İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Ermeni Açılımı”?

Cengiz Aktar
Başbakan’ın 23 Nisan beyanı sonrasında açılımı somutlaştırmak için katledilen Ermenilerin torunlarına vatandaşlık verilmesi lafı medyada epey yankılandı. Önemli, ama torunlara gelmeden Türkiye vatandaşı olan Ermenilerin eşit vatandaşlık hakkına sahip olması daha acil değil mi? Bu amaçla hızla ve basitçe birçok iyileştirme yapılabilir. Gayrimüslim okulları, dolaşımdaki ders kitapları, memur sınavında pozitif ayrımcılık, vakıf seçimlerinin yapılmasının engellenmemesi, vakıf malları iadesi… Kaldı ki şu geri verilecek vatandaşlık 1964’te kovulan ve vatandaşlıktan atılan İstanbul ve İmroz-Bozcaada Rumları için, daha yakın zamanda ise 12 Eylül darbesi sonrasında gizli genelgeyle vatandaşlıktan atılan Gayrimüslim vatandaşlar için dahi tam manasıyla uygulanamıyor. Askerlik vs, bir dolu engel çıkarılıyor. Zihinlerde bu toprakların Gayrimüslimlerin de vatanı olduğu yerleşmedikçe vatandaşlık iadesi ve eşitliği havada kalmaya mahkûmdur.

Açılımın içini doldurmak için yapılabilecek iyileştirmelerden birisi de TCK 305’in gerekçesinin iptalidir. Hukukçu Ümit Kardaş’ın 2004’te AB ile müzakerelere başlayabilmek için alelacele çıkartılan yeni TCK ile ilgili Radikal makalesinin başlığı “TCK’da Mayın: Madde 305” idi. Uygulanmadığı için 301 kadar şöhretli olmayan 305, Başbakan’ın Ermeni açılımı açısından canalıcı bir husus içeriyor. Başbakan “Türkiye Cumhuriyeti hukukun evrensel değerleriyle uyumlu her düşünceye olgunlukla yaklaşmaya devam edecektir” derken Ermenilerin başına gelene soykırım da denebileceğini dolaylı olarak dile getiriyor. Oysa bu, TCK’nın 305. maddesi uyarınca mümkün değil.
Kardaş’tan dinleyelim: “Sözkonusu madde yeni TCK’da, Millete ve Devlete Karşı Suçlar başlıklı dördüncü kısmın, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar başlıklı dördüncü bölümü içerisinde yer alıyor. Gerekçesinde ise Temel Milli Yarar kavramının içerik ve kapsam itibarıyla çok geniş olabileceği belirtilmiş, duraksamalara meydan verilmemesi bakımından maddenin son fıkrasında Temel Milli Yararlardan ne anlaşılması gerektiğini belirtir kavramlar gösterilmiştir. Bu kavramlar bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyet’in Anayasa’da belirtilen nitelikleridir. Ve gerekçe aynen şöyle devam etmektedir. ‘Para, yarar veya vaat kabulü suretiyle bugün Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi veya bu konuda Türkiye aleyhine bir çözüm yolunun kabulü için veya sırf Türkiye’ye zarar vermek maksadıyla, tarihsel gerçeklere aykırı olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ermenilerin soykırıma uğradıklarının basın ve yayın yoluyla propagandasının yapılması gibi.’”Bu gerekçe Başbakan’ın beyanını kadük kılar.
Üçüncü ve çok mühim diğer somut adım, 21 yıldır kapalı olan Ermenistan sınırının açılmasıdır.
Ahmet Davutoğlu’nun dış basında Başbakan’ın 1915 beyanına yakıştırdığı “eşi benzeri görülmemiş adım” içini dolduracak adımlar bekliyor. Var mı böyle bir irade?
http://www.taraf.com.tr/yazilar/cengiz-aktar/ermeni-acilimi/29700/

Yorumlar kapatıldı.