İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mor Aho Manastırı Restore edilmeli!

Şehmus Kartal
İlk çağ Süryanilerinden bu yana yaklaşık 1700 yıldan beri Süryaniler tarafından Hasankeyf ilçe merkezi Turabidin bölgesi içinde değerlendirilmektedir. M.S. 638 yılında İalamiyetin inkişafıyla birlikte bölgeye yapılan İslami fetihler sırasında Antik Kent Hasankeyf’te sona eren Bizans İmparatorluğunun Doğudaki uzantısı olan Hıristiyanlığın dini hakimiyetleri döneminde inşa edildiği tahmin edilen Mor Aho Manastırı, Batman ili Hasankeyf ilçesine bağlı Üç Yol köyünün 2 km. kuzeyindeki Banı Mahar kırsalında inşa edilmiştir.

Bu manastırın halk arasındaki yerel ismi Mahar Kilisesi anlamına gelen Deyr Mahar’dır. Dicle nehrinden yaklaşık 100 metre yükseklikte olan ve Dicle’ye hakim bir düzlükte inşa edilmiş bulunan Mor Aho Manastırının yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber Turabidin bölgesi kırsalına dahil olan ve bu kategoride kayıtlı olan yaklaşık 80 adet manastır içinde önemli bir noktada bulunmaktadır.

Bu manastır, yaşamakta olduğum kent olan Batman il sınırları içinde ve memleketim olan Hasankeyf ilçesine bağlı kırsal bir alanda olması nedeniyle zorunlu olarak zaman zaman yörede yaptığım gezi programlarım içinde yer aldığı için tarafımca metruk durumda olan bu Manastır birçok kez gezilmiş ve burada incelemelerde bulunmuşumdur. Ancak her seferde bu manastırın iç ve dışındaki duvarlarında inşa tarihini gösterir bir kitabe aramama rağmen bir türlü böyle bir kitabeyle karşılaşmadım.

Buna göre Turabidin kırsalında bulunan bütün manastırlar, M.S. 4. yüzyılda inşa edildiğini var sayarsak, muhtemelen Mor Aho Manastırı da M.S. 420-425 yılları arasında Bizanslıların bölgedeki dini hamiyetleri döneminde inşa edilmiş olduğu söylenebilir. Hasankeyf ilçe merkezinin 10 km. doğusunda bulunan ve kısmen harap durumdaki bu manastır bulunduğu bölgenin kırsalında yer alan diğer manastırlar gibi zaman içinde cemaati bölgeyi terk edince kendi haline bırakılmış, iklim ve doğa şartlarının ağır tahribatı sonucu binada çökmeler ve duvar yıkılmaları meydana gelmiştir.
İnsan eliyle yıkılıp tahrip edildiğine dair hiçbir iz bulunmamaktadır. Yaklaşık 20×30 metre ebadında 600 m2’lik bir alan üzerine dikdörtgen planlı bir tarzda inşa edilmiştir. Çevresinde tarım arazileri dışında hiçbir yapı bulunmamaktadır. Havadar bir alanda ve Dicle Nehriyle doğal irtibatlı bir konumda olması nedeniyle coğrafi bölge anlamında sahip olduğu çevre güzellikleri nedeniyle yoğun ilgi çekebilecek bir pozisyondadır.

