İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarih Kurumu’nda olup biten daha neler neler var!

Murat Bardakçı                                          
Türk Tarih Kurumu’nda yaşanan bir yayıncılık skandalini önceki gün anlatmıştım:Bir özel yayınevi Ermeni meselesi hakkında çok sayıda tarihçiye ortaklaşa bir eser hazırlatmış, yazarlar “Bu iş vatan-millet meselesidir” diyerek feragatname göndererek telif haklarından vazgeçmişler ama yayınevi maliyetin tahminlerin üzerinde olacağını görünce çalışmayı Başbakanlık vasıtası ile Türk Tarih Kurumu’na satmış; Kurum da ilk iş olarak eserin editörü Prof. Dr. Enis Şahin’in isminin yerine o zamanki başkanları Prof. Dr. Metin Hülagü ile diğer beş profesörün adını koymuş ve çalışmayı bu şekilde yayınlamıştı!üstelik, eserin “Tarih Boyunca Türk-Ermeni İlişkileri, Ermeni Sorunu ve Gelişimi” olan adı da değiştirilip “Tarihte Türkler Ermeniler” yapılmış ve külliyatın asıl editörü olan Prof. Şahin hem Başbakanlık’a bağlı ihbar ve şikayet merkezi BİMER’e başvurmuş, hem de manevi tazminat davası açmıştı!

Kurumda olup bitenler maalesef böyle bir ayıptan, yani editörlüğünü başkalarının yaptığı bir eseri sanki kendileri hazırlamış gibi yayınlamaktan ibaret değil!Gazetelerde geçen hafta okumuşsunuzdur: Türk Tarih Kurumu’nun Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü’ye atfen yayınlanan haberlerde Hülagü’nün Yüksek Kurul ile anlaşamadığı için istifa ettiği, Ermeni Masası’nda görevli diğer hocaların istifalarının da ceplerinde olduğu ve görevlerini her an bırakabilecekleri yazılmıştı.
GÖREV SÜRESİ UZATILMADI
Önce, bu ardarda istifalar iddiasının doğrusunu anlatayım:Türk Tarih Kurumu’nun birkaç hafta öncesine kadar başkanlığını yapan Prof.  Metin  Hülagü, görevini sadece istifa sureti ile bırakmadı. Kurum başkanları üniversitelerin öğretim üyeleri arasından seçilir ve başkanlık yaptıkları müddet boyunca da üniversitelerinden izinli sayılırlar. Atama üçlü kararname ile yapılır ve karar Kurum’un bağlı bulunduğu bakanlık tarafından başkanlığa getirilen hocanın üniversitesine bir yazı ile bildirilir. Görev süresi uzatılmadığı takdirde de üniversiteye “Mensubunuz olan bu hoca ile artık çalışmayacağız, dolayısı ile asıl görevine dönebilir, bilgilerinize…” mealinde bir yazı gönderilir.Prof. Metin Hülagü ile için de geçtiğimiz günlerde aynı prosedür uygulandı. Türk Tarih Kurumu’nun bağlı bulunduğu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kurum başkanının asıl görev yeri olan Erciyes üniversitesi’ne bir yazı göndererek Prof. Hülagü’nün görev süresinin uzatılmayacağını bildirdi. üniversiteye bu yazının yollanmasının hemen ardından da, artık tesadüf müdür bilinmez, Prof. Metin Hülagü “Yüksek Kurul ile anlaşmazlığa düştüğü için istifa ettiğini” duyurdu!

BÖYLE BİR MASA YOKTUR!
Şimdi de, Türk Tarih Kurumu’nda mevcut olduğu ve üyelerinin istifa etmek üzere bulundukları “Ermeni Masası” iddiasına geleyim: Kurum’da 1915 olayları üzerinde çalışan, soykırım iddiaları ile mücadele etmekle görevli olan ve bu ismi kullanan böyle bir masa vaktiyle vardı ama birkaç seneden buyana yok, zira tehcir konusunda çalışma vazifesi Tarih Kurumu’ndan alındı ve devletin bir başka birimine verildi. Kurum’da şu anda “Ermeni Masası” isimli bir masa, seksiyon, bölüm, şube, vesaire bulunmuyor ve böyle bir masa olmadığı için “istifaların cepte olması” gibisinden bir şey de sözkonusu değil!Türk Tarih Kurumu’nda yaşanmaması gerektiği halde son senelerde maalesef yaşanan diğer bazı tuhaflıkları ve şanssız hadiseleri anlatmaya devam edeceğim ama şimdilik tekrar hatırlatayım:önümüzdeki sene, 1915 tehcirinin 100. yıldönümüdür. Ermeni diasporası Türkiye’yi resmen “soykırımcı” ilan ettirebilmek için vargücü ile çalışmakta ve yoğun bir propaganda hazırlığı sürdürmekte iken Tarih Kurumu’nda böyle editörlük intihalleri yapılması ve hayali “Ermeni Masaları” icadı, en azından ayıptır!
http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/964495-tarih-kurumunda-olup-biten-daha-neler-neler-var

Yorumlar kapatıldı.