yıkandığı bu dönemlerde bir yazar ne kadar doğruyu yansıtabilir. Şu anda Türkiye’de hayatta kalan Ermeniler varsa bu da Kürtlerin sayesindedir”
                
Kürt ve Ermeniler arasında ki bu kanlı dönemi, Yazar ve Dilbilim Uzamanı, Aziz Mamoyan, şu yazısı ile anlatmaktadır.
                      
“Hainler ve Suçlular kendi halklarından değildir.”
                  
Vazgen Kazarya’nın, ünlü Ermeni bilim adamı ve yurtseveri Stepon Bogosyan’a gönderdiği mektuba bir bakalım. “Xanasor eylemi” Ermeni milletinin hafızasında korunduğu gibi, (kutsal bir eylemmiş gibi) gerçekleşmemiş? Bununla ilgili ne demek istiyorsunuz? Ey Ermeniler, eğer şimdiye kadar ermeni fedailerinin (hayduk) silahlılarını, kadın ve çocuklara ateşlenmedi mi! demek istiyorsunuz. Bunu mu göstermek istiyorsunuz? “Bu katliamda çocuk ve kadınların da katledildiğin göstergesidir.”
           
(Kaynak; Ermeni Aryanlar, (2005), Zovarmari, Ermarilerin sesi sitesinde yayınlanmıştır)
                  
Xanasore Eylemi 25-27 Temmuz 1897 yılında, Ermeni savaşçılarının Mazrik Kürt Aşiretleri ittifakına saldırısıdır. Taşnak partisi tarafından, onların savaşçı güçlerini yok etmek ve intikam eylemi olarak hazırlanıp icra edilmiştir. 25 Temmuz 1897 tarihinde, şafak vaktinde 250 Ermeni savaşçısı bir baskınla Mazrik Aşiretine saldırıp zafer kazandıklarını 27 Temmuz’da ilan etmişlerdir. (Kaynak, Nairlend.com sitesi).
                 
3 günlük savaşta, Mazrik aşireti yok olmuş, kadın ve çocuklara dokunmadık deseler bile, yukarıda olan mektuba göre herkesi ayırt etmeden katletmişlerdir. Zaten Şafak vaktinde herkes yatağındayken, kadınlarla, çocukları nasıl ayırt etiler oda farklı bir yalanın neticesi. Bu baskın sonucu 40 bin insan katledilmiş ve 20  Ermeni fedaisinin ölümüyle sonuçlanmıştır. Bu olay 1915’den 18 yıl önce meydana gelmiştir. Bu eylem sonucu bir Kürt kuşağı yok olmuş ve 1915 kadar yeni bir Kürt kuşağı oluşmuştur. Bu katliamdan sonra, kin ve öfkenin intikam duygusu elbette ki Kürtlerin Osmanlı yanında olmasında büyük bir etki yaratmıştır. Daha sonrada Ermeniler 1915’de verdikleri göçler sonucu Kürtlerin yoğun oldukları Pampa köyünde yerleşip, daha sonra bir gece orda yaşayan Sorkuli köyündeki bütün Kürtleri katletmişlerdir. Bu dönem içinde, bunları resmedecek kimsenin olmaması, Kürt halkının ne kadar geri kaldığını ve sahipsiz olduğunun göstergesidir. Çünkü o dönem Ruslar Ermenileri desteklerken, Osmanlı Kürtleri hep kullanmışlardır. Ermeniler halen Xanasor katliamını zafer türküleri ve sevinçleri ile kutlamaktadırlar.
                
Aslında bu dönemlerde Osmanlı Halklarının tamamı zarar görmüştür. Bu insanlık dışı siyasetler yüzünden insanlık dışı darbeler ile karşı karşıya kalmışlardır.
             
Şunu içimiz yanarak söylemeliyiz ki, bu kadar zulüm ve eziyet görmelerine rağmen, bazı noktalarda onlarında günahları olmuştur. Dönem içinde büyük aydınları ve elitleri olmadıkları için okuyamadıklarından organize hareket etmekten yoksun ve cahildiler. Bu nedenle hem Kürtler hem Ermeniler başka güçlerin elinde silah olmaktan kurtulamamışlardır. Provokasyonlara ve oyunlara gelerek bu oyunları ve sahneleri tekrardan meydana çıkarmaya çalışanlar, tekrardan ortaya çıkan Kürt ve Ermeni birliğini yıkmak mücadelesindedir.
                      
Devam Edecek.

Yorumlar kapatıldı.