İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni mallarına ne oldu?

Garip Avcı
Daha önce de bir kaç yazımda Ermenilerin acılarından ve yurt dışında gördüğüm Ermenilerle ilgili anılarımdan bahsetmiştim… Sadece benim sorguladığım yüzyıllarca Antep’te yaşamış belli varlık sahibi bu zanaatkar Ermenilerin mallarına ne olduğudur. Acaba bunu sadece ben mi merak ediyorum derken  10 Mayısta İstanbul’da Hill Otelde “Antepte Yeni Bir Zengin Sınıfının Doğuşu 1914-1922” konulu bir konferansın yapıldığını  ve önümüzdeki günlerde aynı konferansın Gaziantep’te planlandığını duydum ve memnun oldum. “Niçin ?” derseniz , yurtdışına sürülen Ermeni vatandaşların mallarına sahip çıkabilmeleri için  5 yıl gibi kısa bir süre tanınmış, zaten gelmeyen zavallıların tüm malları ise çıkarılan bir kanunla Antep zenginlerince kapışılmıştır. Sanırım diğer iller de öyle.

***
Daha önce de bir kaç yazımda Ermenilerin acılarından ve yurt dışında gördüğüm Ermenilerle ilgili anılarımdan bahsetmiştim.
Ben bir Türk’üm ve gururla bunu ifade ederim. Bazıları “Ermeni Hayranı mısın ?” diye sorabilir ancak bu sadece bir empati meselesi. Çünkü yurt dışında gördüğüm Malatyalı Ermeniler Malatya’yı, Antepli Ermeniler, Antep’i çok özlüyorlardı ve memleketleri hep gözlerinde tütüyordu.
1915’te niçin sürüldüklerinden ve başlarına yolda neler geldiğinden bile bahsetmeyeceğim. Zaten o günlerin canlı tanığı olan Yazar Halide Edip Adıvar, Ermeni meselesine “Karşılıklı öldürüşmeler” diyor. Katılırız katılmayız ama karşılıklı çok acılar yaşanmış. Sebep zaten  Fransa ve İngiltere gibi emperyalist güçlerin kışkırtması değil mi?
Sadece benim sorguladığım yüzyıllarca Antepte yaşamış belli varlık sahibi bu zanaatkar Ermenilerin mallarına ne olduğudur.
Acaba bunu sadece ben mi merak ediyorum derken  10 Mayısta İstanbul’da Hill Otelde “Antepte Yeni Bir Zengin Sınıfının Doğuşu 1914-1922” konulu bir konferansın yapıldığını  ve önümüzdeki günlerde aynı konferansın Gaziantep’te planlandığını duydum ve memnun oldum.
“Niçin ?” derseniz , yurtdışına sürülen Ermeni vatandaşların mallarına sahip çıkabilmeleri için   5 yıl gibi kısa bir süre tanınmış, zaten gelmeyen zavallıların tüm malları ise çıkarılan bir kanunla Antep zenginlerince kapışılmıştır. Sanırım diğer iller de öyle.
EMVAL-İ METRUKE (Terkedilmiş Mallar) denilen bu yağma kanununa göre ve sözde ihalelerle tüm Ermeni konakları, bağları, bahçeleri, dükkanları yok pahasına adeta kapışılmıştır.
Düşünüyorum da niçin bu mallar terkedilmiş olsun ki? Bunlar belki İmparatorluk zamanında terkedildi ama ya Cumhuriyet kurulduktan sonra? Hak sahibinin  hakkı teslim edilmeli değil mi? İslama, hukuka, adalete, ahlaka, insanlığa uygun olan da bu değil miydi ?
Çoğu kişi “Bunları satın aldılar.” dese de bir pencere, kapı fiyatına koca bir konak satın alınmıştır.
Hatta Gaziantepte Binevlerden Üniversiteye kadar  kıymetli Ermeni arazilerini üzerine geçiren Hayri adlı biri için “Antepli Heyrinin yemeyle malı mı biter ağam ? ” şeklinde deyim oluşturulmuştur.
Aradan yıllar da geçse haklının hakkını alması, adaletin yerini bulması, demokratik bir ülke  açısından bence çok önemli. Bazıları Ermenilerden özür dilenmesini çok yersiz bulsa da geçmiş acıların unutulması açısından bunlar gerekli diye düşünüyorum. Önemli olan dün konuşamadıklarınızla bu gün oturup konuşmanızdır.
Umarım Emval-i Metruke kanunu  zenginlerinin haksız edindikleri mallar gerçek sahiplerini bulur ya da  hiç değilse hazineye gelir kaydedilir.
Yıllar önce Almanya’dan veya Avrupa’nın başka bir ülkesinden emekli olmuş Türk vatandaşlarının hakları  öldükten sonra dahi Türkiyedeki akrabaları  teslim ediliyor. İşte adalet budur. Türkiye’de bu konuda Hak ve Adalet sınavını başarıyla verebilmelidir.
Bu konuda çalışma yapan konuşmacı ve araştırmacı Ümit Kurt’u yürekten kutluyorum.
http://blog.milliyet.com.tr/Ermeni_mallarina_ne_oldu_/Blog/?BlogNo=460883&ref=milliyet_anasayfa

Yorumlar kapatıldı.