İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ha IŞİD kafası, ha bu kafa

Sermet Atadinç
Gerici basın kurumlarından biri Troia Festival’i kapsamında ‘Bienaldeyiz’ grubu tarafından düzenlenen “dilek bağı” etkinliğini karalamak adına öyle bir yaklaşım içersine girmiş ki; akılara hemen IŞİD‘ın kendi inanç ve mezhepleri dışındaki insanlara uygulamış olduğu vahşetin dayandığı mantığı getiriyor.‘Dilek bağı’ etkinliği son derece açık, basit, anlaşılabilir ve sade, insanca, barış kültürüne katkı sağlamak adına vatandaşların gerçekleştirdiği bir etkinlik olmasına rağmen, gericiliğin sesi haline gelmiş bu gazete tam bir IŞİD kafasıyla vermiş veriştirmiş…Bir sürü safsata ile gözden düşürmeye, hedef göstermeye çalışarak; üstlenmiş olduğu rol için kendine alan çalan bu medya kuruluşunun tavrı dinler, mezhepler, etnik kimlikler üzerinden sürdürülen çatışmaların teşvikinden başka bir anlam taşımıyor.

Bu gerici medya  etkinliği düzenleyenleri şer odağı ilan ederek, çarpıtmak adına öylesine değerlendirmelerde bulunmuş ki; provokatif  tavrın böylesi akıllara zarar  demekten başka bir şey söyleyemiyor , insan.
Önce neler yazdıklarını bir hatırlayalım;
“Diyalog faaliyetlerine  yeni nefer çanakkale!
Son yıllarda Türkiye’de hoşgörü ve dinler arası diyalog adı altında maksatlı bir çalışma yürütülüyor. Başta Hatay, Şanlıurfa, Mardin ve Antalya olmak üzere dinler bahçesi açılıyor, Hz. İbrahim’in Yolu adı altında Şanlıurfa’dan İsrail’e güvenli yol inşa ediliyor. Bu da yetmezmiş gibi kilise ile cami aynı avluda buluşturuluyor. Her gün bir ifsat faaliyeti daha hayata geçirilerek zihinler bulandırılıyor. Bunun son örneği Çanakkale’de yaşandı. 51. Troia Festivali’nde cami kilise ve havra birleştirildi. Buna bahane olarak da barış ve hoşgörü naraları atıldı.
Çanakkale’de 51’incisi düzenlenen ‘Troia Festivali’ kapsamında bir araya gelen kadınlar; cami, havra ve eski kiliseye, barış ve kardeşlik mesajları yazılı kumaş parçaları bağladı. Tek hak din olan İslam’ı özünden koparmak, batıl dinlerle sentezlemek amacıyla yürütülen dinler arası diyalog projesinin tüm yurda yayıldığının bir göstergesi olan Troia Festivali’ne katılan Bienaldeyiz Grubu üyesi bir grup kadın, ‘Dilek Bağı’ adını verdikleri etkinlik kapsamında Fevzipaşa Mahallesi’ndeki havra önünde toplandı. Havranın duvarına bağlanan bir ip, aynı mahalledeki Tıflı Camisi, ardından da eski kiliseye kadar uzatıldı. 3 ibadethaneyi dolaştırılan ipin diğer ucu, Çanakkale Boğazı’nda denize bırakıldı. Etkinliğe katılanlar, 3 ibadethaneyi birbirine bağlayan ipe, üzerine çeşitli dileklerini yazdıkları kumaş parçaları astı. İpe sapa gelmez açıklama
Dinler arası diyalog mesajları içeren etkinliğe Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da katıldı. Gökhan batıl dinleri meşrulaştıran etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bu etkinliğin amacı barışa vurgu yapmak. Kültürler ve dinler arasındaki barışı vurgulanmak. Bugün dünyada savaşlar dinler üzerinden çıkıyor. Bütün bunlara karşı olduğumuzu, Çanakkale’de de bütün dinlerin bir arada yaşadığını göstermek istiyoruz. Bugün dünyada buna çok ihtiyaç var. Özellikle İslam dünyasında çok ihtiyaç var. Orta Doğu coğrafyasında insanların, kendi dini veya mezhebinden olmayanların katledilmesine karşı tepki vermesine ihtiyaç var. Yezidilere karşı yapılanlar, oradaki gayrimüslimlere hatta aynı din içinde farklı mezheplere yapılanlar maalesef hepimizin canını sıkıyor, yüreğini acıtıyor. Çocuklar ve kadınlar ölüyor, insanlar evsiz kalıyor. Çanakkale’de barış ortamını yaşayabiliyor olmanın mesajını vermek için bunu yaptık. Umarım mesaj yerine ulaşır” dedi.”
