İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

1915 Soykırımı Türkler ve Kürtler Mevzuunda Derkenar- 1:

Sait Çetinoğlu

…Türkiye ile Ermenistan ve Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişki asimetrik bir hegemonya ilişkisidir. Bu ilişki Ermeni-Türk ilişkisi aslında yüzyıllarca önce, Türklerin Ermenileri askerî açıdan fethetmeleriyle birlikte başlamıştır. Bu fetih, Osmanlı devlet yapısı olan millet sistemi hiyerarşisi içinde dondurulmuştur. Millet sistemi başlangıçtaki emperyal fethi daimi kılmıştır, öyle ki o, fethin Ermeni-Türk ilişkisinin özü olduğunu tekrar tekrar ileri sürmüştür. Soykırım bu ilişkiyi değiştirmemiş, tersine, fethe, durağan baskı halinden geniş kapsamlı imhaya dönüştürerek süreklilik kazandırmıştır; bu da fethin mümkün olan en vahşi biçimde tamamlanması ve tarihi Ermenistan’ın Türk ve Kürtlerce sömürgeleştirilmesi demektir. “Sorunun” çözümünü bu somut suç ortaklığı engellemektedir. Ermeni toprakları Müslümanlar tarafından paylaşılmıştır.

“Cumhuriyet” /Kemalist yönetiminin bu güne kadar toprak reformu baskısı altında kalmamasının nedeni de Batı Ermenistan’ın Müslüman güçlerce sömürgeleştirilerek topraklarının paylaşılmasıdır. İkincisi, Bugün Batı Ermenistan’da Kürtler büyük bir güç devşirerek iktidar olmuşlardır. Kürtler, iki güç arasında bölünmekle birlikte iktidar (yerel de olsa) PKK-BDP güçlerinin elindedir ve Kürtlerin yarısını bu güç kontrol etmektedir. Diğer yarısı da iktidardaki AKP’nin kontrolündedir. “Sorunun” çözümünü zorlaştıran etmenlerin başında da bu iktidar yapısı gelmektedir. Bugün merkezi iktidar (AKP) ile yerel iktidar (PKK-BDP) arasında sürdürülmeye çalışılan “barış” görüşmeleri süreci bir anlamda yüz yıl önceki suç ortaklığından doğan sorunların ve “uygar” dünya karşısındaki sıkışmanın atlatılmasıyla 1915 Soykırımın 100. Yılında “Ermeni Sorununun” kazasız belasız geçiştirilmesi teklifi olarak anlamakta sakınca yoktur. Bu geçiştirilmenin startı Öcalan’ın 2013 Newroz’undaki konuşmasında verilmiş, başta Bese Hozat olmak üzere PKK yöneticilerinin lobi (Ermeni lobisi- Rum lobisi-Yahudi lobisi) söylemleri ile bu söylemlerin aynı paralelde Öcalan tarafından da pekiştirilmesi suç ortaklığının günümüzdeki izdüşümü olarak da okumakta da mahzur yoktur.

Ermeni Soykırımı Türk ve Ermeni ilişkisinin tarihinde yaşanan bir anormallik, bir sapma değildir, tarihle sınırlı değildir ve dolayısıyla mevcut durumdan ayrı tutulabilir bir şey de değildir. İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin asimetriyi azami düzeye çıkarttığı noktadır. 

Bu azami düzeye yükseltilen hegemonya Soykırım cinayetlerinin bitiminden beri sürmektedir, çünkü bu hegemonyayı, yani Soykırımın sonuçlarını hafifletecek hiçbir şey yapılmamıştır.

NOT: diyarbakır’a dair bilgiler HD vakfının Diyarbakır tebliğlerinde, ve net’te Ergeni’de Ermeni mallarını kim aldı, mardin’e dair bilgiler, Yves ternon’un mardin 1915 bir yıkımın patolojik anatomisi kitabının önsözü ve sonsözünde bulunmaktadır… 




Yorumlar kapatıldı.