Dicle Nehri kenarında ve manastıra ait olduğu tahmin edilen meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçe mevcuttur. Ayrıca bu bahçenin içinde de yıkık durumda tarihi yapı kalıntıları bulunduğundan bahçenin manastıra ait olduğunu tevsik eden kuvvetli bir delildir. Halk arasında bu bahçeye Attafiye bahçeleri denilmektedir. Mor Aho Manastırı inşaatında yöresel malzeme olarak kesme taş blokları, moloz taş ve ces (sönmüş kireç) kullanılmıştır. Ayrıca manastırın bahçesinde bir su kuyusu vardır. Yaklaşık yüzyıldan beri cemaati tarafından terk edilmesi nedeniyle bakımsızlıktan dolayı harabeye dönmüştür. Dicle kıyısındaki Attafiye bahçesi de aynı şekilde terk edilmiş durumdadır. Bu manastırda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Değerli dostlar, Batman iline bağlı en eski insan yerleşim merkezlerinden biri olan Hasankeyf ilçe merkezindeki tarihi doku paftası içinde değerlendirilen Mor Aho Manastırı, Anadolu toprakları içinde kalan Kuzey Mezopotamya’daki diğer anıt eserler gibi bakıma muhtaç bir tarihi yapı olarak uzun yıllardan beri bulunduğu kuş uçmaz, yol geçmez ve kervan uğramaz bir yerde restorasyondan geçmeyi beklemektedir. Mor Aho Manastırı ile ilgili yöresel bazda yaptığım araştırmada, özellikle Mardin’in Midyat ilçesinde ikamet eden yaşlı Hıristiyan vatandaşlarımızdan edindiğim kadarıyla Mor Aho Manastırı yaklaşık olarak 99 yıl önce manastırda görevli papaz ve keşişler tarafından can güvenliliklerinin ortadan kalkması nedeniyle terk edilmiştir. Mor Aho ismi de feryat figan etmekten kaynaklanan bir isimdir.
Geçmiş uzun yıllar öncesi bir dönemde bu bölgede yerel bazda Hıristiyanlara yapılan haksızlıklar nedeniyle ah çekip, feryat ederek manastıra sığınan ve böylece canlarını kurtarmaya çalışan Hıristiyanlara atfen bu manastıra Mor Aho denilmiştir. Mor Aho Manastırında bulunan ve tarafımca fotoğrafı çekilen Süryanice yazılmış bir tabela mevcuttur. Bu tabela üzerindeki yazıyı Midyat’ta okuması için yaşlı bir Hıristiyana gösterdim. Yaşlı Hıristiyan okuma gözlüğünü taktıktan sonra dikkatlice yazıyı okudu ve bana dönerek dedi ki; ” yazıda şöyle diyor, Ben Gabriel Rabo kardeşlerimle bu Mor Aho manastırını, Kaddis Mor Aho anma gününde ziyaret ettim. ”

Bölgenin hayat damarlarından biri olan Dicle Nehrinin binlerce yıldan beri aktığı bu güzel sahilinin güneyindeki düzlükte yer alan Mor Aho Manastırı, yüzyıllardan beri Nehrin karşı sahilinde bulunan petrol mahzeni Raman sıradağlarına bakmaktadır. Rakım olarak bulunduğu noktanın nehirden kaç metre yüksekte olduğunu ve baraj gölünden etkilenme derecesinin ne kadar olduğunu bilmiyorum. Ancak görünürde Ilısu Baraj gölünden kısmen etkilenecek olup büyük bir kısmı baraj gölünün kıyısında kalacaktır diye tahmin ediyorum.
Batman İl merkezinden gelip yeni Hasankeyf yerleşkesinden geçecek olan ve Dicle Nehrinin göle dönüşecek bu mevkisi üzerinde yapılacak Boğaziçi köprüsüne benzer bir köprüyle ulaşımı sağlayacak olan uluslararası (Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini Habur üzerinden Orta Doğuya bağlayacak) nitelikteki yol Mor Aho Manastırına bitişik ve yakın bir yerinden geçecektir. Sözü edilen köprü ve yol bittikten sonra kanımca Mor Aho Manastırının ziyaretçileri çoğalacaktır.
Dolayısıyla Batman’daki turizm alanlarına böylece Mor Aho Manastırı gibi kör noktalarda saklı kalmış ve her biri kendi başına muhteşem tarihi değerlerimizden bir yenisi daha katılmış olacaktır. Çünkü çözüm süreciyle birlikte ortalık sükûnete kavuşmuş durumdadır. Bu durum bölgemizde bakir kalmış turizm alanlarında bulunan zengin potansiyelin ortaya çıkartılarak canlandırılması anlamında çok önemlidir. İşsizliğin had safhada olduğu ilimizde turizm potansiyelini önemsemek ve bunu dünya gezginlerinin beğenisine sunarak ekonomiye kanalize etmek, istihdam anlamında önemli bir yer tutacaktır.
Kanımca şimdiden tezi yok, bu konuda ele geçmiş olan fırsatları çok iyi değerlendirmek ve bu anlamda Batman İlimizin turizm anlamında haklı olarak layık olduğu yere gelmesini sağlamak için bu konudaki bütün ihtiyaçları gidermek gerekiyor diye düşünüyorum. Bu nedenle şimdiden Memikan Köprüsü ve Mor Aho Manastırında bir restorasyon çalışması başlatmanın tam zamanıdır diyorum.
Hoşça kalınız.
Kaynak: turizmhaberleri.com

http://www.turizmhaberleri.com/HaberAyrinti.asp?ID=27660

Yorumlar kapatıldı.