İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Müzik evrenseldir’e örnekler…

Adnan Baştopçu
Haftalık haber dergisi Aktüel, ‘Çırpınırdı Karadeniz’ isimli şarkının müziğinin eski bir Ermeni bestesi olduğunu yazmış. Dergi, yeteri kadar moral bozduğunu düşünmemiş olacak ki, tutmuş okurlarına, Ayten Alpman’ın meşhur ettiği ‘Memleketim’ şarkısının (Havasına suyuna, taşına toprağına…) müziğinin de çapkın bir hahamı konu alan Yahudi parçası olduğunu duyurmuş. Benim için sorun yok. Öteden beri ‘müzik evrenseldir. Küre’nin neresinden çıkarsa çıksın tüm insanlığındır’ görüşünü dile getirdiğim için demoralize falan olmadım. Hem zaten biliyorum. Misal milli maçlarda takımı gaza getirmek için hep bir ağızdan söylediğimiz Gençlik Marşı’nın da bestecisinin İsveçli olduğunu. (Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar!..) Bestenin sahibi Felix Körling. Marşın orijinal adı ‘Jamtland’lı Üç Şarkıcı Kız. Güftenin konusu ormanda geçtiğinden daha ziyade ormancıların sevdiği ve söylediği bir marşmış bu.


Şimdi burada ‘Sarı Gelin’ türküsünün de ‘Ermeniler’e ait olduğu iddialarına yer verecek değilim.
Şu kadarını söyleyeyim.
Vakti zamanında bir Ege turu atıyoruz.
İsmi bende saklı bir gazeteci (meraklısına Zafer Opsar!) elindeki pilli radyoyla Yunan istasyonlarını tarıyor tarıyor ve bulduğu şarkılara ‘Ana İbrahim Tatlıses söylemiyor muydu bunu!’, ‘Vay canına ben bu şarkıyı Zeki Müren’in sanıyordum!’, ‘Bak bak Adnan, Sibel Can’ın şarkısı Yunanca söyleniyor!’ gibi ünlemler çıkarıyordu.
Hem kendisi şaşırıyor yani, hem bizim şaşırmamıza vesile oluyordu.
O günlerde basında, ‘Hey Gidi Karadeniz’ diye bilinen şarkıyı, seçim şarkısı yapmak isteyen ANAP ve DYP’nin birbirine girdiği yazılıydı.
Sonunda ne mi oldu?
Şarkı bir Yunanlıya ait çıktı.
DYP’liler üşenmeyip Yunanistan’a gitti ve ANAP’ı gammazladı.
Adam da, ‘madem şarkımın izinsiz kullanıldığını söylemeye taa buralara geldiniz. Siz kullanın şarkımı. Para da istemiyorum!’ dedi.
Ama ben en çok, Rahmetli Turgut Özal’ın ‘İcraatın İçinden’ programlarında, gözümüze sokar gibi uçurduğu F-16’lara fon müziği yaptığı, ‘Carmina Burana’ya gülerdim!
Festival açılış konserlerinde, Reha Muhtar’ın meşhur ‘Ateş Hattı’ programının jeneriğinde, Jet Fadıl’ın da Proton isimli arabasının reklamında falan da kullanılan besteye niye güldüğümü az sonra öğreneceksiniz!..
Ne zaman hislenmemiz istense, ne zaman damarlarımızdaki kan daha hızlı aksın diye düşünülse bu şarkının coşturucu duyguları ayağa kaldıran volümüne ihtiyaç duyulur ya.
İşte benim için komik olan taraf bu.
Çünkü besteci Carl Orff besteyi yaparken, nasıl söyleyeyim bilmiyorum, ünlü Romalı şair Catallus’tan esinlenmiş. Catallus’un yazdığı şiirlerden Luventus isimli bir gençle eşcinsel ilişki yaşadığı biliniyor. (Sağolasın Google!)
Koyu dindar bir besteci olan Carl Orff’un yer yer müstehcenlik içeren bu bestesi, Kilise’yi küplere bindirmiş. (Neticede Carl Orff aforoz edilmiş.)
Ekranda, GAP, F-16’lar falan. Fonda Carmina Burana. Gel de gülme şimdi.
Adam ne için yapmış müziği, biz hangi işlerde kullanıyoruz!
Dönersek yine yazının başına…
‘Çırpınırdı Karadeniz’in, ‘Memleketim’in bestecilerinin kim olduğunun ne önemi var?
‘Sarı Gelin’ türküsünün kime ait olduğu mu önemli, yoksa insanım diyen herkesi hüzünlendirebilmesi mi?
Bugün coşmamıza vesile olan ‘Carmina Burana’nın hangi ortamda ve ne gibi bir esinmeyle üretildiği çok önemli diyen biri çıkar mı?
***
NOT: Allah’ım! ‘10. Yıl Marşı’nın Cemal Reşit Rey’e ait olduğu bilgisi de tashih edilmesin lütfen! Bir o kalmış elimizde, o yüzden…


http://olay.com.tr/makale/adnan-bastopcu/8216muzik-evrenseldir8217-e-ornekler/1258.html#.U7ATlfl_vC1

Yorumlar kapatıldı.