Tüm bu safsatalar üzerine esasında söylenecek bir şey yok, gülüp geçmek lazım.
Fakat bu değerlendirmenin bazı kodlarını analiz edersek amaçlarının ortaya çıkarılmasını daha görünür hale getirmiş oluruz.
Bu çalışma hoşgörü ve dinler arası diyalog adına maksatlı bir çalışmaymış, barış ve hoşgörü görüntüsü adı altında tek hak din olan İslam’ı özünden koparmak, batıl dinlerle sentezlemek amacıyla yürütülen dinler arası diyalog projesinin bir parçasıymış.
Çarpıtmanın bu kadarı da olmaz gerçekten.
Bunları okuyunca ‘Basın Özgürlüğü’ panelinde gazeteci İsmail Saymaz’ın yandaş medya haberlerinin yalan, saçma kurgular üzerinden yapılan manipülasyon çabaları noktasındaki değerlendirmesine bir kez daha hak verdim.
Yapılan etkinlik ;”İslam’ı özünden kopartıp, batıl dinlerle sentezlemek” çalışmasıymış, bizzat bu dezenformasyon çabası din maskesinin ardına sığınarak barış kavramını itibarsızlaştırmak girişimidir.
Bugün Ortadoğu’da IŞİD’ci teröristlerin de yaptığı budur.
Haberde dikkat ederseniz bir nokta var ki; bu kafa yapısının kadın noktasındaki yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymakta; “Çanakkale’de 51’incisi düzenlenen ‘Troia Festivali’ kapsamında bir araya gelen kadınlar” olarak etkinliğin öznesi haline getirdiği kadınları bir anlamda hedef göstermekte ve üzerlerine ipe sapa gelmez açıklamaları yazıkları kumaşları ipe astıklarını belirmektedirler.
Söylenmek istenen;’ zaten kadınlar ipe sapa gelmez işlerle uğraşırlar’ şeklindedir.
İpe sapa gelmez açıklamalar dedikleri; barış, sevgi, dostluk, dayanışma, hoşgörü, mutluluk dilekleridir.
Başkan Gökhan’ın etkinlikte yapmış olduğu konuşmayı batıl dinleri meşrulaştırmak olarak değerlendiren bu kafa gerçekten barış adına ciddi bir tehlikedir.
İnsanlığın din mezhep ve etnik kimlikler üzerinden çatışmasını meşrulaştıran, benim dinim benim mezhebim benim ırkım üzerinden sürdürülen tekçilik günümüzde insanlığın en büyük düşmanıdır.
Herkes kendi inancını, kimliğini, kültürünü özgürce yaşabilmelidir, kimse kimseye bu konuda müdahale etmemelidir.
Bu medya kuruluşunun yaptığı gibi bunu savunan insanları şer odakları olarak değerlendirerek, etkinliği ‘İslam’ı özünden kopararak batıl dinler ile sentezlemek’ gibi bir yaklaşım; tam da inançlar, kültürler, kimlikler üzerinden çatışmayı körüklemek demektir.
Bu haber sonrasında bir gelişme daha yaşandı.
Her fırsatta paralelciler üzerinden kendilerini aklamaya çalışan dünün işbirlikçilerinin bu gerici yayın karşısında internet dünyasında gizli kaleler yaratarak oradan yapılan bu haber için attıkları bir başlık var ki;  gericiliğin tüm aktörlerinin barış ve kardeşlikten ne kadar çekindiklerini gözler önüne koyuyor.
“Paralelci ihanet çetesinin diyalog oyunu Çanakkale’de” başlığı ile,  Milli Gazete’nin yaptığı haberi kamuoyuna aktaran bu cenah, barış kardeşlik adına yapılan bu eylemi düne kadar ortak hareket ettikleri paralel örgüt ile ilişkilendirerek başka bir cepheden barış kültürüne saldırı yolunu seçmiştir.
Ne dini gericilik, ne cemaat Çanakkale’de yükselen barış kültürünü engelleyemeyecektir.
Çanakkale barışı savunacaktır, halkların kardeşliğini savunacaktır, buna kimse engel alamaz,  Çanakkale’nin bu misyonu karalanamaz.
Başkan Ülgür Gökhan, bu değerlere sahip çıkan onurlu duruşuyla; kentimiz açısından önemli bir değerdir.
Gericilerin böylesi saçma  saldırılarına karşı bu kent her zaman onun destekçisi olacaktır.

Yorumlar kapatıldı.