İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye Ermeniler ve 1915 Katliamları-1-2

Fatih Tunç
Bu konuyla ilgili birçok eser ve birçok deneme ve makaleye şahit oldum. Herkes bilimsel bulgulardan çok, yazarların kendini yakın bulduğu tarafı haklı çıkarmaya çalışmış. Ortaya çıkan bu eserlerin hiç birinde neye uğradıklarını bilmeden yaşamını yitiren binlerce insanın neden katledildiği belirtilmemiş. Neden bir bebek öldürülür, neden bir annenin gözü önünde bebeği ateşe atılır? Bu soruların cevabını bulamadığım bu birçok kitaptan öte hepsinin bir sentezi olarak kendi yorumlarımdan çok halkın neler yaşadığını kaleme aldım.

Öncelikle Erivan (Ermenistan) ve Türkiye’deki Ermenilerin ideolojik bakış açıları ve karakteristik özeliklerinin bir olmadığını belirtmek de fayda var. Türkiye Ermenileri daha sadık ve daha saygılı olmakla beraber hep barış yanlısı olmayı ve geçmişiyle yaşamayı bilmiştir. Aile yapılanmasına göre Türkiye’de yaşayan Ermeniler bu konuda daha tutumludur. Genellikle Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde Kürt halkıyla iç içe yaşayan ve şehir yapılanmasında çok büyük katkıları olan halk, zaman içinde dini inançları nedeni bahane edilip sürgünlere ve katliamlara maruz kalmıştır. Dillerini çok iyi bilmelerinin yanın da Kürtçeyi de çok iyi bilmektedirler. Bunun nedeni ise ticaret alanında oldukça ileride olmaları ve pazar dilinin Kürtçe olmasından kaynaklıdır.                    
Ermeniler savaş kabiliyeti fazla gelişmekle beraber, toplum olarak cesareti kırılmış ve sürekli asimilasyonlara uğramış ve yaşamak için din değiştirmeyi kabullenmişlerdir. Bir zamanlar Kürtlerle iç içe yaşayan ve Kürtlerle hiç bir problemi olmayan Ermeniler, dini inançları yüzünden Kürtlerin baskılarına ve katliamlarına maruz kalmışlardır. Bu konuları ikinci yazımda daha detaylı bir şekilde ele alacağımı belirtmek isterim.  
Ermenilerin Türkiye’de nüfus olarak 1915 öncesi, Ağrı, Van, Muş, Bitlis, Horasan, Mardin, Kars, Amed ve Dersim bölgelerinde yaşadıklarını belirtmekte fayda var. Bölgede oldukça iyi faaliyetleri olan Ermeniler, neden ölümlere zorlandılar? Kürtler ve Ermeniler neden bir türlü anlaşılamadı? Hamidiye Alayların’da ki komutanlar kimlerdi ve Ermeni katliamlarına neden ortak oldular? 1915’de ne kadar insan hayatını kaybetti? Ermenilere karşı açılan bu savaşın nedeni ve sebepleri nelerdi? Bu yazdıklarım sadece bilgilendirme amaçlı yazılmış bir yazıydı.
Devam Edecek…
Türkiye, Ermeniler ve 1915 Katliamları – 2
Fatih Tunç
1-Ermeni Toplumu Tarihçesi
Kökenleri, Ermeni Folkloruna göre, Hayk adında efsanevi bir kişiye dayanır. Sonradan yapılan ve tarihi araştırmalar sonucu elde edilen bilgilere göre Yafes’in soyundan geldikleri ileri sürülmüştür. Aslında Yafes ve Hayk’ın aynı kişi olduğuna inanılır. İlk ve düzenli yerleşim yeri olarak Ağrı Dağı eteklerinde yaşayan bu topluluk zamanla bölgeden tamamen göçe zorlanmış ve günümüzde Ağrı bölgesinde Ermeni Kilislerinden başka bir yerleşik devamlılığı kalmamıştır.
Tarihin farklı farklı dönemlerinde başka devletlerin egemenliği altında yaşayan Ermenilerin, Osmanlı egemenliğine geçiş dönemi Fatih Sultan Mehmet döneminde, Akkoyunlu Devletinin Otlubelik savaşını kaybetmesi ile başlamıştır (1473).Osmanlı döneminde kendi inanç ve folklorlerini dilediği gibi yerine getiren Ermeniler Osmanlıyı benimsemiş ve zaman içinde kabullenmişlerdir. Bundan sonra ki dönemlerde Akkoyunlu Devleti tamamen zayıflamış ve Doğudan hızla büyüyen Safevi Devleti tarafından yıkılarak, Erivan bölgesini kendi topraklarına katmıştır. Bu ilerleyişi fark eden Osmanlı Devleti, Safevi Devletini Çaldıran Savaşında ağır bir yenilgiye uğratıp, Erivan bölgesini tekrar kendi hâkimiyeti altına almıştır (1514). İran-Osmanlı savaşlarının başlaması ile son Kasr-ı Şirin antlaşmasına göre Revan(Erivab), İran sınırları içinde kabul edildi (1639). Yalnız Safevi Devletinin otoritesini kaybetmesi 1724 tarihinde devletin çöküşü ile sonuçlandı. