İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk Musevi Cemaati Başkanının Erdoğan’a; “Dilerseniz Türkiye’den ayrılırız” dediği kuyruklu yalanı ardındaki art niyet…

Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh’nin “Gazze’de yaşanan olaylar üzerine geçen hafta Başbakan Erdoğan’a özel bir mektup yazdığı öğrenildi” haberi ardında Türkiye’de etnik temizleme amacının “6/7 Eylül Olayları”ndan bu yana değişmediği beliriyor. Mektupla ilgili ortaya servis edilen, İbrahimzadeh’nin ‘Dilerseniz Türkiye’den ayrılırız’ dediği kuyruklu yalanı Hitler’e hasretlerini ifade edenlerin bir bekleyişini dile getirir nitelikte. Sözü edilen mektubun içeriğiyle ilgili HaberTürk’e özel açıklama yapan İbrahimzadeh, ‘Dilerseniz Türkiye’den ayrılırız’ iddialarını kesin bir dille yalanladı.

İbrahimzadeh şöyle konuştu:

Capture d’écran 2014-07-27 à 19.10.36“Türkiye’den ayrılabiliriz gibi bir ifade kullanmadığımız gibi bu anlama yol açabilecek bir imada da bulunmadık. Mektubumuzda hissiyatımızı, düşüncelerimizi belirttik, Sayın Başbakan’ımıza olan güvenimizi yineledik.

Bunun aksi zaten düşünülemez. Çünkü Türk Musevi cemaatinin her bir bireyi Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden bağlı, bu ülkenin bir parçasıdır. 77 milyon vatandaşımızdan bir farkımız yoktur. Nasıl ki zaman zaman sivil toplum kuruluşları, cemaatler düşüncelerini hükümetimizle paylaşıyorsa, biz de bunu yaptık.” Söz konusu mektubun, Musevi Cemaati’nin önceki gün internet sitesine koyduğu Ramazan Bayramı mesajı içeriğinde olduğu ifade edildi. TMC bayram mesajı:

“Bayramlar, ulusları oluşturan bireylerin tümü üzerinde birleştirici bilincin oluşması fırsatlarını üreten oCapture d’écran 2014-07-27 à 17.27.58rtak alanlar olup, karşılıklı sevgi ve saygı eksenli olarak paylaşılması gereken zaman kesitleridir.
Ulusal sevinçlerin yıldönümü olarak kutlananlarla, din ve inanç kaynaklı olarak kutlanan bayramlar; istisnasız olarak ulusun tümünün ortak değerleridir ve ulusun tümü için refah, iyilik ve esenlik özlemlerinin gerçekleşmesi adına iyi dileklerde bulunma fırsatlarıdır.
Ne yazık ki, ülke olarak bizim de içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasında vuku bulmakta olan insanlık dramları ve özellikle masum çocukların yaşamlarını yitirmeleri, vicdanlarımızı derinden yaralamakta ve eşiğinde bulunduğumuz Ramazan Bayramı’nı gönül burukluklarıyla idrak etmemize neden olmaktadır.
Ayrıca, yakın coğrafyamızdaki ve özellikle Gazze’de yaşanan insanlık dramları ve acıları sahiplenerek gösterdiğimiz milli tepkinin çeşitli kesimlerce boyutunun saptırılarak, biz Musevi inançlı Türk vatandaşlarına karşı maalesef antisemit tavırlara ve nefret suçu ötesi boyutlardaki söylemlere vesile edilmesinin yarattığı provokasyon ortamı, endişe ve burukluklarımızı artırmaktadır.
Sayın Başbakanımızın öncülüğünde, devlet ve hükümetimiz yetkililerinin bölgemizde taraflar arasında adil ve kalıcı barışın tesisi ve tüm bu sorunların çözümü adına sürekli ve etkili girişimlerinin başarılı bir trafiksuçusonuca ulaşması konusundaki inancımızı ve umutlarımızı içtenlikle paylaşıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun Ramazan Bayramı’nı şahsımız ve temsilcisi durumunda bulunduğumuz Türk Musevi Cemaati mensupları adına en iyi temennilerimizle kutluyor, refah, mutluluk ve esenlikler diliyoruz.
Türkiye Hahambaşılığı – Türk Musevi Cemaati“
Türkiye Hahambaşılığı-Türk Musevi Cemaati Mario Levi ile İlgili Basın Bildirisi:
Gazze’de vuku bulmakta olan insanlık dramının kimi basın yayın organlarında ve sosyal medyada ülkemizdeki Musevi yurttaşlarımıza yönelik ırkçı ve ayırımcı söylemlere vesile edilmesinin günümüzde ulusal edebiyatımızın usta ve üretken kalemi yazar Mario Levi’yi de hedef almakta olduğunu esefle gözlemliyoruz.
Bu bağlamda kendini; “Kimilerinin gözünde boykot edilmesi gereken “Yahudi ürünleri” arasında benim kitaplarım da varmış. Canım ve güzel ülkemde bunu da yaşadım” şeklinde ifade eden ve duygularını bizim de paylaştığımız yazar Mario Levi’ye karşı bu tavrı günümüzde kimi çevrelerce üretilen ve tüm Musevi inançlıları da içine alan ırkçı ve ayırımcı söylemlerle tahriklerin ulaştığı tehlikeli boyutun son günlerde de benzerlerini gördüğümüz gibi müdahale edilmesi gereken bir nefret suçu örneği olarak değerlendiriyor ve yetkili mercilere çağrımızı yineliyoruz.
Konuyla ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik’in sosyal medyada paylaştığı sağduyu ve hakkaniyet telkin eden ve konuyu nefret suçu olarak niteleyen mesajlarını saygı ve takdirle karşılıyor, bu mesajların milletimiz tarafından samimiyetle paylaşılarak benimsenmesini diliyoruz.
Türkiye Hahambaşılığı – Türk Musevi Cemaati

http://kehaber.org/2014/07/27/turk-musevi-cemaati-baskaninin-erdogana-dilerseniz-turkiyeden-ayriliriz-dedigi-kuyruklu-yalani-ardindaki-art-niyet/

Yorumlar kapatıldı.