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında bir dostluk Anlaşması yapılarak, bu anlaşmaya göre Erivan bölgesi tekrar İstanbul Antlaşması ile Osmanlı Devletine bırakıldı. Tarihin ilerleyen dönemlerinde Safevi Devleti Nadir Han’ın başa geçmesi ile Kasr-ı Şirin antlaşması şarları tekrar kabul görülüp Erivan tekrar İran’a bırakıldı. Bir zaman sonra Nadir Şah’ın ölümü sonucu Safevi Devletinin parçalanması sonucu, Ermeniler Revan Hanlığını kurdular. Ama tuhaf olan taraf halkın yüzde yirmisinin Ermeni olmasıdır. Tekrardan toparlanan İran Erivan bölgesine hâkim olmak adına hamlelerde bulununca, Rusya-İran savaşları başladı. Bu savaşlar sonucundan İran Türkmençay Antlaşmasını imzalayarak, Erivan bölgesini Ruslara bıraktı (1828). Ruslar burayı bir Ermeni vilayeti haline getirdi. Daha sonra ki dönemler Rusların 1917 devriminden etkilenmeleri, TSFSC’nin dağılmasına neden olmakla beraber, 1918’de Ermeniler Erivan üstü olmak üzere Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. 1920’lerde Osmanlı ve Rus ordularının eş zamanlı işgallerine dayanamayıp, Sovyet Rus Birliğine katılmışlardır (1920). 1988’de Karabağ bölgesinde Ermenilerin başlattığı ayaklanma ile Azerbaycan ile savaşın eşiğine gelen olaylar patlak vermiştir. Mayıs 1990’da Ermeniler düzenli ordularını kurarak 1990’da Sovyet Rusya’dan ayrı bir ordu oluşturmuşlardır. Sovyet Rusya’nın dağılması üzerine 23 Ağustos 1991 yılında Ermenistan bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu zaman diliminde Azeri ve Ermeni savaşı patlak vermiş, Karabağ ve Laçin Koridoru Ermenistan tarafından işgal edilmiştir.1994 yılında Rusya’nın müdahalesi ile savaş ateşkesle durdurulmuştur. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yaptığı bu savaş sonrası Türkiye Ermenistan ile diplomatik ilişkilerini durdurmuş ve sınır yolunu kapatmıştır. Sebebi ise Azerbaycan topraklarında olan Karabağ’ın zorla işgal edilmesidir.
Dönem içinde sürekli başka hâkimiyetler altında yaşayan Ermeniler Tarih süreçler hep işgale, göçe ve ölümlere maruz kalmıştır. Kimi zaman Arap, kimi zaman Türk ve Rus işgaline maruz kalan bu halk zaman içinde sürekli savaşlar yüzünden kendi anayurtları olan bölgeleri terk etmek zorunda kalmışlardır. Bunun en basit örneği Ağrı, Van, Muş, Sason, Horasan, Dersim, Bitlis bölgelerinde Kilisleri ve tarihi kalıntıları olmalarına rağmen Ermeni halkının bölgede hiç denecek kadar az sayıda olmalarıdır. Hatta Muş bir Ermeni ismi olmakla beraber, birçok kasaba ve ilçe ismi de Ermeni atalarının isimlerini taşır.
Yazdığım bu bölüm Ermenilerin Türkiye ve Türk toplulukları ile tarih içerisinde ki bölümleri anlatan kısa bölümlerdir.
(Kaynakça; Türk-Ermeni meselesinin iç yüzü-Ayhan Yalçın, Osmanlı Tarihi Kaynakları, Mehmet Biçer, Rus Savaşları Kemal Misyandar.)
2-Türk Belgeleri Işığında Ermeniler.
Türk belgelerine göre Türkiye’de yaşayan Ermeniler 3 bölüme ayrılır. Bunlar, Resmi Ermeniler, yani kiliseye bağlı olan asıl kimliğini belli eden kişilerdir. İslamlaşmış Ermeniler, 17 ve 18 yüzyılda Müslümanlaşmış Ermenilerdir. Gizli Ermeniler ise, Ermeni katliamları ve Ermenilere yapılan baskılar sonucu kimliğini koruyan ama Müslümanlaşan Ermenilerdir.
Devem Edecek…

Yorumlar kapatıldı.